Boşa giden 20 yıl

01 Nisan 2022 Cuma

Asgari ücrete yeni bir zam yapılıp yapılmayacağı tartışması “muğlak” başladı, bir gerçeği ortaya çıkardı: İktidar partisi AKP’de iç iletişim de kopmuş.

Fiyat artışları bir türlü dizginlenemiyor, ekonomi doğal akışına terk edilmiş. Nebati Bakan, çeşitli yöntemler denedi. “Gözlerime bakın enflasyon düşecek”, “Şubatta enflasyon düşmeye başlayacak, martta başlayacak” dedi. Dedi ama olmadı. En sonunda, “Daha ne kadar kötü olabilir ki...” noktasına geldi. Bunu şöyle anlayabiliriz: Bizim yapacağımız bir şey yok.

Sonra ekonomiyle ilgisi olmayan bir partili çıkıp asgari ücrete ikinci bir zam yapılabileceğini söyledi. Yerleşik kurallara göre düşünenler önce şaşırdı, itiraz etti: Asgari ücret her türlü fiyatlamanın çıkış noktası. Değişirse her şey değişir.

Herkes net bir açıklama beklerken, memur maaş görüşmeleri sırasında sendikaların bir kısmını “merdiven altı” olarak niteleyen Çalışma Bakanı Bilgin çıktı sahneye. “Zam yok” sözcüklerini kullanmadan, zam yapılmayacağını duyurdu. Sonra Saray girdi devreye, zam yapılabileceği söylendi. Bizim yanıtını merak ettiğimiz soru şu: Bu olanlardan Nebati Bakan’ın haberi var mıydı? Çünkü bu tartışma, en yakıcı şekilde onun görev alanını ilgilendiriyor da...

Son bir yıldır iktidar sözcülerinden duymadığımız bir sözcük var, istikrar. Bu uğurda çok canlar yandı. İstikrar gerekçesiyle inatla emeklilikte yaşa takılanlara yıllarca bir hak tanınmadı...

Dengelerle oynamamak adına, kamudaki maaş dengesizlikleri giderilmedi. Muhalefetin vaatleri karşısında, “sorumluluk üstlenmeyince söylemesi kolay” dendi.

İktidarın sözünden geri adım atmasına örnekler vardı. Örneğin Erdoğan’ın Trump’la “Al papazı, ver papazı” şeklindeki iddialaşması... Sonunda ABD’deki papaz gelmedi ama Türkiye’deki papaz gönderildi.

Şimdi ekonomiye ilişkin söylemlerden dönülmesine tanıklık etme sürecine girdik. İktidar savunucusu gazeteler tam sayfa manşet atıyorlar: Asgari ücretliye, EYT’liye, memura temmuz umudu.

Bir kere sözleşmeden kaynaklı zaten temmuz ayında enflasyon farkıyla birlikte maaşlarına zam yapılacağını her memur biliyor. Herkesin bildiğini niye yeniden ilan ediyorsunuz?

Yıllarca duymazdan geldiğiniz EYT’lilerin sorunlarına bu aşamadan sonra çözüm getirilse bile ne kadar işe yarayacak?

Asgari ücrete ne kadar zam yapılırsa yapılsın, fiyat artışları sürdükçe bir anlamı kalır mı?

Ecevit hükümeti döneminde, yani 20 yıl önce hangi sorunlar tartışılıyorsa yine benzerlerini tartışmaya başladık. Hazine zararı, bütçe açığı, zam, yoksulluk, enflasyon... Ekonomide boşa giden bir 20 yıl... Elimizde yalnızca beton yığınları kaldı.

Tersliğe bakın ki dünyada da işler iyi gitmiyor. Önce salgın şimdi de savaş. Dünya dönüşüyor, bütün Avrupa kendini yeniden kurguluyor. Savaş her boyutuyla Türkiye’yi vuruyor. Öyle ki denize dökülen mayınlar kıyılarımıza kadar geldi. Türkiye’nin bir planlama içinde olduğunu gösteren en küçük bir kıpırtı yok. Dışarıdan ucuza borçlanabilme döneminin yeniden açılmasını bekliyoruz.

Ekonomide çaresiz kalan iktidar, farklı ilgi alanlarına yöneldi. Örneğin diplomasi. Erdoğan son bir ayda Biden’dan daha çok gazetelerde haber olmuş. Bu, yükselen fiyatları durdurmaz ki...

Bir diğer ilgi alanı da muhalefete kurulacak tuzaklar. Bu amaçla hazırlanan Seçim Yasası teklifinin mantığı basit: Biz kazanamıyorsak, muhalefet de kaybetsin biz kalalım.

Bir daha uyaralım: Tuzaklar bitmeyecek.

İYİ Parti lideri Meral Akşener erken davrandı.

Diğer partiler dikkat!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kralın adaleti 26 Temmuz 2024
Yalanın ekonomisi 12 Temmuz 2024

Günün Köşe Yazıları