Bu hafta önce Washington’dan, sonra da İstanbul’dan iki önemli istifa haberi geldi. Önce Türkiye ile ABD arasında ekonomik ilişkilerin gelişmesinde başı çeken kurumlardan Amerikan-Türk Konseyi (ATC) Başkanı James Holmes istifa etti. Daha doğrusu istifaya zorlandı. Sebebi Holmes’in Türkiye’de yolsuzluklar ve antidemokratik uygulamalara yönelik eleştirilerinden Ankara’nın duyduğu rahatsızlıktı. AKP hükümeti, bu yılki ATC toplantılarını boykot edince Holmes istifa etmek zorunda kaldı.
İkinci istifa haberi ise Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nden (TÜSİAD) geldi. Geçen aylarda hükümeti eleştirdiği için Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından “vatan haini” ilan edilen Muharrem Yılmaz, şirketlerindeki sendikal sorunları gerekçe göstererek TÜSİAD Başkanlığı görevinden istifa etti.

Artık kimse istemez mi?
Son derece düşük “hoşgörü” çıtasına sahip bir siyasi iktidar ortamında iş dünyası bundan sonra nasıl hareket edecek? Ekonomi basınının duayen ismi Milliyet yazarı Güngör Uras dünkü yazısında “Başarılı işadamları artık başkan olmaz” öngörüsünde bulundu. Kulislerde TÜSİAD’ın bundan sonra “profesyonel” yöneticilerle yoluna devam edeceği yönünde de tahminler yapılıyor
“TÜSİAD cephesinde durum nedir?” sorusuna yanıt bulmak için derneğin etkili isimleriyle yaptığımız görüşmelerde farklı bir hava ile karşılaştık.

‘Daha çok kenetleniriz’
TÜSİAD kaynaklarından edindiğimiz izlenimler şöyle:
“Muharrem Bey’in istifa noktasına gelişinden sonra biz daha fazla kenetleniriz. Zaten öyle de olması gerekir. ‘Kimse istemez’ diye bir şey kesinlikle olmaz. Ama bizim geleneğimizde ‘Ben istiyorum’ diye ortaya çıkmak da yoktur. Yönetim kurulu toplanır ve en uygun isim üzerinde uzlaşma sağlanır. Bu kez de böyle olacaktır.”

‘Eleştiren her başkan hedef olur’
“Sadece Muharrem Bey değil, TÜSİAD’a başkanlık yapan her isim, o dönemin iktidarlarının hedefinde olmuştur. Geriye doğru Ümit Hanım (Boyner) ve önceki başkanların dönemlerine bakın. TÜSİAD ne zaman hükümetlerin hoşuna gitmeyen şeyler söylese, hemen hedefe konur. Üslupları birbirinden farklı olsa da her başkan bunu yaşamıştır.”

‘Rotadan sapma olmaz’
“Muharrem Bey istifa etti diye, ‘Eyvah artık kimse hükümeti eleştirmeye cesaret edemez’ noktasına gelecek değiliz. 43 yıl önce bu derneği kurarken koyduğumuz ilkeler bugün aynen geçerlidir. Nedir bunlar? Demokrasi, hukuk devleti, ticari ahlak, sosyal adalet ve ülkemiz için en ileri Batı standartları. Bu hedeflere AB ile entegrasyon sayesinde ulaşılacağını gördüğümüzden bu yana da bunların başına AB üyeliği hedefini koyduk. TÜSİAD başkanı kim olursa olsun bu rotadan sapma olmaz. Her başkanın üslubu farklı olabilir ama hedef değişmez.”

***

TÜSİAD’ın 6 aylık ara dönem için seçilecek başkanı, ardından da yıl başında genel kurul tarafından seçilecek yeni başkanı, bakalım bugüne kadar izlenen hedefte ilerleyebilecekler mi?..

Son söz Sabancı’nın
TÜSİAD’da öncelikle Muharrem Yılmaz’ın yerine, 2015 başında yapılacak genel kurul seçimlerine kadar derneği yönetecek bir vekil başkan belirlenecek. Ortada iki olasılık var:
1. Vekil seçilen başkan 2015’teki genel kurulda da seçilerek görevine devam eder.
2. Geçici bir isim Ocak 2015’e kadar başkanlık yapar. Ocak ayında genel kurulda seçilecek yeni yönetime yerini bırakır. Her iki senaryo için de işaret edilen tek bir isim var: Haluk Dinçer. Aslında Muharrem Yılmaz başkan seçilirken onun bir dönemlik görev süresinin ardından yeni başkanın şu andaki üç başkan yardımcısından biri olan Dinçer olması konusunda TÜSİAD’ın tepesinde bir mutabakat sağlanmıştı.
Çok büyük olasılıkla bu mutabakat, planlanandan daha erken hayata geçmiş olacak.
Dinçer’in TÜSİAD Başkanlığı koltuğuna oturup oturmayacağı konusunda son sözü ise yöneticiliğini yaptığı Sabancı Holding’in iki patronu Güler Sabancı ve Erol Sabancı söyleyecek gibi gözüküyor.
Sabancı Grubu’ndan Dinçer’e bu dönem için onay çıkmaması halinde, ara dönem başkanlığı için ismi geçen iş insanlarının başında Tayfun Bayazıt, Cansen Başaran Symes ve Volkan Vural geliyor.