Olaylar Ve Görüşler

İmar afları ve toplumsal çöküş - H. Ali ULUSOY

27 Şubat 2023 Pazartesi

Ülkemizde, bugüne kadar 20’nin üzerinde imar affı içerikli yasa çıkarıldı. 12 Eylül darbesiyle birlikte ülkemizde neoliberal politikalar, buna dönük ekonomik programlar devreye sokularak kentlerimiz her anlamda güvensiz hale getirilmiştir. Bu uygulamaların içinde en çok bilinenleri ise 1983 yılında çıkarılan “gecekondu affı”dır. Aklı, bilimi, uzmanlığı yok sayan politikalarla, uygulamaya konulan imar aflarının faturası ağır olmuştur. 17 Ağustos depreminde, resmi raporlara göre can kaybı sayısı 17 bin 480, yaralı sayısı 23 bin 781, sakat kalan sayısı ise 505’tir.

YAĞMACI ANLAYIŞ

16.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, 2B yasası, daha sonra çıkarılan Bütünşehir Yasası, İmar Kanunu’nda yapılan değişiklikler, “torba yasalar”, TMMOB’yi etkisiz hale getirmek için yapılan düzenlemeler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (ÇŞB) görev ve yetkilerini yeniden düzenleyen KHK’ler vb. uygulamalar siyasal iktidarın kent politikalarının arka planındaki yağmacı anlayışın bir sonucudur.

6306 sayılı yasada “riskli alan” olarak ilan edilen bölgelerde bütün yetki ÇŞB’ye geçmekte ve bakanlığın bildiriminden sonra riskli alanların boşaltılması gerekmektedir. Yasa, sorunları çözmek yerine, bir rant aracına dönüşerek merkezi otorite ile bireyi karşı karşıya getiren bir işlev görmüştür. Vatandaşların “yürütmeyi durdurma” hakkını da elinden alarak ceberut yöntemlerle yağmanın ve zenginleşmenin önü açılmış, inşaat sektörüne yeni kazanç alanları yaratılmıştır.

2018 yılında, seçimlerden hemen birkaç ay önce torba yasayla çıkarılan imar affıyla, milyonlarca kaçak yapı “yasallığa” kavuşturuldu. Esas amacın “bütçe gelirini artırmak” olduğunu, Bakan Kurum, “imar barışında hedefe ulaşıldığını” belirterek “Devletin kasasına 25 milyar 592 milyon TL girdi” diye açıklayacaktı.

Türkiye genelinde toplam 7 milyon 85 bin 969 adet yapı kayıt belgesi verildiği, bunların 5 milyon 848 bin 927’sini konutlardan oluştuğu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 11 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısının ise 294 bin 166 olduğu açıklandı.

TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’nun Marmara depreminden sonra yaptığı araştırmaya göre, deprem bölgelerinde hasar gören ya da yıkılan yapıların yüzde 80’inin imar aflarından yararlandığı açık olarak ortaya konulmuştur.

HESABI SORULMALI

Resmi verilere göre on binlerce insanımızın yaşamını yitirmesine, binlerce insanımızın yaralanmasına ve milyonlarca insanımızın evsiz kalmasına neden olan Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen büyük depremle, tek adam rejiminin kötü yönetiminin ve hayata geçirmeye çalıştığı yanlış politikaların faturasını insanlarımız enkaz altında kalarak canıyla ödemiştir. Yaşananlardan ders çıkarmayan siyasal iktidar, OHAL kapsamında aldığı son karar ile de orman arazilerinin ve meraların yapılaşmasının da önünü açmıştır.

Esas olarak görevi, insanlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, sağlıklı, güvenli yaşanabilir çevrelerde yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli önlemleri almak olan siyasal iktidardan, on binlerce insanımızın enkaz altında kalmasına neden olan yanlış kentleşme politikalarının hesabı mutlaka sorulmalıdır.

H. ALİ ULUSOY

MİMAR / KENT BİLİMCİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları