Demirel konuştu: Neden müdahil olmadım

05 Nisan 2012 Perşembe

12 Eylül 1980 askeri darbesinde Başbakanlık koltuğundan olan ve Hamzaköy’de zorunlu ikamete gönderilen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün başlayan darbe yargılamasına müdahil olmama gerekçesini, “Ben hesaplaşmamı siyaseten yaptım. 1987’de referandumda hakkımı aldım. Sonra yine hükümet oldum, cumhurbaşkanı oldum. Mücadelemi siyaseten geniş çaplı yürüttüm” diye açıkladı. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılamasından netice çıkacağını ummadığını belirten Demirel, “Bunları bu kadar uzatmanın, yaraları tekrar kanatmanın manası yok. Mücadele ‘bir sen, bir ben’ diye devam etmemeli. Öyle olursa ülkeye barış değil, taraflaşma, çatışma getirir” diye konuştu. Evren’in “Müdahil olmamasına şaşırdım” sözlerine de Demirel, “Bunda şaşacak bir şey yok. Ne 12 Eylül döneminin ne de şimdiki dönemin savunacak yanı var. Şu anda yaşananlar bir korku devri” dedi.

Darbe sonrasında Başbakanlık koltuğundan olan Demirel, dün başlayan 12 Eylül yargılamasına ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu:

Siyaset arenasına zaten çıktım: Ben siyasi bir kişiyim. Tüm hayatım siyasette geçti. 12 Eylül ile hesaplaşmayı da siyaseten yaptım diye bakıyorum. 1987’de halkın önüne çıktım. Halktan referandumu aldım. O referandum, bir anlamda o hakkın geri alınmasıydı. Sonra 1992’de yine hükümet olduk. Sonra cumhurbaşkanı oldum. Yani siyaset arenasına yeniden çıktım ve mücadelemi geniş çaplı bir biçimde yürütmüş oldum.

Ötesi milletin mücadelesi: Ondan ötesi yapılacak mücadele gayet tabii ki yapılabilir ama o benim şahsi mücadelem değildir. O mücadele milletin hak mücadelesidir. Hakkı elinden alınmıştır. Biz çok uğraştık ve aldık geriye hakkımızı. Referandum bir anlamda o hakkın geri alınmasıydı. Millet adına mücadele yapılacaksa onu yapacak Meclis var, hükümet var, bugünkü siyasetçiler var. Onlara düşer bu.

Mirasçısı Meclis ve hükümet: O günkü hükümetin mirasçısı ben değilim bugünkü hükümet. Bu hükümet, dünkünün devamıdır. Eğer o zaman hükümet zarar görmüşse ki daha önce de söyledim, görmüştür, bugünkünün de zarar gördüğü anlamına gelir. Ayakta olan hükümet müessesesi var. Kaldı ki bana da bir mektup gelmedi müracaat edecek misiniz, etmeyecek misiniz diye. O yazılar Başbakanlık ve Meclis’e gitmiş. Onlar da başvurdu zaten.

Ölçüsü kayıp, netice çıkmaz: Ben davadan bir netice ummuyorum. Bu yüzden de daha fazla ileri gitmedim. Netice ummuyorum çünkü ölçüleri kayıp. Kimin adına, kim hak alacak? Hangi meşruiyet temeline oturuyorsunuz? O gün çıkan anayasa, yasalar ne olacak? Bundan sonra olacak olan bellidir. ‘O bunu dedi’, ‘Bu bunu dedi’den ibaret.

Uzatılırsa Türkiye zaafa uğrar: Şimdi bir yol açılmış durumda. ‘İyi ki açıldı’ diyenler var. Bir de, ‘Bunları bu kadar uzatmanın, yaraları tekrar kanatmanın manası yok. Münasip şekilde neticeye bağlayın da memleket barış içinde olsun’ diyenler var. Ben bu ikinci gruptayım. Karşılıklı dövüş yerine, barış istiyorum. Bu mücadele ‘bir sen, bir ben’ diye devam etmemeli. Öyle olursa ülkeye barış değil taraflaşma, çatışma getirir. Türkiye’yi zaafa uğratırsınız, bugünkü durumuna da zarar verirsiniz. Ülkenin birliğe ihtiyacı var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları