Franz Ferdinand bu akşam Zorlu PSM'de izleyiciyle buluşuyor

Zorlu PSM'de Turkcell Sahnesi'nde bir konser verecek olan Franz Ferdinand ile bir araya geldik. Türkiye'de olan bitenlerden haberdar olduklarını belirten gurp dayanışma mesajı verdi.

Yayınlanma: 18.06.2019 - 23:07
Abone Ol google-news

Ben 2009 dedim, Alex Kapranos “Hatta belki 2008’di” dedi ama sonradan açıp baktım, ikimiz de yanlış hatırlıyormuşuz. Franz Ferdinand İstanbul’daki ilk konserinin verdiğinde yıl 2007 imiş, yani tam 12 yıl olmuş. Bunca yılın ardından bir kez daha konser vermek için geldikleri (sadece Julian henüz yok, ama konsere yetişecek) İstanbul’da onlara 12 yıl öncesini soruyorum ilk, “Biz çok eğlenmiştik, siz nasıl hatılıyorsunuz peki o geceyi?” diyerek. Alex, bırakın festivalin adını hatırlamayı, artık yapılmadığını bile biliyor: “Rock’n Coke festivaliydi değil mi, artık yapılmıyor oluşu çok yazık, çok ‘cool’ bir festivaldi. Çok güzel bir geceydi, seyircinin muhteşem olduğunu hatırlıyorum. Çok çok iyi bir enerjileri vardı, tekrar gelmek istemiştik, ve geldik de işte, 11 yıl sonra olsa da. Çok zaman geçmiş… İstanbul’u da gezmiştik, harika bir şehir.”

*O zamandan beri çok şey değişti gerçi…

A.K.: Evet, öyle… Hükümet biraz değişmiş…

*Yani… Daha otoriterleşti, daha sertleşti diyelim.

A.K.: Evet öyleymiş, Elif Şafak’ın başına gelenleri okudum. Kitaplar sansürleniyormuş… Bu sabah gazetede okudum…

*Elif Şafak’ın yaşadıkları olup bitenlerin küçük bir parçası sadece.

A.K.: Doğru, darbeden sonra birçok gazetece tutuklanmış. Kesinlikle şok edici bir durum. Uluslararası Af Örgütü gazeteciler için dünyadaki en tehlikeli yerlerden biri dememiş miydi Türkiye için?

*Aslına bakarsanız buraya gelmekten çekinen sanatçılar oluyor. Sizin böyle bir endişeniz oldu mu?

A.K.: Zorbalardan korkmuyorum ben. Böylesi söyleşilerde hep bir çekince olur, acaba bunlardan bahsetmeli miyim der insanlar. Bence bahsetmek lazım, çünkü zorbalar yüzünden acı çeken insanlarla dayanışma göstermelisiniz, çünkü bunu yapmazsanız zorbalar zorbalıklarına devam ederler.

*Biraz müziğe dönelim. İlk albümünüz 2004 tarihli, yani 15 yıl olmuş. “Franz Ferdinand” albümü büyük bir sükse yapmıştı o zaman; çok yeni, çok taze, çok enerjik, eğlenceli bir albümdü. Post Brit-pop dönemiydi, post Oasis-Blur-Suede dönemi… Sizden sonra da birçok yeni grup geldi, sizin açtığınız kapıdan, Arctic Monkeys gibi, Kaiser Chiefs gibi… Yeni bir furya başlattınız bir bakıma, işaret fişeğini ilk siz ateşlediniz. O yılları nasıl hatırlıyorsunuz, itici güçleriniz neydi o zamanlar?

A.K.: Paul, ben ve Dino uzun zamandır Glasgow müzik piyasanın içindeydik. Birçok başka grupla çaldık. Bir araya gelip grup kurmamızın en büyük sebebi eğlenmekti. Galiba önce ben ve Bob (Hardy) başladık, Belle & Sebastian grubundan arkadaşımız Mick Cooke bize bir bas gitar vermişti ve biz öylesine dalga geçip keyip yapıyorduk. Sonra bir grup mu kursak demeye başladık ve o sıralar Dino (Bardot) ile bir grupta çalan Charlie ile konuştuk. Michael Kasparos da kısa bir dönem gruptaydı, ki o da Dino ile başka bir gruptaydı. Franz Ferdinand'ın iki eski üyesi ilk albümden önce gruptan ayrılıp Dino'nun grubuna katıldı. Sonra Nick (McCarthy) ile tanıştık ve Paul de (Thomson) davul çalmak için katıldı. Ama hayır, Paul aslında gitar çalmak için gelmişti...

Paul Thomson: Aslında gitar çalamıyordum ama farklı bir şey denemk istiyordum.

A.K.: Paul'ün gitar çalamadığını düşünüyorsanız bir de Nick'in davul çalışını dinleyin derim! Aman aman... (kahkahalar)

P.T.: Tamamne eğlence için başladık yani, zaten sosyal hayatımızın bir parçasıydı. O kadar çok grupla birlikte çalmıştım ki o zamanlar... Sonra bir anda yürüdük işte. Böyle olacağını da pek öngörmemiştim doğrusu.

Dino Bardot: Hemen her gece çıkıp kulüplere giderdik birlikte. Dans müziğine meraklıydık, sosyal hayatımızda önemli bir yeri vardı. Kulübe gitmek o zamanlar konsere gitmekten daha eğlenceli gelirdi bize.

A.K.: Sanıyorum o sıralar etrafta çalınan müziğe karşı bir tepkiydi bizimkisi. Özellikle Glasgow'da o sıralar post post rock bir müzik ortamı vardı. Ortalıkta bir sürü erkek ağırlıklı, çenesini kaşıyan tiplemelerin dolu olduğu gruplar vardı. Kendilerini çok ciddiye alıyorlardı. Müzikte çoğu zaman hemen kendilerinden öncekilere isyan edenler vardır, sanırım bizim yaptığımız da buydu. Zıt gitmeye bakıyorduk yani.

* Gruba 2017'de katılan Dino size, sound'unuza ne ekledi dersiniz?

A.K.: Dino gurubun şimdiye kadarki en iyi gitaristi bence. Teşekkürler Dino. Julian biraz, nasıl desem, tuşluların 'enfant terrible'i (haşarı çocuk), her şeyi de çalıyor. Çok tiz, falsetto bir sesi var, kız sesi gibi.

Bob Hardy: Miaoux Miaoux sahne adıyla bilinir ve (üzerinde Miaoux Miaoux yazan bez torbayı göstererek) maalesef aramızda değil, küllerini getirdik... (kahkahalar)

* Buradaki konserde sadece son albümnüz "Always Ascending"den parçalar mı çalacaksınız yoksa eskiler de olacak mı?

A.K.: Karışık çalacağız. Böyle geceler için setlist hzaırlarken sevdiğim bir grubu izlemeye gitsem ne çalsınlar isterdim diye düşünürüm. Yani mesela The Beatles'ı dinleyecek olsam, onların çok büyük birkaç şarkısı vardır, onları dinlemek isterim, birkaç tane beklenmedik şarkı dinlemek isterim ve tabii birkaç tane de yeni şarkı...

* 2004'ten bu yana müzik dinleme alışkanlıkları çok değişti. Artık dijital platformlar var, Spotify var, Youtube var. Ne düşünüyorsunuz bu konuda.

P.T.: Bence dinleyici açısından iyi bir şey bu. Şimdi her şey elinizin altında. Benim gençliğimde meselas bir tane plak alırdın ve sevmesen bile onu dinlerdin, başka bir seçeneğin yoktu. Şimd,i öyle değil, gerçi insanların dikkat eşiği de daraldı sanki.

* Şimdi insanlar baştan sona bir albümü dinliyorlar mı sizce?

A.K.: Hayranlar dinliyor bence. Öylesine dinleyenler de var ve onlar hepsini dinlemiyorlar ama keşif yapnalr oluyordur. Ben mesela The Smiths'i öyle keşfettim. Bir arkadaşım getirmişti bana albümlerini ve bir riff'in ne kadar önemli olduğunu onlar sayesinde anladım. Sesinden nefret etmiştim gerçi Morrissey'in, berbattı. Ama albümü çalardım, bir sonraki şarkı, bir diğeri derken bir tarafı bitirir diğer tarafa geçerdim. Çok az plak olduğu için hepsini dinlerdim ve bir süre sonra adamın sesine de alıştım. (kahkahalar) Espri yapıyorum tabii.

* Plak geri döndü neyse ki...

A.K.: Evet, hayranlar için müthiş bir şey. Mutfağımda bile pikabım var benim. İğneyi üzerine bırakıyorum ve bitene kadar çalıyor, harika bir şey.

Açılış Baba Zula'dan

Bu akşamki Franz Ferdinand konseri öncesinde Baba Zula sahne alacak. Zorlu PSM Amfi’de ücretsiz gerçekleşecek %100 Music Warm-Up’ta ise Radyo Eksen’in sevilen DJ’leri Gülşah Güray, Gülşah Turgut ve Güven Yıldız setin başına geçecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler