Biliyorsunuz yılbaşını topluma zehir etme yolunda dinbaz kampanyalar hanidir âdetten hale geldi. Mesela önceki yıl cuma hutbesinde hoca sormuştu cemaate, “Noel Baba sizin neyiniz olur?” diye… Öyle öfkeli bir ses ve çatık kaşlı çehreyle sormuştu ki hiç kimse Demreli Aziz Nikola için “Memleketlimiz olur” deme cesareti gösteremedi tabii!..
Bu kampanyaya Diyanet İşleri Başkanı’mız da katılarak yılbaşını Noel’le irtibatlı olup kumar, içki, loto, piyango gibi zararlı alışkanlıklara da vesile teşkil etmesi noktasından hareketle olumsuzlamıştı. Üzülmüş ve uzunca bir açık mektup yazmıştık kendisine; keşke bizi böyle ortadan ikiye bölüp can evimizden vurmasaydınız diye…
İlk kez 1996’da yazmış ve o zamandan bu yana da yılbaşına yönelik her dinbaz saldırı karşısında dilimizde tüy bitercesine tekrarlamışız: Bu, dini bir kutlama değildir, kutlanan Noel değildir diye; ayrıca Noel’in de kökeninde Hıristiyanlık değil, onu önceleyen pagan dini gelenekler vardır diye…
Ayrıntıya girmeden şunları not edelim: Yılbaşı günü olarak 1 Ocak, milattan 100 küsur yıl önce Roma’da ortaya çıkmış ve onu Noel’le irtibatlandırmak çok zor. Çünkü ortaçağ Hıristiyanlığında her yerde farklı bir yılbaşı belirlenip kutlanmış; İngiltere’de 25 Mart’ta, Fransa’da Mart-Nisan arası Paskalya Yortusu’nda; İtalya’da 15 Aralık’ta, İberya’da 1 Ocak’ta…
Her şey bir yana bugünkü kutlama, modern zamanlarla ilgili seküler bir uygulama ve insanlığın hayatının ortak küresel akışının bir sonucu olarak her yerde dini değil, dünyevi motivasyonla kutlanıyor.
Ha, burada belki diyebilirsiniz ki Diyanet Reisi sekülerizme de demediğini bırakmadı geçen günlerde, dolayısıyla yılbaşı kutlamasını dinsel değil seküler temeli nedeniyle de reddediyor olabilir. Buna diyecek sözüm olmaz, susarım!..
Yine de bu sene Başkan’dan da, Başkanlık’tan da henüz bir ses gelmedi. Ama bu hafta kritiktir. Çünkü geçen sene 31 Aralık günü basına yansıyan konuşmasında yılbaşına yüklenmiş Başkan.
Öte yandan bu sene daha sistemli, programlı, aşama aşama bir strateji ile yol alındığını düşünmek de mümkün. Çünkü Din İşleri Yüksek Kurulu geçen hafta yayımladığı fetva ile toto, loto, piyangonun haram olduğunu bildirdi. Dolayısıyla bu hafta da bir ileri safha olarak yılbaşını hepimize haram edecek kurumsal bir fetvanın ya da kişisel bir değerlendirmenin Diyanet bünyesinden çıkması kuvvetle muhtemel. Bekliyoruz!..
Ama beklerken de diyoruz ki bırakın dindarıyla-dindar olmayanıyla tüm memleket insanının şu birazcık neşe, umut, mutluluk arayışına, eş-dost, hısım- akraba buluşması eşliğinde vesile olan yılbaşı ile uğraşmayı da hepimizin tüylerini olduğu kadar ruhunu da ürperten ve en çok sizi ilgilendiren bir başka vakaya teksif edin enerjinizi!..
Bakın, FBI içimizden birini, hem de bir ilahiyat profesörünü, yani “ulema”dan bir zatı çocuk pornosundan bize ihbar etti.
Pornocu hoca ne twit’ler atmış Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, onları da okuduk, yüzümüz kızardı, hicap duyduk: “Sizi Allah için seviyor, muvaffakiyetiniz için dua ediyoruz” diyor mesela!..
Elbette tekil, özel, münferit bir örnek bu ve tüm camiaya genelleyemeyiz, ama ortada yine de hem bir ilahiyatçı, hem de “Ulema-yı Rüsûm”un başı olarak sizi ilgilendirmesi gereken bir hadise var.
Hanidir bu memlekette dine musallat olan selefi sapmalardan rahatsızsınız, biliyoruz. Şimdi selefi sapmalar kadar seksüel sapmalar da mevzubahis. Bu da memleketin “sade Müslüman”larını tedirginliğe ve endişeye sevk ediyor.
O yüzden bırakın şimdi sizin dışınızda, seküler zeminde, evinde-barkında kendi halinde, mütevazı ve kimseye zararı olmadan yılbaşı kutlayan insanları… Pedofillerle uğraşın!..