‘Geçti Bor’un pazarı’ dememek için...
Ceyda Karan
Son Köşe Yazıları

‘Geçti Bor’un pazarı’ dememek için...

06.01.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş “Baştan beri Suriye politikasının büyük yanlışlarla dolu olduğuna inananlardanım” demiş. Hakikaten başından beri buna inanıyorduysa eğer, niçin dile getirmemiş diye sormak lazım gelir. Bunu yeni idrak ettiyse de, durumu ancak güzel Türkçemizde “Uyan da balığa gidelim” yahut “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye” deyişi karşılar.

***

Şahsen bu topraklarda siyasal İslam okumalarımın yetersizliğinin etkisiyle başlangıçta savruluşlarım olmuşsa bile ‘liberal müdahalecilik’ ve kullandığı araçlara dair Balkanlar’dan başlayan deneyimlerim sayesinde belki bir parça daha erken uyananlardan sayarım kendimi. ‘Sözde’ anti-emperyalist siyasal İslamcıların, Batı ile işbirliği halinde ve dünyada eşi benzeri görülmemiş bir medya propagandası eşliğinde Suriye’de uyguladıkları ‘rejim değişikliği’ politikaları ile bedellerini beş yıldır yazıp duruyoruz.
Yani; İhvancı ılımlı İslam projesinin Suriye’de tutmayacağını, zira siyasi desteğinin yüzde 20’yi aşmadığını, silahların taa en baştan devreye sokulduğunu; sürecin 2012 başlarında zaten radikallere teslim edildiğini; Batılı anlamda demokrasi sorunları bulunsa bile Suriye ahalisinin ezici bir çoğunluğunun İslami soslu bir rejim istemediğini, yaşadıkları seküler zeminin bölgede pek çok ülkeden daha fazla bir arada yaşama imkânını zaten sağladığını; Körfez’den, Katar’dan enerji hatları çekilmesi vs gibi gerekçelerle, yani ekonomik çıkarlar ve mezhepçilik refleksleriyle İran’a karşı hat çekeceğim diye komşu bir ülkenin doğasına hiç uymayan bir ideolojik enfeksiyona uğratıldığını...
Bunun tutmayacağı aşikârdı, tutmadı da. Dolayısıyla Kurtulmuş’a -kurtarır mı bilmem lakin- önce niye ‘Suriye politikasının büyük yanlışlarla dolu olduğunu’ düşündüğünü sormak lazım gelir. ‘Hangi yanlışları yaptınız? Niye yaptınız’ sorusuna vereceği yanıtı işitmeden tek başına bu tespitinin hiçbir manası yoktur.

***

Maalesef biz bu yanıtları da biliyoruz. Arkasındaki siyasi hırsı da biliyoruz. O siyasi hırsların tutmayacağını da biliyorduk. Bildiğimiz ve Kurtulmuş’un ‘başından beri büyük yanlışlarla dolu’ politikaları dile getirdiğimiz için dürüst gazetecilik yapanlar ve kendi ahalilerini gidişata aydınlatmaya çalışanlar olarak payımıza düşen bedelleri de ödedik. Suriye krizinin bumerang olup memleketimizi vuracağına yeni yeni uyananlar değil, bunun ikazlarını yıllardır yapanlar olarak...

***

Suriye krizinde Türkiye’de -Batılılar ayrı mevzu- saçılan yalan haberin haddi hesabı yoktur. Ama yalan, demagoji, manipülasyon döner dolaşır hakikatlere takılır. Ne acıklıdır ki dün kurtarılmış Halep’e giden gazeteci meslektaşım Fehim Taştekin’le telefonda konuştuğumda -izlenim yazılarını merakla bekliyoruz- pek çok Haleplinin “Batılıları biliyoruz da, siz bu kötülüğü bize niye yaptınız” serzenişlerinde bulunduklarını öğrendim. Hiç şaşırmadım. 2012 Martı’nda ve 2013 Eylülü’nde gittiğim Şam’da da aynı sözleri sokaklardaki onlarca insandan işitmiş ve yazıp söylemiştim.

***

Artık bu mevzuda çok da söyleyecek laf bulamıyorum. Ancak önümüzdeki tabloya bakarak analiz yapabiliriz. O da şudur:
Rusya’nın Türkiye’nin içinde bulunduğu iç/dış politik iflastan da faydalanarak kotardığı Halep tahliyesi ve Suriye çapında kırılgan ateşkes sonrası Astana süreci mühimdir. ABD bu süreçten ‘dışlanmış’ -bölgede benzeri görülmemiş biçimde-, Körfez hattı ve vekil muhalif güçlerinin de eli zayıftır. Bunun Astana sürecine de bedelleri olacaktır. Bu sebeple bölgede zaten üstünlük elde etmiş Rusya’nın diğerlerine ‘sürece katmaya’ açık, esnek bir diplomasi uygulama çabalarını görüyoruz. Diğerleri fena halde ‘sıfırlamış’ hissettiği için başarılı olup olamayacağı tartışmalı.
Suriye savaşı henüz bitmedi. Astana süreci işlemezse, Suriye’yi ‘bölme’ planları El Kaide ve IŞİD üzerinden alttan alta teşvik edilirse bölgeye bedellerini kimse tahmin dahi edemez. Bunun Suriye savaşının maalesef giderek taşındığı Türkiye’ye bedelleri üzerinde de derin derin düşünmek icap eder. Emin olun panzehiri ne El Bab’a 8 bin asker göndermek ne de Mınbiç’e yürümek olacaktır. Türkiye, bir an önce Suriye’de barış için siyasi ve diplomatik tavır almalı. Ve bu hakiki bir tavır olmalı. ‘Geçti Bor’un pazarı’ demeye dilimiz varmadığı için söylüyoruz.

Yazarın Son Yazıları

ABD’de darbe tehdidi

ABD’de darbe tehdidi

Devamını Oku
07.09.2018
Zaharçenko darbesi

Zaharçenko darbesi

Devamını Oku
05.09.2018
İdlib’den esen fırtına bulutları

İdlib’den esen fırtına bulutları

Devamını Oku
31.08.2018
Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Devamını Oku
29.08.2018
Donbass cephesinden

Donbass, Kiev’in neo-faşist ortaklı rejimine karşı anti-faşist ve anti-emperyalist damar. Yurtsever küçük burjuva devrimiyle Rusya jeopolitiğinin önünü açan diyar...

Devamını Oku
23.08.2018
Trump’ın medya savaşı

Trump’ın medya savaşı

Devamını Oku
17.08.2018
Trump’ın ekonomik savaşı

Trump’ın ekonomik savaşı

Devamını Oku
15.08.2018
Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Devamını Oku
10.08.2018
Krizimiz

Krizimiz

Devamını Oku
08.08.2018
Şu Magnitsky

Şu Magnitsky

Devamını Oku
03.08.2018
Donbass damarı

Donbass damarı

Devamını Oku
01.08.2018
İlk dış politika sınavı

İlk dış politika sınavı

Devamını Oku
11.07.2018
Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Devamını Oku
06.07.2018
Meksika deneyi

Meksika’dan deneyi

Devamını Oku
04.07.2018
Yüzyılın anlaşması

Yüzyılın anlaşması

Devamını Oku
29.06.2018
‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

Devamını Oku
27.06.2018
‘Medeniyet mültecileri’

‘Medeniyet mültecileri’

Devamını Oku
22.06.2018
ABD ve 24 Haziran tercihi

ABD ve 24 Haziran tercihi

Devamını Oku
20.06.2018
İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

Devamını Oku
13.06.2018
Dünya Kupası ve siyaset

Dünya Kupası ve siyaset

Devamını Oku
08.06.2018
Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Devamını Oku
06.06.2018
Yalandan kim ölmüş

Yalandan kim ölmüş

Devamını Oku
01.06.2018
‘İtalya’nın krizi’

‘İtalya’nın krizi’

Devamını Oku
30.05.2018
Tom ve Jerry ile Spike

Tom ve Jerry ile Spike

Devamını Oku
25.05.2018
Irak’ın seçimi

Irak’ın seçimi

Devamını Oku
23.05.2018
Transatlantik’te İran çatlağı

Transatlantik’te İran çatlağı

Devamını Oku
18.05.2018
Filistin’e dair...

Filistin’e dair...

Devamını Oku
16.05.2018
Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Devamını Oku
11.05.2018
İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

Devamını Oku
09.05.2018
Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Devamını Oku
04.05.2018
Kore’lerin barışı

Kore’lerin barışı

Devamını Oku
02.05.2018
Bush - Blair Trump - Macron

Bush - Blair Trump - Macron

Devamını Oku
27.04.2018
Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Devamını Oku
25.04.2018
Erivan’da ‘kadife devrim’

Erivan’da ‘kadife devrim’

Devamını Oku
20.04.2018
‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

Devamını Oku
18.04.2018
Akıl yitimi çağı

Akıl yitimi çağı

Devamını Oku
13.04.2018
Guta falı: Hedef Rusya

Guta falı: Hedef Rusya

Devamını Oku
11.04.2018
Suriye’de telaşa mahal yok

Suriye’de telaşa mahal yok

Devamını Oku
06.04.2018
Amerika’nın monarkı

Amerika’nın monarkı

Devamını Oku
04.04.2018
Varna farsı

Varna farsı

Devamını Oku
30.03.2018