Öztin Akgüç

Ortadoğu'da ABD-AB Çelişkisi mi?

24 Temmuz 2011 Pazar
\n

\n

ABDnin BOP ya da GOPu (Genişletilmiş veya Büyük Ortadoğu Projesi) Kuzey Afrikadan Avrasyaya kadar uzanan geniş bir coğrafi bölgeyi, ABDnin arka bahçesi haline getirmek; ekonomik ve buna bağlı siyasal açıdan, dünyanın bilinen petrol ve doğalgaz rezervlerinin önemli bir bölümüne sahip alanda ABD hegemonyası, egemenliği oluşturmaktadır. ABDnin BOP veya GOPun, Rusya, Çin, hatta ABnin planlarına, beklentilerine ters düştüğü açıktır. Her ne kadar AB, ABDnin Irak işgalini, Afganistanı istila teşebbüsünü desteklemiş görünse de bunda ne derece samimi olduğu, gerçek destek verdiği kuşkuludur.

\n

Kişilikli, etkili, aktif, itibarlı olarak propagandası yapılan Türkiye dış politikasının, gerçekte ABDnin Ortadoğu politikasının taşeronluğunu, hatta sesyayarlığını yaptığını düşünürüm. Türkiye, ABDnin açık ya da gizli telkinleri ile hareket eden bir ülke konumundadır. ABD şu ya da bu şekilde komut verir, Türkiye, talimatı iletir ve yürütür.

\n

***

\n

Son günlerde Sayın Başbakan RTEnin özerklik ve Kıbrıs konusundaki çıkışları, bir tutum değişikliği olarak görülmüş, yorumlanmıştır. Gerçekte Sayın RTE tutum mu değiştirmiş, yoksa değişen ABD politikasının ayrıntılarını ve/veya Ortadoğuda derinleşen AB-ABD çekişmesini mi yansıtmaktadır? İrdelenmesi gereken soru budur. Bence, Türkiyenin Suriye, Libya, özerk Kürdistan, Kıbrıs konularında söylemlerinin, tutumunun değişmesi, Türkiyenin inisiyatifinin değil, ABDnin değişen tutum ve beklentilerinin sonucudur.

\n

Kuzey Irakta bağımsız bir Kürt devleti, Türkiyede özerk Kürdistan, daha sonraki aşamada Büyük Kürdistan oluşturulması, ABDnin BOP veya GOPunun bir parçası idi. ABD, bu projeden en azından şimdilik vazgeçmiş görünüyor. AB, hâlâ özerk bir Kürdistandan yana olabilir. Ancak ABnin günümüzde bunu gerçekleştirecek gücü yoktur.

\n

Kendilerini Kürt olarak nitelendiren vatandaş topluluğumuzun liderliğine soyunanların, emperyalistlerin ayartılarına (iğvasına) kapılmamaları, kanmamaları gerekir. Emperyalistlere güvenilerek kuyuya inilemez, denizlere açılınamaz. İnsanı kör kuyularda ipsiz ya da açık denizlerin ortasında yelkensiz bırakırlar. Türkiyede gerçekten ezilenler vardır, haksızlıklar vardır. Ezilme, haksızlığa uğrama, kendilerini Kürt olarak nitelendiren vatandaşlarımızla sınırlı değildir. Ütopya olarak görülebilir ama ezilenlerin sorunları, insancıl bir sol düzenle çözülebilir. Bence Kürt sorunu değil, Türkiyede ezilenlerin, ezilmişlerin sorunu vardır.

\n

***

\n

ABD, AB denetiminde, ABye bağlı bir Kıbrıs yerine, iki parçalı bir Kıbrısı kendi çıkarlarına daha uygun görebilir. Bu bağlamda söylemleri ciddiye almamak, uygulamaya bakmak gerekir. Kıbrısta, iki devletli bir düzenin sürmesinde ABD desteğinden söz edilebilir. Yoksa bu konuda Türkiye üzerine baskılar daha da yoğunlaşabilirdi. İngilterenin, Kıbrısta Enosis eğilimi güçlendiğinde, Türk tarafının örgütlenmesini desteklemesi, İngilterenin de iki ayrı devletli bir Kıbrısı yeğlediğinin göstergesidir. İngilterenin Kıbrıs Barış Harekâtına açık olmasa da yeşil ışık yaktığı açıktır.

\n

KKTC, TCnin bir dominyonu, bir eyaleti değildir. Yine ütopya olarak görülebilir ama KKTC, bir Türki cumhuriyet olarak kendi ayakları üzerinde bağımsız yaşamalıdır. Kendi soydaşlarımızda böyle bir kişilik savaşımı umut etmekteyim. Günümüzde bölünmüşlük belki anlamsız gelebilir. Ancak ne yazık ki, dünya, henüz gerçek anlamda küreselleşme aşamasına gelememiştir. İstismar, ayrımcılık, yok etme sürmektedir. Buna karşı tedbirli ve temkinli olarak hareket etmek gerekir.

\n

Özetle ABDnin tutumunda değişiklik, Türkiyeyi de yönlendirmektedir. Sayın RTEnin söylem ve davranışlarındaki değişikliği bu açıdan değerlendirmek gerekir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları