Mesele Rus uçağı değil, Suriye siyaseti

Mesele Rus uçağı değil, Suriye siyaseti

27.11.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir ülkenin halkını “diktatöründen kurtarma” iddiası ile o ülke savaş bataklığına sürüklendi, tıpkı aynı gerekçeyle müdahale edilen diğer ülkeler gibi. Herkes biliyor ki, mesele “insani” telakkiler değil! Suriye ile sınır komşusu olması, Suriye’de olanlardan en çok etkilenecek ülke olması Türkiye’ye farklı bir sorumluluk yüklüyordu; o sorumluluk Suriye’nin bu hale gelmesini engellemek için elinden gelen çabayı göstermesi idi. Ama Türkiye, bu yolu zorlamak yani diplomatik baskı ve çözüm siyasetinde ısrar etmek yerine savaşa bulaşma yolunu seçti. Geldiğimiz nokta ortada!
Dahası, düşünce ve ifade özgürlüğü olmadığı için Suriye konusunu özgürce tartışmak imkânsız. Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisini bu konuda yaptığı haberlerden dolayı itham ederek savcılığa davet etmek, bu durumun en iyi göstergelerinden. Son olarak, Türkiye hava sahasını ihlal gerekçesi ile bir Rus uçağının düşürülmesi olayını tartışma konusu edenlerin “Rusya avukatı”, “Putin yanlısı” olarak itham edilerek susturulmaya çalışılması da aynı siyasetin sonucu. Bu şartlar altında, “aslında ne oldu, neden oldu, sonuçları neler olur, Türkiye bu işten kârlı mı, zararlı mı çıkar ve dahası Suriye’de yaşayan Türkmenlere yardım mı olur, zarar mı verir” sorularını hakkıyla sorgulamak imkânsız. Burası artık, Türkiye’ye faydası olan siyaset konusunda farklı düşüncelerin özgürce konuşulabildiği bir ülke değil.

Uzlaşma ve diyalog
Her şeye ve tüm baskılara rağmen, bu ülkede yaşayan herkesin ülkenin hayrı konusunda ne düşündüğünü açıkça ifade etmekte ısrar etmesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü gerçekten vatansever ve insansever olmak bunu gerektirir. Dahası, hayata, dünyaya, siyasete nereden baktığımız, ülkemizin hayrına olan siyasetin ne olacağı fikrimizi şekillendirir. Ben, öteden beri ve genel olarak savaş ve çatışma siyasetleri yerine uzlaşma ve diyalog siyasetini savunan biriyim. ABD öncülüğündeki Irak işgaline de, Suriye’de Esad rejimini yıkmak adına ülkenin kana bulanmasına da aynı gerekçeyle karşı çıktım. Asıl mesele buydu, ondan sonra olanlar, bize bu asıl meseleyi unutturmamalı. Yine aynı gerekçe ile, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin tüm zorlamalarına rağmen, Suriye’de savaş siyasetine karşı çıkması gerektiğine inandım, hâlâ aynı görüşteyim. Bence, şimdilerde dikkatimizin çekilmeye çalışıldığı IŞİD’in yükselmesinin nedeni de Suriye’ye müdahale siyaseti idi. Bu konuyu hiçbir şekilde unutmamak, göz ardı etmemek lazım.

Asıl mesele
Diğer taraftan, “olan oldu bugüne bakalım” deniliyorsa, o zaman da yine aynı noktadan hareket ile, halihazırda Suriye meselesini diplomatik yoldan, masada müzakere ederek çözme noktasında iyi kötü uzlaşmaya çalışan taraflar ile masaya oturmaya çalışmanın gerektiğini düşünüyorum. Oysa Türkiye, hâlâ Esad’ı devirme çabasını öne çıkarmaya çalışıyor, bu siyaset daha fazla gerilim, çatışma ve kan dökülmesine neden olmaktan başka sonuç vermez, vermiyor. Son olarak, Rus uçağının düşürülmesinin nedeni de sadece Rusya tarafından sıkıştırılan Türkmenlere “insani” yardım değil elbette, Türkiye hâlâ destek verdiği silahlı Türkmenler üzerinden Kürtlerin alanını daraltmaya, Esad’ı sıkıştırmaya, Suriye’de daha fazla söz sahibi olmaya çalışıyor, mesele bu. Konunun, kamuoyuna ahlaki ve milli gerekçeler çerçevesinde izah edilmeye çalışılması çok tabii, ama ne ikna edici ve de ne yazık ki, istenilen sonucu verecek bir siyaset değil. Değil, çünkü Türkiye, başarısızlıkla neticelenen Suriye siyasetini gözden geçirmemekte ısrar ettikçe, sahadaki tüm taraflara fazladan koz vermekten başka sonuç almıyor. Nitekim, Rus uçağının düşürülmesi de aynı sonucu verdi.
Türkiye önemli bir ülke, Suriye konusu insani boyutu bir yana, siyasi olarak çok önemli bir konu, iktidar partisinin artık bunu kavraması, İslamcılık iddialı yeni Enver Paşa’lık heveslilerine mesafe koyması lazım. Hele, Cem Uzan artıkları, eski reklamcı, silah tüccarı bozuntularının iktidara yaranmak adına attıkları savaş naralarına kulaklarını tamamen kapaması lazım. “Türkiye’nin avukatlığı” bunlara kalmışsa durum gerçekten vahim demektir.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017