Yalanın ekonomisi

12 Temmuz 2024 Cuma

Şarkılardan fal tutmayalım, haberlerden yola çıkalım. Bodrum, Çeşme boş. Kimse tatile gidemiyor, konserler iptal ediliyor, tatile gidebilenler birkaç günlüğüne gidebiliyor. Türkiye, yalnızca Türkler için değil, yabancı varsıl turistler için de artık gereksiz şekilde çok pahalı, kimse gelmiyor. Daha ucuz Ege adalarına giden Türklere, turizm esnafı kızgın, gitmelerinin engellenmesini istiyorlar. Kıyı otellerinden indirim bilgileri gelmeye başladı.

İş dünyasında “AKP Saray rejiminin” raf ömrünü tamamladığı kanısı giderek yaygınlaşıyor. Kimse umutlu değil ancak yerine seçenek henüz çıkmadığı düşünülüyor.

Mehmet Şimşek açıklıyor, OECD ülkeleri ortalamasına göre toplanan verginin milli gelire oranı yüzde 34, AB ülkelerinde yüzde 42, Türkiye’de yüzde 21’i bulmuyor. Konuyu bu kadar kapalı anlatmanın ne anlamı var. Yani Türkiye’deki bu oran yükselirse emekli, emekçi, asgari ücretli, işçi, memur daha çok mu vergi verecek? Hayır. Bu kesimlerin milli gelirden aldığı pay nedir ki? Yani oran yükselirse çok kazanandan, zengin olandan, parası olandan vergi alınacak. Ama alınamıyor, Türkiye onlara cennet. Milli gelirden alınan paya göre bir vergilendirme Saray rejiminin işine gelmiyor. Bunca yıldır büyütülüp beslenen işadamlarına, devleti ve halkı, kamu özel işbirliği (KÖİ) kapsamında soyanlara nasıl kıyar Saray rejimi?

Kamuda tasarruf uydurmasına aklıselim tüm ekonomistler gülüyor. Çünkü “itibardan tasarruf olmadığını” herkes görüyor, biliyor.

YALANLARLA EKONOMİ

İktidar, siyasal gerilemesini hissetmiyor, kabullenmiyor. “İhvancı” ideoloji çerçevsinde oluşturduğu “bizden olan-olmayan” ayrıştırmasından vazgeçmiyor. Toplumda itibarı çok zayıflayan, adı ekonomik çevrelerde “yalancı çoban”a çıkan TÜİK, açıkladığı rakamları savunmaya çalışırken iyice batıyor. Kurumun başkanı Erhan Çetinkaya“AKP basınını” çağırıp enflasyon rakamlarını savundu. Allah’tan ülkemizde halen ekonomi, matematik bilen ekonomistler, yazarlar var. Çetinkaya’nın her sözünün yanlışlığını sergilediler. Çetinkaya’nın yazılmasına izin verilen sözleriyle yazılmasına izin verilmeyen değerlendirmeleri var. Örneğin, “Hükümetin yıl sonu enflasyon hedefi sizce tutar mı” sorusuna, “Çok zor, tutmaz” şeklindeki yanıtı AKP medyasında yayımlanmadı.

Çetinkaya’ya göre enflasyonun nedeni şirketlerin fahiş kârları. Ancak bu tespit de çözüm getirecek gibi görünmüyor. Çünkü bu kesimlerden vergi alma girişimleri hep Saray rejimine toslayıp geri dönüyor.

Toplumun büyük kesimi can nefes almaya çalışıyor, AKP’nin ekonomiyi düzeltebileceğine yönelik inançlar giderek azalıyor. Enflasyon rakamlarının uydurma olması, yarattığı etki, toptan AKP’ye güven duyan kitleleri eritiyor.

Bu kaos ortamında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kendi anlayışını eğitime dayatma girişiminden vazgeçmiyor. Bunun karşısında Eğitim İş ve Eğitim Sen’in direnişleri, toplumsal muhalefetin en canlı örneği. Belki istenen yasalar yapılır ancak menzile ulaşma şansları çok değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye dersleri 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları