Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bağımsız Kurullar ve Mahkemeler...
Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin aday adaylığı sürecinde dayattığı isteklerinden biri de siyasetten arındırılmış kimi özerk kurumların oluşturulmasıydı.
\nBu kurumlar büyük ölçüde 2002 seçimleri öncesinde 57’nci Ecevit koalisyon hükümeti döneminde oluşturuldu.
\nTürkiye’nin pek de alışık olmadığı bir yaklaşımla, kurullarda görev alacaklar, üzerlerinde fazla tartışma yapılmayacak kişiler arasından seçildiler.
\n***
\nAKP iktidarı bu kurallardan memnun olmadığını kısa bir süre sonra yansıtmaya başladı.
\nDavulun kendi boynunda, tokmağın ise başkalarında olduğunu, yandaşlarının da katkısıyla kamuoyunda yaygınlaştırmaya çalıştı.
\n2004 yılı Temmuzu’na gelindiğinde de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne “Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Hakkında Kanun Tasarısı”nı sundu.
\nTasarıda özerklikleri kâğıt üzerinde kalması hedeflenen şu kurum ve kurullar yer almıştı:
\n- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
\n- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)
\n- Kamu İhale Kurumu
\n- Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
\n- Rekabet Kurumu
\n- Sermaye Piyasası Kurumu
\n- Telekomünikasyon Kurumu
\n- Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu.
\nÖnce farkına varıldı ki RTÜK’ün yeniden oluşturulması için anayasa değişikliği gerekiyor. Ondan vazgeçildi. Öteki kurum ve kurulların yeniden oluşturulması görüşü de, süresi dolacak üyeliklere yapılacak atamalarla gerçekleştirilmek üzere uykuya yatırıldı.
\nSüreç işledikçe özerk kurum ve kurullar dikensiz gül bahçesine dönüştü.
\n***
\nYüksek Öğretim Kurulu 7 Mayıs 2004, Radyo Televizyon Üst Kurulu da 21 Haziran 2005’te yapılan değişikliklerle rayına oturtuldu.
\nArtık her iki kurulda da iktidar partisinin belirlediği kişilerin sözü geçecek, uygulamalar da iktidarın istediği yönde gerçekleşecekti.
\nYüksek yargı kurumları yasalarda yapılacak değişikliklerle yeniden oluşturulabilirdi ama Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeni bir yol haritası çizmek gerekiyordu.
\n12 Eylül’ün 30’uncu yıldönümünde, 12 Eylül askeri yönetimine duyulan tepkiler kullanılarak bu kurullar da hizaya sokuldu.
\nBöylece özerk ya da bağımsız kurulların köküne kibrit suyu dökülmüş oldu.
\nYargı aracılığı ile yeniden oluşturulan Yüksek Askeri Şûra’yı da (YAŞ) unutmayalım...
\n***
\nDeniz Feneri e.V. Türkiye soruşturmasının savcıları ile şike ve teşvik primi soruşturmasının savcıları hakkında neredeyse yıldırım hızıyla müfettiş görevlendirilmiş olmasını nasıl yorumlamalıyız?
\nYa da Silivri davalarını yürüten savcılar hakkında yüzlerce, hatta binlerce şikâyet varken (hadi ilgilenilmedi demeyelim) kaplumbağayı bile hızlı kabul ettirecek bir yaklaşımın geçerli olmasını nasıl değerlendireceğiz?
\nKurumlar özerk ve bağımsız olunca böyle gelişmeleri fazla kurcalamamak gerekiyor galiba...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu