Baş Belası Suriye...

24 Temmuz 2012 Salı
\n

\n

Sosyal sitelerde uçan kimi yorumcular AKPnin kuruluşunu, iktidara gelişini ABDnin Irak işgalinde üstlendiği role borçlu olduğunu anımsatıyorlar... Gidişinin de Suriye iç savaşına dönük stratejik ortak olarak benimsediği, özünde bir mezhepten yana en önde, müdahaleci çıkışından; kendisini öne atanların geride durmaları, strateji değiştirmeleri bağlantılı açıkta kalmasından olacağını savlıyorlar...

\n

Yine öne çıkan, ağırlık kazanan bir başka saptama, ABD, Batı dünyası başta, İsrail, Rusya, Çin.. için de Suriyenin konumu, sorunları, tırmanan iç savaş, ortaya çıkan riskleriyle tam bir baş belasıolduğu biçiminde. Suriyede Esad karşıtı vitrinde yaşanan iç savaşa bulaşmak, doğrudan taraf olmanın bedeli çok ağır, getirisi götürüsünden çok fazla. Suriyeye egemen olmaktan vazgeçmekse emperyal çıkarlar ölçeğinde olanaksız. Doğrudan topraklarının üzerinde önemli enerji kaynağı olmasa da konumu, hele de boyutları, zenginliği yeni keşfedilen Doğu Akdeniz doğalgaz rezervleriyle, Suriyede söz sahibi olmak vazgeçilemez stratejik önemde...

\n

Haftasonu birbirinden çok farklı gelişmelerle, Türkiye, Erdoğan iktidarının-Davutoğlunun Suriye politikalarının iflası anlamına gelen haberlerin, kastetseniz başarılamayacak ölçeklerde üst üste gelmesiyle geçti. İktidarlarımızın tamamen insani yardım içerikli olarak açıkladığı, Batı medyasının çekincesizce Suriye muhalefetinin odaklandığını öne sürdüğü sınırlarımız içindeki Suriyeli mültecilerin kamplarında çıkan farklı gerekçeli isyanların içyüzü saklansa da görüntüleriyle yeterince ürkütücüydü. Hani ölümden kurtulma adına kaçanların, depremzedelerimize sağlayamadığımız olanaklarla, Türkiyeye bilinmeyen maliyetleriyle yerleştirildikleri, her tür giderlerinin devletimizce karşılandığı bu kamplarda yaşayanlar, iktidarımıza şükran borcuyla bağlıydılar? Öfkeli, yakıp yıkma, Türk bayrağını indirip kendi bayraklarını asma ruh hallerini ne kadar anlamaya çalışırsak çalışalım, güvenlik görevlilerinin baş edemedikleri, dışardan özel timlerin müdahalesiyle bastırılabilen bir kalkışma söz konusuydu...

\n

***

\n

Anlamları üzerinde kara kara düşünme fırsatımız bile olmadan aynı haftasonu ana haberleri içinde en uzun sınırımızın çoğunluk bölümünde, Kuzey Irak Kürdistanının oluşumunun benzeri bir oluşumla, sallanan bayraklarıyla birlikte yüz yüze kaldık. Kimilerine göre Esad, muhalif Sünni başkaldırısına karşı güvenliği sağlamakta zorlandığını da gözeterek biraz da kendisini hedef alan Türkiye politikalarına karşı intikam içerikli sınır bölgesini Suriyeli Kürtlere teslim etmişti. Kimilerine göre ise Kuzey Irak Kürdistanından sonra Suriye Kürdistanı ABD, Batı projesiydi; Kuzey Irak Kürdistanından silahlı destek almakla da yetinilmemiş, Kuzey Irakta odaklanmış PKK silahlı güçleri de dahil, ciddi bir Kürt silahlı gücü buraya kaydırılmıştı. Ünlü Büyük Kürdistan Projesinin Arap dünyası ayağı böylece tamamlanmıştı...

\n

Türkiyenin iktidarları, Esadı devirme operasyonunu da Sünni muhalefet odaklı isyancıları destekleyerek önde rol almakla gelecekte Suriye üzerinden Ortadoğuya egemen olma düşleri görürlerken en uzun sınır komşusu olarak PKKnin de içinde olacağı yeni bir Kuzey Suriye Kürdistanı gerçeğiyle yüz yüze kalmak üzereler... ABDden de destekli Kuzey Irak ittifakıyla Türkiye PKK, Kürt sorunlarını çözmeyi umarken bu uğurda Irak merkezi yönetimiyle karşı karşıya kalmış olmayı da göze almışken Kuzey Irak Kürdistanının Kuzey Suriye Kürdistanının yaratılmasında ana gücü oluşturması, zor durumda kalmanın ötesinde Türkiye içinde Kürt sorununu çözme projelerini temelden sallıyor...

\n

Yine hafta sonu yoğunlaşan, dün yeni ve daha çarpıcı vahşi örnekleri sergilenen görüntülü haberlerde, Suriye topraklarında kalmış, ekmek kavgası için riski göze almış vatandaşlarımızın birbirinden çarpıcı belalarla yüz yüze gelmelerinin örnekleri var... Yağmalanmış, yok edilmiş TIRlar en masum yağma eylemlerinin örnekleri... Türkiyenin her tür desteği verdiği, İstanbulda ağırladığı Sünni direnişçilerin egemen olduğu bölgelerde Alevi kökenli oldukları için gördükleri işkenceleri anlatan vatandaşlarımızın öyküleri iç kanatıyor...

\n

Geçen yaz başı Batı medyasının gazetecileri, Dünya Bankası, ABD düşünce kuruluşlarının sözcüleri, Türk gazetecilerin beynini yıkamaya yönelik, bizlere Erdoğan iktidarları rehberliğinde, İslam dünyasında yeni Osmanlıcılık, siyasal liderlik önerirlerken İslam dünyasının mezhepler-ırklar savaşlarının içine çekilme tehdidini görmemek aptallıktı... Irak işgali öncesi askeri güçleriyle Türkiyeye yerleşme, Türkiye üzerinden Iraka girme iznini vermeyen, Irak işgaline karşı duran Ecevitin koalisyon iktidarının başına gelenler belleklerimizde çok tazeydi. O tarihlerde, işgale ön onay vermekle yaratılmış parti ve iktidarının, askeri güç olarak birlikte Iraka girmelerine kesin izin verilmeyince tezkerenin Meclisten dönmesi Türkiyeyi bataklık içinde kalmaktan kurtarmıştı. Suriyede ise Irak bataklığında kalmaktan deneyimli olanlar firarda, biz öne itiliyorduk...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları