Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şey derken sanki şey olmuş gibi olup şey ettirmek
Bence hepimiz bu son olaydan dersimizi aldık.
Bundan sonra dilimize mukayyet olacağız.
Haberlerimizi, yazılarımızı, geçenlerde bir şey oldu ama biz tam olarak söylemek istemiyoruz ne olduğunu; aslında söylesek söyleriz ama söylemesek daha iyi, diye yazacağız.
Şuydu buydu oydu derken önce kendi niyetimizden şüphe edeceğiz.
Tamam ona bir şey diyelim ama ona bir şey derken buna bir şey demiş olmamak için birkaç takla atalım diye bir düşüneceğiz.
Her şeyi diyeceğiz ama pek de demeden, ona buna laf değdirmeden, adabıyla, usulüyle diyeceğiz.
Pek bir şey olmadı, her şey yolunda diye haberler yazarsak sorun yok.
Ama bunu derken de mesela yol bile demekten kaçınacağız.
Senin yolun yol değil demişiz gibi algılanırsa, iş yolsuzluktu, hırsızlıktı falana varırsa fena.
Genelde havadan sudan bahsedeceğiz.
Ve işin içine suydu, havaydı onları karıştırmamaya özen göstereceğiz.
Karışmaktı, karıştırmaktı, ortalık karışık, karmakarışık gibi şeyler de tehlikeli.
Ağzımızdan çıkanı önce bir kulağımız duyacak.
Sonra meslektaşlarımız duyacak.
Derken savcılar, hâkimler duyacak.
Anlayan anladığını anlayacak, içeri alınan içeri alınacak; dışarıda kalanlar artık daha da dikkatli yazacak.
Ama bu bile öyle eskisi gibi rahat rahat yapılamayacak.
Ayaklar denk alınacak.
Değil bildiğimize, duyduğumuza, gördüğümüze, kendi niyetimize bile inanamayacağız.
Gerçi o da sakat.
O zaman da başkalarına bir mesaj verir gibi olma ihtimalimiz var.
Hani biz kendimizden şüphe ediyoruz, sizden mi etmeyeceğiz der gibi olursak...
Ve şüphe üzerine inşa edilen bir dil alır başını gider de başka başka yerlere varır da...
İş bu devletin başına kadar uzanır da...
Başımıza gelmeyen kalmazsa...
Bu noktada başımıza gelmeyen kalmaz demek ne kadar doğru diye de düşüneceğiz.
Başa gelmek var, başa gelmek var.
Başa gelenin başına gelen falan filen derken biz demeye getirmelerle meseleyi oraya buraya getirir gibi yaparak iyice çuvallamak suretiyle işin içinden çıkamayabiliriz.
Sanki devleti, ona dil uzatmak yoluyla yıkmak gibi bir suça kalkışmış gibi görünerek, devleti yıkmak isteyenlere yol göstermek suretiyle teröre hizmet etme gafletine düşüp de meseleyi dallandırıp budaklandırmış olduğumuzu fark etmeden kendimizi içeride bulabiliriz.
Kaç kişi kaldık zaten şurada.
Bir duralım biz.
Ve az mecaz çalışalım.
Kinaye nedir ne değildir birbirimize hatırlatalım.
Dilimizi metaforlardan iyicene arındıralım.
Kelimelerin gücünü, fiillerin niyetini tartmadan tek bir laf etmeyelim.
Subliminal mubliminal hiçbir şey bırakmayalım ortada.
Hukuk son kararıyla tokat gibi bir ders verdi gazeteciliğe.
“Adam” olan artık anlar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- AFAD duyurdu: Ege Denizi'nde korkutan deprem!
- Ahmet Ercan'dan sabaha karşı 'deprem' mesajı
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!