Nü benim sanat anlayışım

Nü fotoğrafın Türkiye'deki önemli isimlerinden Niko Guido, "Çıplak" isimli sergisini Piramid Sanat'ta açtı. Sanatçı insanın bedeniyle ilişkisini sorgularken yalın erotizm ve pornografiye mesafeli duruyor. Çünkü onun fotoğrafları sisteme ve sömürüye bir eleştiri. Elbette bu, izleyicilerin algısıyla sınırlı.

Yayınlanma: 06.02.2011 - 08:05
Abone Ol google-news

Niko Guido nü fotoğrafın öncü isimlerinden. “Çıplak” isimli sergisi de 26 Şubat’a kadar Piramid Sanat’ta. Guido yalın bir çıplaklığı yansıtmıyor fotoğraflarına. Çünkü fotoğrafla besleniyor. Sanatındaki derdi kendiyle olsa da eleştirilerinden pek çok şey payına düşeni alıyor. Kaz Dağları, Allianoi, Tuz Gölü ve İzmir Tahtalı Barajı’nda yaptığı fotoğraf çekimleriyle de bu yüzden hafızalarımızda. Özellikle doğanın yıkımına dikkat çeken sanatçı, nü fotoğraflarıyla zihnin dehlizlerinde cinselliğin ve erotizmin sınırlarının dışına çıkıyor. Kendi özel bir estetik anlayışı var. Işığın insan vücuduyla dansının muhteşemliğine inandığı için, bu görüntüyü estetiğin doruğunda dondurup geleceğe hediye etmek istiyor. Elbette işi biraz zor. Çünkü çıplak kadın bedeni görünce tahrik olanlar çok. Yasaklarla ve baskılarla cinselliği tabulayan bu topraklarda kadın bedeni hâlâ kadına ait değil. Düşünsenize; bir sinema filmi için en iyi reklam cümlesi hâlâ “cüretkâr sevişme sahneleri!” Ne de olsa izleyiciye zihinsel mastürbasyon yaptırmak günümüzde en iyi pazarlama aracı. Gelecekte de öyle olacak gibi. Guido’nun fotoğraf algısı ise bunların çok ötesinde. Erotizm, sanatsal nü ve pornografiyi ayıran çizgiler ince. Ama o, sınırların farkında. “Ben giyinik birini de çeksem o tahrik olan olacaktır. Burada amaç ve zihniyet önemli. Hem insanlar tahrik oluyorsa çok da kötü bir şey değil bu. Beni ahlaksızlıkla suçlayanlar olacaktır ama övgüler kadar eleştiriler de umurumda değil” diyor, “benim derdim kendimle. Bana ve bize rağmen...”

Evet, çıplaklık toplumdan topluma değişiyor. Bir yerde sanatken, bir yerde ayıp ve edepsizlik demek! İşin aslı bunu görenin gözünde aramak. Guido durumu “Toplumumuzda bazı tezatlar var. Bundan 2000 yıl önce dünyanın en önemli çıplak heykelleri bu topraklarda yapıldı. Şehirleri, caddeleri bu heykeller süsledi. Şimdi geldiğimiz hale bakın! Hoşgörülü değiliz. Git gide koyulaşıyor tek tip olmak. Fakat sanatçı kendini farklı şekilde ifade eder. Nü de benim sanat anlayışım” diye özetliyor. Peki ya otosansür? Anlatıyor: “Çekim sırasında herhangi bir otosansür uygulamıyorum. Çekimleri keyifli ve içimden geldiği gibi yapıyorum. Sunumda ise otosansür kaçınılmaz. Buna engel olamıyorum. Zaten sanatçı kendi için üretir. Yaptığı ile tatmin olur. Keyfi de buradadır. Paylaşanlar bunu arttırır. O yüzden deklanşöre bastığım andaki mutlulukla yetiniyorum. Yani süreç ve o tetiğe basma anına kadar verdiğim emektir benim için fotoğraf.”

Niko Guido deprem sonrası Haiti’yi de görüntülemişti. Bir süredir de Irak’taki vahşetin ardında bıraktıklarını fotoğraflıyor. Cumartesi Anneleri ve Bosna’da tecavüze uğrayan kadınlarla birlikte de bir proje yürütmek istiyor.

Guido’nun nü fotoğrafları etkileyici, vurucu. Gerisi de izleyicinin hayal gücü... Elbette bu fotoğrafları çekmek yorucu. Hem model hem çekim yapan için sıkıntı büyük. Guido bir dönem model bulmakta zorlansa da artık daha rahat olduğunu söylüyor. Amatör modellerle çalışması ise işini kolaylaştırmış. Sohbetimizde bir de anısını anlatıyor; “Aspendos’ta çekim yapmayı kafaya koyduk. Kolay mı? Değil. Çünkü kalabalık ve bekçi var. İki gün müzenin açılış saatinde içeri girdik. Her yeri gezdik ve en uygun çekim alanını bulduk. Sonra da bir cesaret çekim yaptık ama bekçi fark etti. Hemen ayrılmak zorunda kaldık!”

Çıplak doğuyoruz ve toprağa da öyle döneceğiz. Bunu bilmemize rağmen bedenle ve tenle kavgamız bitecek gibi değil. Guido göz ardı edilen bu gerçeğe göndermeler yapıyor. Ama sanatındaki eleştiri yalnızca çıplaklığın tabu olmasıyla alakalı değil. O yüzden kendi deyişiyle doğa ve çıplaklığı bir araya getiriyor. Tepkisi çıplak fotoğrafı insanı aşağılamak olarak algılayanlara karşı. Öfkeli; çünkü o, çıplak bedenle insan vücudunun kusursuzluğunu anlattığını düşünüyor. Fotoğraflarında cinselliği nötrleştirmeye çalışması da bundan. Elbette dikkat çekmek, farkındalık yaratmak için öne çıkmak gerekir. Kimi buna aşırılık der, kimi sıradan olana karşı bir tepki. Afrika’da çıplak yaşayan bir kabilede soyunarak yapılan bir protesto ne kadar anlamlı olurdu? Demek istediğim, bakış açımızı kalıplaşmış ahlak anlayışımızdan uzak tutarak durumu yorumlamamız gerektiği. Bu sergi bir başlangıç olabilir.

http://www.piramidsanat.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler