Her şey seçim için...

08 Ocak 2023 Pazar

2023’e dolu dizgin girdik... Kadın cinayetleriyle, direnen kadınlar ve kadın örgütleriyle, İstanbul Sözleşmesi için Anayasa Mahkemesi’ne gitme kararıyla...

2023’e kimileri zulme devam kararıyla girdi: HDP’ye artan baskılarla, hesaplarına el konulmasıyla; direnişte ikinci yılını tamamlayan Boğaziçi Üniversitesi’nde şimdi de BÜMED’i kendi yerinden çıkarmaya çalışarak...

Seçimlere kilitlenerek girdik yeni yıla... Bu hengamede en yalın insan ilişkilerini bile kollamaz olduk. Örneğin gazetemize katılan iki usta kaleme, her daim gençlerden olan Oktay Ekşi’ye ve bomba gibi haberlerle gündemi sarsan Murat Ağırel’e bir hoş geldiniz bile diyemedim. Ancak şimdi diyorum!

SANAT LÜKS DEĞİL

Ekonomi ve siyasetin bunca ağır bastığı ortamda sanat ve kültürü arka plana atmak gibi bir lüksümüz yok. İki nedenle yok. Birinci: Bunların tümü birbirine bağımlı, hepsi aynı bütünün parçaları. İkincisi: Ekonomimiz harika, demokrasimiz kusursuz olsa bile sanatımız gelişmedikçe, yaratıcılığımız bilenmedikçe, önümüzde yeni ufuklar açılmaz, toplum olarak bir gıdım ilerlenmez!

Yaratıcılık sanatla beslenir. Sahnedeki bir ışık nice düşünceyi aydınlatabilir, bir nota içinizde bambaşka duyguları harekete geçirebilir. Bakmakla yetinmeyip görmenize, görmekle yetinmeyip kavramanıza,  yorumlamanıza, değerlendirmenize yol açabilir. Seçim yapabilmek için değerlendirme!

O nedenle her fırsatta sergilere gitmenizi, nitelikli müzik dinlemenizi, tiyatro, opera, bale, dans izlemeniz için sizleri kışkırtmaya çalışıyorum. Sırf doğru seçimler yapabilmeniz için...

HAYAT BİR BÜTÜN

Türkiye İstatistik Kurumu, enflasyonunu yüzde 64 diye açıkladıysa da Enflasyon Araştırma Grubu yüzde 138 olarak hesaplıyor! (sayıları ben yuvarladım) Bu durumda hâlâ kitapların yazılıyor, basılıyor, ve okunuyor olabilmesi tam bir mucize...

2022’den 2023’e geçerken üç kitap elimden düşmedi. Üçü de hayatın bütünlüğünü, muhteşemliğini, sürekliliğini vurguluyordu. Üçünün de tadı damağımda kaldı:

“Tablodaki Kadın” (Epsilon) Asuman Kafaoğlu-Büke, dünden bugüne resim sanatında, tablolarda kitap okuyan kadınları ele alıyor. Ama ne ele alış! Kadınla kitap arasındaki “büyülü bağı” irdelerken okunan kitabın, okuyanın bedenine yansımasını da izliyoruz. Aşk mektubundan erotizme, nostaljiden dini vecibelere okumanın her türü... Evde, mutfakta, kırlarda, koltukta, yatakta, aynalarda okumalar... Ayakları yere basan ya da hayallere sürüklenmeler... Tam da bir edebiyat eleştirmeninin yazacağı bir eser!

“Bir Porsiyon Sanat” (Düşbaz). Fatma Berber ve Sümeyra Gümrah Teltik, yemek kültürüyle sanat ve sanatçı ilişkisini farklı açılarla ele alan hem yararlı hem de çok eğlenceli bir kitap hazırlamış. Tuvaldeki yemek lekesinden tutun notaların  karın doyurmasına, satırlara saçılan lezzetlere... Edebiyat, müzik, tiyatro, sinema, resim, mimari... Aşureyle caz, menemen ile Kral Lear, sufleyle kalp kırıklıkları, Harry Potter’daki büyülü yemekler... Farklı kimselerden birbirinden ilginç anlatımlar.

İzmir Aşkımız! Keşke kitabın adı bu olsaydı. Ama değil. Kitabın adı: “Geleceğe Örülen Kilit Taşları”. Alt başlık içeriği anlatıyor: “1922-2022: İzmir’in Yüzyılına İz Bırakanlar” (İzmirli) Elçin Demirtaş’ın hazırladığı bu kitap şu son yüzyılda İzmir’i İzmir yapanlara bir saygı duruşu. 35 yazar, 35 farklı “İzmirli”yi ya da İzmir kültürüne katkıda bulunanları anlatıyor. İçlerinde kimler yok ki! Arkas ailesi, Halit Ziya’dan Seferis ve Dido Satiriu’ya, Adnan Saygun, Necati Cumalı’dan Tarık Dursun K. ve Tanju Okan’a... Keşfetmeye değer doğrusu!

İyi okumalar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları