“Sana sevdanın yolları bize kurşunlar” misali, şanslılara kuru hava, Beşiktaş’ın kaderine de ‘kar fırtınası’ düştü… Beşiktaşlılar “Siyah” dedikçe, gökyüzü “Beyaz” olup yağıyordu… Yağmurlu ama ılık bir İstanbul havası maç saatinde “Buza” dönmüştü…
Stadın zemini bembeyaz olmuştu. Karı küredikçe kürüyorlar, kar ise “Ben yağacağım” diyordu. Dünyanın parasını harca böyle bir stat yap, ama alttan ısıtma yapma! Hani bir türkü vardı bildiniz mi, “Yesin oni ninesi” diye… İşte, durum maalesef böyle idi!
Hakem Beyciğim 5. dakikanın 8. saniyesinde idrak etti bu durumu. Kaptanları çağırdı, “Çizgiler kayboldu” dedi. Topçuları içeri yolladı. Maçın başında yapması gereken şeyi, dakikalar sonra yaptı ve maçı erteledi…
Eğer bu karda oynansaydı, ortaya tatsız tutsuz bir futbol çıkacaktı.
Yerini bulmayan paslar, kayıp düşenler, kaza golleri… Ve tabii ki dandik hakem kararları…
Neyse; fazla üzmeyelim, bunca kötü şartlar altında Hakem Beyciğimi.
Hakem Beyciğim, o ilk düdüğü hiç çalmayacaktın…
Yine de gözlerinden öptüm…
Uzun zamandır dememiştim. Bugün diyeceğim: Bu soğukta O.C. Kaçar anam babam…
En Kalbi Muhabbetlerimle…
Ben CAN; Orhan Can…