Kayseri’deki olaylara Trabzon(spor)lular karışmış. Fenerbahçe futbolcularını taşıyan otobüsü taşlayanlar Trabzon’dan gelen bir grup Trabzon(spor) taraftarıymış... Vay vay vay! İşe bakın. Eğer bunlar doğruysa. Yandık! Çünkü... Bu ülke amipsi bölünmelerden çekti ne çektiyse. Türk - Kürt, Alevi - Sünni, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı derken şimdi de başımıza şehirler arası düşmanlıklar mı çıkacak?

Çok tehlikeli işler bunlar beyler! Düşünün şimdi: Kayseri’de atılan taşlardan biri Fenerbahçeli ünlü bir futbolcunun ölümüne neden olsa... Ah! Affedersiniz dostlar, durumun ciddiyetini anlatmak için böyle bir örnek verdim yoksa amacım kimseyi korkutmak değildi. Neyse! Demek istediğim şuydu: Ortada bir ölüm olayı olunca sumen altı edilmez bu cinayet. Bir günde bulurlar suçluyu. Atarlar içeri. Ve... Ülke yeniden holiganizmi tartışmaya başlar, falan filan…

Atılan taşın otobüsün camına mı yoksa birinin öldürücü noktasına mı isabet ettiği konusu işleri ne kadar değiştiriyorsa, atan elin kimliği de olayları başka boyuta taşıyabilir. Şimdi şöyle düşünün: O taşı atanın Trabzon’dan gelmiş bir “taraftar” olduğu tespit edilse. Senaryo bu ya... O kişinin bir gün önce Trabzon’da bir kahvede arkadaşları ile oturup bu olayı planladığı ortaya çıksa. Ve... Bu kişilerin Trabzonsporlu bir yöneticiden Kayseri’ye gitmek için “harcırah” aldıkları belirlense... Sorarım size savcılar: Hangi suçun kapsamına girer bu eylemler? Sorarım size sağduyulu Trabzonlular: Dink olayı kadar yıpratmaz mıydı sizi böyle bir şey? Negatif yönde ayrışmaz mıydı şehrinizin adı?

Ben, kişisel olarak, Kayseri’deki olayların “örgütlü” olmadığını düşünüyorum. Otobüsü taşlayanların arasında Trabzonlular da olabilir ama ben bunların, Kayseri’de veya çevre illerde yaşayan ve Trabzonsporlu yöneticilerin “Kupamız gasp edildi” söylemleri ile gaza gelmiş “saf ve samimi Trabzon taraftarları” olduklarına inanıyorum. Tersini ise ülkem adına, düşünmek bile istemiyorum.

Bu durumda, son sözüm Sadri Şener ve Nevzat Şakar’a olacak: Beyler! Ateşle oynuyorsunuz. Üç beş holigana şirin görünme adına car car konuşup ortamı geriyorsunuz. Susun artık! Susun yoksa bu işin sonunda kan çıkacak. Ve... İnanın bana, siz de o eli kanlı katiller ile aynı yargıcın karşısına çıkacak, aynı koğuşlarda hapis yatacaksınız. Sayın azmettiriciler (!) Bu konuda daha fazla bilgi istiyorsanız eski tarihli “Fezleke” başlıklı yazılarımı bulup okuyun. Ya da “damdan düşen” başkan ve yöneticilerle konuşun. Çünkü... Son pişmanlık fayda etmez! Ve... Sıra bir gün size de gelebilir.