NATO’dan hukuk devleti uyarısı

NATO toplantısında bir rapor sunan SPD Milletvekili Schmidt, Türkiye’de yaşananlardan endişe duyduklarını belirterek güvenliğin salt askeri güvenlikten ibaret olmadığını söyledi.

Yayınlanma: 14.10.2017 - 22:02
Abone Ol google-news

 

Romanya’da kısa bir süre önce düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi toplantısında ‘Karadeniz Bölgesi’nde İstikrarın Geliştirilmesi’ başlıklı bir rapor sunan ve burada Türkiye’deki gelişmelere yer veren Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili ve Raportör Ursula Schmidt, NATO’nun salt bir askeri ittifak olmanın ötesinde bir değerler birliği olduğunun altını çizerek müttefik bir ülke olan Türkiye’de son dönemde yaşanan ihlallerden endişe duyduklarını söyledi. Türkiye ile ilgili yaşanan gelişmelerin NATO ile ilişkileri etkileyip etkilemediğiyle ilgili soruya Schmidt, “NATO olarak diyaloğun kopmaması için çabalıyoruz, bu diyalog sayesinde Türkiye siyasetinde iyileşme olmasını umuyoruz” diye yanıtladı.

DW Türkçe’ye konuşan Schmidt, “Türkiye’deki gelişmelerin hukuk devleti ilkeleriyle uyumlu olduğu konusunda çok ciddi şüphelerimiz var ve bunu açıkça vurguladım. Bu konuda asamblenin geri kalanı bana destek verdi. Keyfi tutuklamalar, on binlerce kişinin tutuklanması ve iddianame olmaksızın cezaevinde tutulanlar, eleştirel medya kuruluşlarının kapatılması söz konusu” dedi. Güvenliğin, salt askeri güvenlikten ibaret olmadığını söyleyen Schmidt, “NATO değerlere dayalı, sadece bir askeri ittifak olmanın ötesinde bir değerler ittifakı, birliğidir. Raporumu hazırladığım, üyesi olduğum NATO Parlamenterler Asamblesi, Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi işte bu konuları mercek altına alıyor” dedi. Toplantıda darbe girişimini kınadıklarını ve bundan sorumlu olanların hukuk devleti ilkeleri uyarınca yargılanması gerektiği yönündeki görüşlerini yinelediklerini söyleyen Schmidt, “Bu konuda zaten baştan bu yana çok net bir tavrımız var. Ama Türkiye’deki gelişmelerin hukuk devleti ilkeleriyle uyumlu olduğu konusunda çok ciddi şüphelerimiz var ve bunu açıkça vurguladım. Bu konuda asamblenin geri kalanı bana destek verdi. Keyfi tutuklamalar, on binlerce kişinin tutuklanması ve iddianame olmaksızın cezaevinde tutulanlar, eleştirel medya kuruluşlarının kapatılması söz konusu... Gazeteci Meşale Tolu’nun ilk duruşması yapıldı, aylardır sadece mesleğini, gazetecilik yaptığı için cezaevinde. Yine Deniz Yücel’in durumu ortada. Halen iddianame yok. Bunların gayet tabii ki hukukun üstünlüğü ile pek bir alakası yok. AKP milletvekili ‘bana haklısınız’ demeyecekti, onu anlıyorum, tüm bu olanların hukuka uygun olduğunu savundu. Bu konularda görüş ayrılığımız çok açık” diye konuştu.

Bunların hukukun üstünlüğüyle ne ilgisi var?

Soru üzerine Schmidt, “Türkiye halkının çoğunluğu Erdoğan’ın hâlihazırda izlediği politikaya onay vermiyor. Uluslararası gözlemciler de anayasa referandumunun manipülasyonsuz olmadığını söylüyor. Her ne kadar AKP temsilcileri buna katılmasa da Türkiye’deki muhalefet milletvekilleri bizim gibi düşünüyor. Erdoğan’ın politikaları sonucunda, Almanya’daki Türkiye kökenli toplum içerisinde de gerilimler yaşanmasını son derece üzücü buluyorum. Toplumumuz içerisinde, Kürtler, Türkler arasında, farklı gruplar arasında gerilim yaşanması bizleri endişelendiriyor. Türkiye’de tutuklu ABD vatandaşları ve yine bir seminer için Türkiye’ye giden Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması gibi durumlar, bu insanların Türkiye’de rehin alındıkları gibi bir algıya yol açıyor. Erdoğan ‘Ben Cumhurbaşkanı olduğum müddetçe Deniz Yücel serbest bırakılmayacak’ dedi. Ya da ‘Bizim istediklerimizi versinler, biz de onlara istedikleri kişileri verelim’ deniliyor. Bunların hukukun üstünlüğü ile pek alakası yok. Bu konulara ilişkin tartışmalar açıkça yapılmalı. Türkiye gibi, aslında bize çok yakın, NATO üyesi olan bir ülkede yaşananlar açıkça konuşulmalı, gerektiğinde eleştirilmeli, Türkiye’de hukukun üstünlüğünden yana tavır alanların söz hakkına sahip olması sağlanmalı” şeklinde konuştu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler