Başkana Bak Başkana!

15 Ağustos 2014 Cuma

Partiler karıştı.
İktidar mühim mesele ne de olsa, koltuk kıymetli.
Oy oranının az olduğu eleştirilerine, “Peygamber efendimizi bile desteklemeyenler oldu” açıklaması getiriliyor, neresinden tutarsan.
Karşı cephede, boykotçular, sandığa gitmeyenler, tatilciler suçlanıyor “dönüp kendine bakacağına”.
Eleştiri, özeleştiri, soğukkanlı değerlendirme, ilke milke hak getire.
Sahicilik sorunu asıl mesele.
Aramızdan göçüp giden Süleyman Seba’nın, “Şaibeli şampiyonluklardansa şerefli ikincilikleri yeğlerim” inceliğini, ara ki bulasın.
Maksat spor olsun değil, siyaset arenası ne de olsa...

***

Bu manzara karşısında başka bir siyaset figürü geldi aklıma.
Kim ciddiye alır, kim gırgıra yorar bilmem, anlatayım...
İzlanda’da 2008-2009 küresel ekonomik krizi.
Bankacılık yerlerde, krediler fırlamış, faizler uçmuş, insanlar perişan.
Kuzey kutbunun en yakın bölgesi ısınmış, patladı, patlayacak.
Halk sokakta, “devrim rüzgârları esiyor” sanki.
Sağcı hükümet, kaçmakta bulmuş çareyi.
Jon Gnarr çıkıyor ortaya... Eski bir taksi sürücüsü, yerel bir rock grubunda çalıyor, sürrealist, anarşist.
Bir parti kuruyor. Adı, “En İyi Parti”.
Ülke nüfusunun üçte birinin yaşadığı Reykjavik’te, başkanlığa soyunuyor.
Sloganı “Devrime hoş geldiniz... Daha fazla punk, daha az cehennem...”
“Bunca yıl politikacıları başa getirdiniz. Peki, punkçular, amatörler neden seçilmesin” diyor...
Vaatlerinden bazılarına bakar mısınız:
“Yüzme havuzlarında bedava havlu...
2020 yılına kadar uyuşturucunun yasallaştırılması...
İzlandalı köylülere, yanında koyunlarıyla otellere girme özgürlüğü...
Herkese bedava ulaşım hakkı...
Yaşam boyu çalışıp didinenlerden isteyenlere, 4 yıl boyunca aylık maaş...”
Alay ediyorlar... Yanıtı, “Biz diğer partilerden daha fazla vaatlerde bulunuyoruz. Çünkü siz bunların tutulmadığını çok iyi biliyorsunuz” oluyor...
Al sana, punkçu, müzisyen, komedyen, kaberist Gnarr, yüzde 35 oyla seçimleri kazanıyor...
Buraya kadar tamam, şaşırtıcı!
Daha da ilginç bir sonuç yaratıyor Gnarr.
Alkışlanan 4 yıllık icraatının ardından, üstelik oyları yüzde 20 daha artmışken, “Tamam” diyor, “bu kadar yeter. Bu iş benim özgürlüğümün ve neşe kaynağımın önüne geçti. Bu kadar ilgi görsün istemedim, partiyi feshediyorum...”
Görevlerini bırakıyor...

***

Sahi ben bunu niye anlattım?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları