Sarı Basın Kartı Şartı Derken...

09 Mart 2012 Cuma
\n

\n

Tutuklu gazetecilerin neden olduğu tepkiyi yumuşatmak amacı ile sayıları 105’i bulan meslektaşlarımızdan sadece 6’sının Basın Kartı taşıdığını söyleyen başbakan son zamanlarda medya ile tüm köprüleri attığını fark etmiyor mu?

\n

Yoksa sabahları sadece kendisine yandaş olan gazeteleri okuyarak mı avunuyor?..

\n

Üzerindeki satış bedelini hayli aşan değerde lüks parlak kâğıda basılacak kadar arkası güçlü olduğu görülen bu yandaşlardan bir tanesi, birinci sayfasında üç sütuna attığı başlıkla Başbakanın Tutuklu gazeteciler yalanını bitirdiğini söylüyordu! (Bugün, 8 Mart)

\n

Nasıl bitirdiğini merak eden Cumhuriyet okurları için, Sayın Erdoğanın o 105lik listede isimleri olanlardan 69’unun PKKli, 25inin de aşırı sol terör örgütlerinden tutuklandığını söylediğini belirteyim.

\n

Bu tutuklananlar, diledikleri örgütlere elbette üye olabilmelidir. Ama gazeteci kimliğini ifade özgürlüğünün zorunlu koşulu olarak görmeli, şiddete ve saldırıya başvurmamalıdırlar.

\n

***

\n

Başbakanın sözünü ettiği Basın Kartı, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından gazetecilere belli bir sürenin sonunda verilen bir tür kimlik belgesidir.

\n

Hakkını yemeyelim. Devlet dairelerinde nüfus cüzdanı yerine de geçebilen, İstanbul, Ankara gibi bazı belediyelerin kent içi ulaşımında taşıyanlardan ücret alınmayan bu kart, daha önceki yıllarda gazeteci için tam bir imtiyaz belgesiydi.

\n

Trenlerde ayda 7 lira verip alınan bir biletle birinci mevki kompartımanda bir ay boyunca dilediğiniz kadar sefer yapabilirdiniz. Evinizdeki telefonun ücretini tahakkuk eden bedelin yarısı olarak öderdiniz.

\n

Buna benzer başka avantajlara da sahip olan gazetecileri, siyasi iktidarın asalağı olarak gören ve gösterenler arasında kimi meslektaşlar da oluyordu. Doğal olarak o meslektaşlar Basın Kartı yerine kendi işyerlerinden aldıkları kimlik kartlarını kullanmayı seviyorlardı. Bugün de birçok gazeteci o kartı taşımıyor. Taşımak istemiyor ya da fuzuli görüyor.

\n

Sarı Basın Kartı taşıyanlara tanınan o tür imtiyazları da 1980 sonrasında rahmetli Turgut Özal kaldırdı. İyi de etti. Çünkü günümüzde o iletişim indirimleri medyaya egemen holdinglere yarıyordu.

\n

Başbakanın gazetecilik için koşul olarak gördüğü Sarı Basın Kartını ilk kez alacaklar için Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü her yıl özel bir komisyon oluşturur. Üç büyük kentin İstanbul, Ankara ve İzmir Gazeteciler Cemiyetinin birer temsilcisinin de yer aldığı o komisyon yeterli saydığı kişilere Sarı Basın Kartı verilmesini onaylar ya da başvuruyu geri çevirir.

\n

Erdoğan umarım bu satırları okumaz: 28 Şubattan önce de o tarihten sonra da bazı kadın meslektaşlarımıza başları türbanlı olduğu için Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün ünlü Sarı Basın Kartını verme olanağı o komisyonda bazı meslek kuruluşlarının temsilcilerince veto ediliyordu.

\n

Başbakanın Sarı Basın Kartını gazetecilik için şart koşmasının altında yatan tehlikeyi de söyleyerek yazıyı noktalayacağım:

\n

Dün türban nedeniyle bu devlet belgesini alamayan gazeteciler, mazallah bugün de Başbakanın ya da Başbakanlık’ın kriterlerine uymadığı ileri sürülerek veto edilirse ne yaparız?

\n

Bugün Başbakanlık BYGMnin onayı derken, bir sabah kalktığımızda bir adım daha ileri gidildiğini ve gazetecilik mesleğini yerine getirmek için devletin oluşturduğu Basın Odasınca akreditasyon alma koşulu konulması için bir yasa hazırlandığını okursak!!!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları