Gizli hesap resti

Kılıçdaroğlu: Sevgili Erdoğan, Baykal gibi İsviçre’ye dilekçe ver. Avukat ücretin benden.

Yayınlanma: 23.06.2014 - 21:35
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’na AKP’nin 50 gündür üye bildirmeyerek engelleme yapmasına tepki gösterirken, 1 hafta içinde üye bildirmezse “kasıt arayacağını” söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a “AKP’den ayrıl” çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan da İsviçre bankalarında parası olup olmadığına dair dilekçe vermesini isteyerek avukat ücretini de kendisinin ödeyeceğini söyledi.

CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı.Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonuna değindi. 17 Aralık’ta “Bir hükümetin, bir devleti nasıl soyduğuna” tanık olunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, olay ortaya çıktıktan sonra ise 19 Mart 2014 tarihinde 4 eski bakanla ilgili, TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulması amacıyla dilekçe verdiklerini anımsattı. Soruşturma Komisyonu kurulmasına karşın, AKP’nin komisyona hiç üye vermediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ise bu keyfi engelleme karşısında hiçbir şey yapmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “50 gündür bir arpa boyu yol alınamadı. 50 gündür engelleniyor. Neden? ‘Acaba Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına bu komisyonun kuruluşunu oluşturabilir miyiz?’ Neden engelleniyor? Fezlekeler CHP’li üyelerin eline geçmesin diye. Şimdi ben kamuoyu önünde Sayın Cemil Çiçek’e soruyorum; o fezlekeleri ne kadar saklayacaksın? Nereye kadar saklayacaksın? Sen acaba bunun hesabını verebilecek misin? Sen TBMM’nin başkanı mısın, yoksa Adalet ve Kalkınma Grubu’nun mu başkanısın?” dedi.

‘Ayrıl o zaman’

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın 2 Haziran’daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından “Zannediyorum ki bu hafta içinde Ak Parti grubu da Soruşturma Komisyonu’na vereceği üyeleri mutlaka bildirmiş olacaktır. Bildirmezse o zaman kasıtlı bir gecikmeden bahsedilebilir. Bunun sorumlusu AK Parti grubu olur” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ancak hâlâ üye bildirilmediğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, Arınç’a, “Eğer bir yolsuzluk olayını ortaya çıkarmamak için sizin grubunuz kasıtlı davranıyorsa, yolsuzluklar konusunda bu kadar titiz olduğunu iddia ediyorsa, inançlarımız gereği de boğazından aşağıya haram lokma inenlerden hesap sorulmasına inanıyorsan, senin o grubun içinde bulunmanın gerekçesi ne? Ayrıl o zaman. Senin madem ki özgül ağırlığın vardı, o özgül ağırlığını kul hakkı yiyenlerden yana değil de dürüst, temiz insanlardan yana niye kullanmıyorsun?”

Kılıçdaroğlu, 17 Aralık operasyonundan sonra iki önemli havuzun çıktığını, bunlardan birinin medya, diğerinin ise rüşvet havuzu olduğunu ifade ederek Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çocuklarının içinde oldukları TÜRGEV’in, devletten ihale alanların rüşvetlerini yatırdığı “rüşvet havuzu” olduğunu belirtti. Vakfa, Suudi Arabistan’daki Royal Protocol adlı şirketten 99 milyon 999 bin 990 dolar para geldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bankanın adını ve hesap numarasını vermesine rağmen şu ana kadar bir açıklama yapılmadığını, kimsenin de inkâr edemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Her konuya itiraz eden Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda niye konuşmuyor? TÜRGEV’e, Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yarına çalışan vakıf statüsü verdiler. Bizim tarihimizde ilk kez bir rüşvet havuzuna kamu yarına çalışan vakıf statüsü verildi. Tam bir yüz karası. Nüfuz ticareti denilen bir olay var; suç. Bulunduğu yerin gücünü kullanarak yandaşlarına çıkar sağlamaktır. Acaba Bilal Erdoğan bu vakıfta olmasaydı, millet rüşvetini buraya yatırır mıydı? İhale alanlara bakın, önce parayı buraya yatırıyorlar. Erdoğan, çocuğuyla beraber rüşvet alan, rüşvet veren konumundadır” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydını okuyan Kılıçdaroğlu, bunun açık bir rüşvet pazarlığı olduğunu belirterek “Şimdi kalkmış meydan meydan geziyor. İnsan biraz utanır. İnsanda bir arpa kadar en azından utanma duygusu olur” dedi.

‘Ücreti ben vereceğim’

Ses kaydında adı geçen “Sıtkı Bey”in, Sıtkı Ayan isimli bir işadamı olduğunu ve WikiLeaks belgelerinde de adının geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, o belgelerde Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğunun söylendiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, daha önce eski CHP lideri Deniz Baykal’ın, hakkındaki benzer iddia için dilekçe yazıp İsviçre bankalarında parası olmadığını kanıtladığını anımsatarak şunları söyledi:

“Soru şu: Recep Tayyip Erdoğan niye böyle bir dilekçe vermiyor? Parayı sevdiğini biliyorum, harcamamak için çaba harcadığını biliyorum, aile boyu para istiflediğini biliyorum, adımın Kemal olduğu kadar. Ama ben ona çok açık bir çağrı yapıyorum; Sevgili Erdoğan, avukata para vermiyorsan sadece şu talimatı ver, ‘İsviçre bankalarında benim ve çocuklarımın hesabının olup olmadığına dair bir dilekçeyi İsviçre yetkililerine ver’. Sana söz veriyorum, namus sözü o avukatlık ücretini ben vereceğim. Yeter ki sen bu dilekçeyi ver, vermezsen ‘Senin de İsviçre bankalarında çalınmış paraların var’diyeceğim. Bundan kurtulamazsın. Sözüm söz. Milletin önünde sözü veriyorum. ‘Avukatı bulamıyorum’ diyorsan, bana yetkiyi ver, avukatı ben bulacağım, parasını da ben vereceğim. Seni temize çıkarmak için yapacağım bunu, ama kirliysen biliyorum bana yetki vermezsin.”

Soma’da yaşamını yitiren işçilere bazı haklar verilmemesine dönük getirilen Torba Yasa’ya AKP’nin yeni maddeler eklemesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Ölen insanlara saygıları yok. Bir diktatör bozuntusunun bütün beklentilerini yerine getirebileceği bir hukuk düzeni kurmak istiyorlar” diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler