Balyoz Faturası

07 Kasım 2014 Cuma

Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın verdiği ifadelerden sonra tartışılıyor...
Balyoz davası çöktü mü?
Silah arkadaşları için yıllardır ifadevermeyen Özkök ve Yalman, en tepedeki yetkililer olarak “darbe yoktu” dediler, ciddiye alınmayacak dedikodulardan söz ettiler.
E, o zaman niçin susmuştunuz?
Niçin silah arkadaşlarınızın yaşamlarının kararmasına seyirci kaldınız?
Balyoz, Ergenekon, Casusluk, Odatv ve benzeri davalar, aslında baştan çökmüştü.
Çünkü ortada ne doğru dürüst bir yargılama ne de mahkeme vardı.
Özel yetkili mahkemeler, bazı hâkimler, savcılar ve polisler eliyle görülmedik bir hukuk katliamı yaşandı.
Hukuksuzluk ve vicdansızlık, darbe dönemlerinin, faşizm yargılamalarının ötesine geçti.
İnsanlar öldü cezaevinde, hastalandı.
Silivri ve benzeri zindanlarda, hücrelerde yaşamlar karartıldı, çalındı.
Bu tezgâh, küresel güçlerin yönlendirmesiyle, ABD ve bazı AB ülkelerinin desteğiyle, AKP iktidarı-cemaat ortaklığında, onlara destek veren liberallerin, yetmez ama evetçilerin işbirliğiyle gerçekleşti.
Yetmez ama evetçiler, anayasa referandumuna evet demese, bu zalim sistemin sorumlularından HSYK kurulmayacaktı.
Peki, başta askerler olmak üzere muhalifleri tasfiye etme operasyonu niçin yapıldı?
Küresel güçlerin özellikle Arap coğrafyası ve Ortadoğu’daki planlarının sürmesi adına.
AKP ve cemaat iktidarı için...
Bu operasyonlar yapılmasaydı söz konusu kanlı coğrafyalardaki çatışmalar ve düzenlemeler sağlanamazdı.
Günahları çoktur bunların...

***

Bu büyük koalisyon çözülmese, AKP ve cemaat birbirine düşmese, mağdurlar cezaevinde sürünmeye devam edecek, yanlarına muhalif kesimlerden yeni isimler de katılarak zulüm sürecekti.
Sorumlulukları büyüktür!
Ne zaman ki birbirlerine girdiler, tezgâh çöktü.
Bugün öyle bir noktaya geldiler ki, iktidar söz konusu kumpastan ötürü cemaati suçluyor.
Televizyonlardaki tartışmalarda konuşan kimi cemaat sözcüleri ise mahcup, utangaç yüzleriyle sahne alıyor, yargılamada “bazı aksaklıkların olduğunu” belirterek tetikçiliklerini gölgelemeye çalışıyor.
Öte yandan kimi cemaat sözcüleri, sorumlulukları hatırlatıldığında, büyük bir pişkinlikle “hesap sorma süreçleriyle Türkiye’nin sürekli sancı çekeceğini” söylüyor.
Şimdi fatura zamanıdır...
Kimsenin haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaşmasını, özel yetkili mahkemelerdekine benzer “yargılamalara” uğramasını istemem.
Öte yandan hukuk, adalet, gelecek günler için “intikam duygusu güdülmeden” yapılanların hesabı verilmelidir.
Adil yargılama yürütmeyen hâkim ve savcılar, korku imparatorluğunu yaratan iktidar mensupları, sahte delilleri tezgâhlayan polisler, amirler, karanlık gizli tanıklar, tetikçi bavulculardan yaptıklarının hesabı sorulmalıdır.
Demokrasi için... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları