Hikmet Çetinkaya

Kimi kandırıyorsunuz kimi?...

08 Eylül 2016 Perşembe

Sevginin resmini çizerdik, güvenin, insan olmanın, hayatın... Güleç yüzlü çocuklar, kadınlar, gençler, erkekler.
Bilinmeyen kentlere yolculuğa çıkar, Balzac’tan Madame de Berny’ye mektupları okurken düşler kurardık yarınlar için.
Gözlerimizde umut rüzgârları vardı...
Serin eylül akşamlarında bir deniz kıyısında dolaşır, yıldızlarla konuşur, özgürlüğün türküsünü söylerdik.
Mavileri aradık sonraki yıllarda...
Mavilerin ve hayatın ne olduğunu zindanlarda gördük.
Darbeci başlarının Fethullah Gülen’le nasıl iş tuttuğunu.
O yıllar mavi gömlek giydikleri için “hain komünist” diye alıp götürülen gençleri tanıdık.
Şimdilerde 60’lı yaşlara koşar adım yürüyorlar.
Geldik bugünlere...
Açık bir savaş var şimdi. Bir yılgınlık ve korku egemen toplumda.
Cemaatin beli kırıldı Türkiye’de. Dışarıda eski gücü sürüyor, korunup kollanıyor.
Peki, Türkiye’de cemaatin yerini kim alacak!
Yarınlara umutla yürüyecek?
Türkiye bir felaketin kıyısından geri döndü, FETÖ’cü darbe girişimi oldu, insanlarımız öldü kurşunla, tank paletlerinin altına yatarak.
İslamcı hareketten beslenen FETÖ ağı, himmet, zimmet, sahtekârlık, ikiyüzlülük, devleti ele geçirme planları.
60’lı yılların sonuna doğru bir yapılanmadan söz ediyorum...
Dünyada 170 ülkeyi kapsayıp, milyarlarca doları sadece demokrasiyi çökertip devleti ele geçirmek için harcamaya başlamışlar.
Zeki, çalışkan yoksul ailelerin çocukları binlerce abi, abla, imam ordusuyla örümcek ağını gözlerimizin içine baka baka genişletmişler.

***

Serin bir eylül sabahında Umberto Saba’nın yumuşak hüzünlü sesini duyar gibi oluyorum...
Gözleriyle konuşan bir çocuk karşımda duruyor.
Bir zalim yalnızlık...
Acımasızlık...
Yaşanan bir darbe girişimine karşı emekçi halkımın direnişi... Ölümler...
Sessizlik ezgilerle bozuluyor, hayatlar altüst oluyor.
Şair dostum Metin Demirtaş’ı anımsıyorum, o yemyeşil vadinin lacivert sularla buluştuğu saatlerde.
Metin, yaşıyor olsaydı 15/16 Temmuz’u nasıl anlatırdı bize!
Bir sevdalanan ilk günlerde gökte uçuşan bulutlara bakardı önce. Bir Akdeniz sabahının perdesini aralardı yaşamın direnciyle.
Derdi ki:
“Neredeyse bir ülkenin generallerinin yarısı tutuklanmış. Gazi Meclis, Polis Özel Harekât bombalanmış. ”
Yüreğindeki acıyı, hüznü anlatmayı sürdürürdü Metin Demirtaş:
“Bu FETÖ’cü şebekeyi 40 yıldır tüm iktidarlar, neredeyse tüm partiler Hizmet Hareketi olarak görmüş. Bir cahil imamın peşine on binlerce insan takılmış. Himmet adı altında milyarlarca lira para toplanmış.
Boşuna açmamış bu okulları, boşuna kurmamış bankayı, holdingleri. ”
Türkiye büyük bir deprem geçirdi... Emekçi halkımız darbeye karşı çıktı hayatı pahasına...
Darbeciler demokrasimizi tankla çiğnedi, bombalayarak nasıl bir ruh halinde olduklarını kanıtladı.
Halka, Gazi Meclis’e kurşun atam, bombalayan bir sapık zihniyet, Cumhurbaşkanı’nı rehin alacaktı ama başaramadı.

***

Olağanüstü durumu elbet kabul ediyoruz, suçluların yakalanıp hukuk içinde yargılanmalarından yanayız, hem darbe girişimini, FETÖ’cüleri hem de terör örgütlerini lanetliyoruz.

***

Eğer demokrasiyi savunuyorsak, demokrasi nöbetleri tutuyorsak, 15/16 Temmuz’u demokrasi bayramı yapıyorsak OHAL de olsa demokrasiden, temel hak ve özgürlüklerden ödün vermeyeceğiz...
Binlerce insan sorgusuz, işsiz, sanık, damgalı...
Onun için gelin demokrasimize sahip çıkalım, hukukun üstünlüğü ilkesini unutmayalım.
Dünün FETÖ’cüleri bugün yön değiştirip “demokrasi kahramanı” olarak dolaşıyor...
Kimi kandırıyorsunuz kimi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları