Nermin Hoca ve bir istek

20 Kasım 2022 Pazar

Nermin Abadan Unat’ı, Atatürk, laiklik, eşitlik, bağımsızlık, özgürlük tutkunu hocayı, bu köşenin okurları tanır. Fazla söze gerek yok. 

Geçen hafta içinde İzmir’de Konak Belediyesi, Ege Kadın Buluşması Platformu ve Yaşar Üniversitesi işbirliğiyle Nermin Hoca adını taşıyan muhteşem bir merkez açıldı. Kadifekale’ye çıkarken Mecidiye Mahallesi’nde bahçe içindeki mimari şaheser ikiz ev, restore edildi. Orası artık “Prof. Dr. Nermin Abadan Kadın Semtevi”. Danışmanlık, el sanatları, müzik, meslek kurslarının verileceği atölyeler ve Nermin Hoca’ya ait fotoğraflar, ödüller, kişisel eşyalarından oluşan bir de anı odası var... 

Merkezin açılışında az ama öz konuştuk: Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Bu ülkeyi kadınlar kurtaracak”; bütün bu işi sessiz sedasız kotaran Ege Platformu Koordinatörü Şengül Baysak “Aydınlanma ışığı”; Nazan Moroğlu “Mücadele kazandırır”; benim ise “O bir devrimci” diye özetlediğim konuşmaların ardından, sahneyi Nermin Hoca aldı.

Tarihi bir andı. Ayakta dimdik durarak, (elbet isyan bayrağı niyetine sürdüğü kırmızı rujunu eksik etmemişti) çok duygusal bir konuşmayla İzmir ve İzmirlilere, sevdasını, övgülerini, teşekkürlerini sundu. Sonra, Başkan Batur’a döndü “Sizden bir isteğim olacak” dedi. 

Bilin bakalım ne istedi? Çocukluğunu, ilk gençliğini, yalnızlığını, yoksulluğunu, güçlükleri İzmir’de yaşayan; öğrenme tutkusunu ve azmini orada gerçekleştiren Nermin Hoca ne istemiş olabilir? 

Başkana döndü ve şöyle dedi: “Lütfen seneye bir sınıfı bana ayırın, ben de burada ders vereyim.”

101 yaşındaki bu Cumhuriyet çınarının isteği, karanlığı aydınlığa çevirecek gençler yetiştirmekten başka bir şey değildi! 

İyi ki varsınız sevgili Nermin Hoca. Ve iyi ki pırıl pırıl aklınız ve yüreğinizle her daim gençsiniz! 

Kanada... Ankara Kitaplığı... Leyla Gencer 

Toronto’da, kurulduğu 2000 yılından beri bir kültür merkezinden farksız çalışan, neredeyse Kültür Bakanlığı görevini üstlenmiş bir sivil toplum kuruluşu var: Ankara Kitaplığı.

Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözünü kendine ilke edinmiş, 6 bin kitaplı, sayısız etkinlik düzenleyen, geniş bir çevreye hizmet eden bir sivil toplum kurumu. Bundan 6-7 yıl önce orada konferans vermiş, kitaplarımı imzalamış ve merkeze hayran olmuştum. 

Geçtiğimiz günlerde, Ankara Kitaplığı’nın yönetim kurulu başkanı Özen Vekillioğlu, Toronto Üniversitesi’nce her yıl verilen “eğitim ve öğretimde mükemmellik ödülleri“ dil ve çeviri dalında finale kalan 10 kişi arasına girmeyi başardı. Hem de 800 aday arasından! Toronto Üniversitesi dekanının, Ankara Kitaplığı’nın başkanı Özen Vekillioğlu’na yazdığı tebrik ve toplumsal gelişmeye katkıları için teşekkür mektubu göz yaşartıcıydı. 

Tam pandemi öncesi yönetmen Selçuk Metin’in, kitabımdan yola çıkarak senaryosunu yazdığım “Leyla Gencer” belgesel filmi (İKSV), buraya davet edilmişti. Ancak salgınla birlikte bir kapandık, pir kapandık. 

Şimdi Leyla Gencer belgeselini yeniden programa aldılar, salonlar tutuldu, program yayımlandı. Selçuk Metin ve ben film hakkında konuşmaya, ayrıca kitap imzalamaya davetliyiz... Gelin görün ki eylül ayından beri Kanada konsolosluğu ve büyükelçiliğinden vize beklemekteyiz.

Yanlış mı anımsıyorum: Daha geçen ay ekimde, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulu’nda 46 Avrupa Konseyi ülkesi için vize almak için zorlukların kalkacağına dair bir tavsiye kararı alınmıştı.Tamam Kanada bu meclise dahil değil ama yine de...

İşte sevgili okurlar, Kanada’yı ülkemizde temsil edenler acep Toronto’daki Ankara Kitaplığı’nı ya da müzik dünyasında öncü bir ekol olan divamız Leyla Gencer’i bilirler mi diye kara kara düşünmem bundan...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları