İyi ki varsınız!

14 Aralık 2012 Cuma

Mücap Ofluoğlu’nu uğurlarken; Ali Poyrazoğlu’nu alkışlarken...

\n

\n

Acılar sevinçler iç içe Hayat böyle bir şey işte… \n

\n

Tutkulu bir yürekti Mücap Ofluoğlu: Tiyatroya tutkun, şiire tutkun, mizaha tutkun ama en çok dostluklara, sevgiye tutkun…\n

\n

Oynadığı her role sonsuz saygıyla, sevgiyle, özenle yaklaşır... Her birinde yalnız kendisiyle yarışır... Oyundaki şiiri, şiirdeki oyunu yakalamaya çalışır. \n

\n

2007 yılında, Tiyatro Eleştirmenler Birliğinin Onur Ödülünü ona verirken şunları vurguluyorduk: Unutulmayan rollere adını kazıması... Kurduğu özel tiyatrolarla Türk tiyatrosuna önemli katkılarda bulunması... Sanat yaşamını, sanat dünyasında yaşananları anı kitaplarıyla tiyatro geçmişimizi belgelemesi... Tiyatroya tutkulu yaşamı Topluma karşı sorumlu sanatçı kimliğiyle, tiyatrodaki başarılı çizgisini sürdürmesi… \n

\n

Bunların hiçbiri Mücap Ofluoğlunun çok renkli kişiliğini anlatmaya yetmez. O renkli kişilikte dayanışmayla harmanlanmış dostluklar varİroniyle, mizah gücüyle örülmüş sohbetler var Çevresine yaşama sevinci veren kahkahalar var…\n

\n

O renkli kişilikte, cesur yüreklilik var. İdeallerinden, ilkelerinden şaşmamak var. \n

\n

1965’te Adalet Partisi iktidara gelince, İstanbul Şehir Tiyatrosunun başındaki Muhsin Ertuğrul, tiyatrodan ayrılmak zorunda kalmıştı. Ve Mücap Ofluoğlu, Ayla Algan, Beklan Algan, Şirin Devrim yürekten bağlandıkları tiyatrolarından istifa etmişlerdi. Yıllar sonra 2012de bu kez yaşamın her alanına müdahale eden Başbakanın, Şehir Tiyatrolarına dil ve el uzatması üzerine, direniş bayrağını çekenlerin başında geliyordu Mücap Ofluoğluİyi ki vardı, iyi ki var! \n

\n

Ali Poyrazoğlu’ndan ders\n

\n

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasının genç yeteneklere burs sağlamak için başlattığı Özel Konserin şefi, bu yıl Ali Poyrazoğluydu. Gecenin geliri 6 gence daha yurtdışı eğitimi sağladı. \n

\n

Gazetelergüldürü öğesini ön plana çıkardı ama bence Ali Poyrazoğlu, o akşam orada müthiş bir ders verdi: Hayat dersi, sanat dersi, evrensel değerler dersi verdi. \n

\n

Carmenoperasından seçtiği bölümler çerçevesine çok zekice, bilgi dolu, birikim dolu, düş gücü ve duygu yüklü bir metin yazmış ve kurgulamıştı. İronik, eleştirel, mizahi bu metin bütüncül, uyarıcı, birleştirici, hoşgörülü ve çok dengeliydi. Nitelikliydi. Hiçbir an ucuza, kolaya, sıradanlığa düşmüyordu. Evrensel, çağdaş değerleri yüceltiyordu. Kendi içimizdeki ötekinikeşfetmemize yol açıyordu. \n

\n

Tiyatro ile müziği harmanlarken, kendi yazıp kurguladığı bu Asi Kuş- Carmende Ali Poyrazoğlu oyunculuğuyla, doğaçlamalarıyla, orkestrayla ve seyirciyle ilişikisiyle müthiş bir performans çıkardı. Titizlikle hazırlanmış, çok çalışmıştı. Maestro Gürer Aykal öğrencisiyle gururlanabilir(!). \n

\n

Finalde sanatın işlevini anlattığı bölümlerde gözyaşlarımı zor tuttum: Her gece kendini sahneden boşluğa bırakır sanatçı, ama bilir ki seyirci onu ellerinden yakalayacak, boşluğa düşmesine izin vermeyecektir Sahne- salon ilişkisi birlikte gidip geliyoruz. Trapezciler gibi Aşktaki gibi Düşünceyi, kaygıları, sevinçleri, acıları paylaşıyoruz… \n

\n

Teşekkürler Mücap, teşekkürler Ali, teşekkürler Gürer Bizim de yere çakılmamızı önlediğiniz için. İyi ki varsınız!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları