Bu kadarı da olmaz! Olur olur, daha neler olur!

18 Aralık 2022 Pazar

Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve bu nedenle siyaset yasağı getirme kararı üzerine ne çok duydum şu tümceyi: 

“Yok artık bu kadarı da olmaz!”

Her seferinde kahkahalarla gülmek geldi içimden ve de “Olur, olur, daha neler olur” demek... 

Bugüne dek, Meclis’te yeri olan yasal bir partinin, HDP’ye ait belediyelere el konulması; halkın iradesiyle seçilmiş olanları hapse atıp yerine kayyum atanması olur da bu mu olmaz... Ya da ülkenin en başarılı en donanımlı üniversitelerine kayyum atamak, içlerini boşaltmak, öğrenci ve öğretim üyelerine yaşamı zindan etmek olur da bu mu olmaz...

Anayasayı çiğnemek, eğitim birliğini, medeni yasayı yok saymak, laiklik ilkesini ayaklar altında çiğnemek olur da bu mu olmaz? 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını yok saymak olur da bu mu olmaz? 

Uluslararası anlaşmalardan, altına imza attığı sözleşmelerden “Vazgeçtim, ben yokum” diye çıkmak; bugün söylediğinin tam tersini ertesi gün söylemek... Bunlar olur da ne kadarı olmaz? Biri bana açıklasın!

6 yaşındaki kız çocuğunun her gün taciz ve tecavüze maruz kalmasını; pislikler ortaya saçıldıktan sonra örtbas etmeye çalışmak olur da... Daha önce nice benzer rezalette “Bir kerecikten bir şey olmaz” denir de... Her seferinde bu pisliklerin üstü kapatılır, failleri aftan yararlandırılır, iktidar sahipleri sus pus olur da... Adalet bakanı, “Bu konuda yargıya müdahale edilemez” der de... Ülkede adalete güvenen tek kişi kalmamışken sahi daha ne kadar ne olabilir?

Ülkenin en yetkili ağızı millete “Sürtük” diye haykırırken ve yargı bunu hakaretten saymazken Şimdi “ahmak” sözcüğüne takılmak olur mu? 

Olur olur, durun bakalım daha seçime dek neler olur neler! 

Sevgili meslektaşım Nilgün Cerrahoğlu’na verdiği bir röportajda Erdoğan, “Demokrasi amaç değil, araçtır” demişti. Hatta demokrasiyi bir tramvaya benzetmiş, şimdilik bu tramvaya bineceğini ama sırası geldiğinde pekâlâ inebileceğini açıklamıştı... (O röportaj şu anda önümde yok, kelimesi kelimesine yazamıyorum...) Tramvaydan çoktaaan inilmiş de kimileri yeni yeni uyanıyor! 

HAK! HUKUK! ADALET!

PEN Yazarlar Derneği olarak 14 Aralık’ta şu açıklamamızı kamuoyuyla paylaştık. Kayda geçsin diye buraya alıyorum: 

“Siyasallaşmış bir yargı, yargı değildir. Millet iradesini yok saymak demokrasi değildir. Haksız kararlar hukuk değil, zulümdür. Gecikmiş adalet, adalet değil ölümdür.

Atanmışların seçilmişlere yaptığı baskıdan şikâyet edip mağdur edebiyatıyla iktidara gelenler, rejimi değiştirip kutlu davalarını gerçekleştirmek isteyenler ve bunun için her yolu mübah görüp adaletsiz uygulamalara girişenler! Halkın buna göz yumacağını, boyun eğeceğini sanıyorsanız aldanıyorsunuz demektir!

Dün yaşanan hukuk cinayetiyle hapse atmak, görevini sonlandırmak istediğiniz Ekrem İmamoğlu, büyükşehir İstanbul’un belediye başkanıdır. İstanbul halkının iradesidir, temsilcisidir, başkanıdır. Kazandığı ilk seçim, tarafınızdan ‘oynamıyorum’ şımarıklığıyla iptal edilmiş, yinelenen ikinci seçimde hak ettiğiniz yanıt İstanbul halkı tarafından 800 bin kez daha verilmiştir! Bunun daha da katlanarak verileceğinden hiç kuşkunuz olmasın, zira bizim kuşkumuz yoktur!

Belli ki ona ‘vatan haini’, şuna ‘din düşmanı’, ötekine ‘devlet düşmanı’, berikine ‘dış mihrak’, ‘terörist’ diyerek başlattığınız seçim çalışmalarında, kazanmanıza engel olacak her şeyi, herkesi bertaraf etmeye niyetlisiniz! Bu çok açık anlaşılıyor!

Fakat PEN Yazarlar Derneği olarak biz de büyük şairimiz Ahmed Arif’in yazdıklarını her koşulda yineleyen, enseyi karartmayan bir geleneğin kararlı, inatçı takipçileriyiz:

‘Nerede olursan ol /içerde, dışarda, derste, sırada/ Yürü üstüne üstüne/ Tükür yüzüne celladın/ Fırsatçının, fesatçının, hayının.../ Dayan kitap ile/ dayan iş ile/ Tırnak ile diş ile/ umut ile düş ile’ dizeleriyle hak, hukuk, adalet diyoruz! Acil demokrasi istiyoruz! PEN Yazarlar Derneği.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları