Kırmızı etteki sıkıntı-2

11 Nisan 2009 Cumartesi

Cumhuriyet gazetesinde  "Kırmızı etteki sıkıntı"  başlıklı yazımızla ilgili okurlarımızdan gelen yoğun iletiler konunun ülkemiz açısından ne kadar önemli, ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.  Özellikle, Ege Üniversitesi Zootekni Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın kaleme aldığı uzun ve detaylı iletiden bazı bölümleri konunun taşıdığı önem nedeniyle, kendisinin de izniyle bu sütuna taşımak istiyorum : 

“Türkiye ekonomisi, ağırlıklı olarak 1980 yıllarının başından itibaren Uluslararası Para Fonu (UPF) ve Dünya Bankası (DB), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yönlendiriciliğinde uygulanan yeni-liberal politikalar ile dış dinamiklerin etkisine açık bir ülke durumuna getirildi……Yeni-liberal politikalardan tarım ve tarımın bir üretim kolu olan hayvansal üretim de olumsuz olarak payını aldı. Bir yandan hayvan sayısına bağlı olarak hayvansal üretim ve tüketim geriledi, bir yandan da sosyal sorunlar ortaya çıktı. Buna 2008 yılının ikinci yarısından sonra başlayan ve günümüzde de devam eden finansal kriz de eklenince sorunlar dayanılmaz boyuta erişti. Bu süreç devam ediyor.” diyen Prof Kaymakçı yazısının gerisinde hayvancılığımızın yakın tarihçesini, hayvan sayısını ve üretiminde meydana gelen değişimleri özetlemiş ve çözüm yollarını irdelemiş.

Türkiye’de, son yıllarda hayvan sayısında ve kırmızı et üretiminde önemli azalmalar olduğunu özellikle belirten sayın hocamıza göre dünya kırmızı et üretiminde ise tam tersine miktar olarak bir artış söz konusudur. Nüfus başına et üretimi açısından aradaki farklılık, %35 dolayındadır. Süt üretiminde de durumun farklı olmadığını belirten hocamız sadece sorunu tespit etmekle kalmamış çeşitli çözüm önerileri de getirmiştir. Prof .Kaymakçı’nın ilk önerisi bizim de “ kırmızı etteki sıkıntı-1” yazısında üzerinde durduğumuz “Genetik Islah”tır.  Bu konuda, yetiştirici birliklerin, üniversitelerin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ve diğer ilgililerin arasında sağlıklı işleyen bir eşgüdüm ve planlamaya gereksinim duyulduğunun altını çizen Kaymakçı’ya katılmamak mümkün değil. Sığır ıslahında damızlık materyalin yurtiçi olanaklarla sağlanmasını öneren ve yurtdışından getirilecek gebe düvelerin yaratacağı deli dana vs. gibi olumsuzlukları aktaran Kaymakçı, yapay tohumlama etkinliğinin yaygınlaştırılmasını ve ıslahın tek bir merkez altında yapılmasını önermektedir.

Koyun ve keçi yetiştiricilerinin, sığır yetiştiricilerine göre daha güçsüz olduğunu belirten Kaymakçı, bu nedenle, damızlık materyal üretme konusunda koyun ve keçi yetiştirici birlikleri devreye girinceye kadar başta Tarım Köy İşleri Bakanlığı olmak üzere kamunun sorumluluğu ve etkinliğinin sürdürülmesini savunmaktadır. Yine koyun , keçi ıslah çalışmalarında yerli gen kaynaklarının korunmasının ve geliştirilmesinin önemine dikkat çekmiştir.

Hayvancılığın ve kırmızı et üretiminin geliştirilmesi için dikkate alınması gereken diğer konuları; hayvanların beslenmesi ve hayvan hastalıklarının önüne geçilmesi olarak sıralayan Kaymakçı bizim de çok önem verdiğimiz bir konunun üzerinde durmaktadır: Koyun ve keçilerin beslenmesinde meraların ıslahı önemlidir. Bu amaçla mera yasasında ilgili düzenlemelerin hızla tamamlanması gerekmektedir. Hayvan hastalıkları ile savaşımda en önemli iki konu ise kaçak hayvan, et , süt gibi ürünlerin yurda girişinin önüne geçilmesi ve hayvancılıkta koruyucu hekimlik ve aşılamaya verilen önemin artırılmasıdır. 
 
Bir bilim adamı olarak Sn. Kaymakçı, işletmelerin gereksinme duyduğu bilimsel araştırmaların nitelik ve niceliğinde de ülkemizde önemli eksiklikler olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda, gerek Ar-Ge etkinliklerinde eşgüdüm ve planlamada, gerekse üretilen bilgilerin hayvan yetiştiricilerine aktarılmasını sağlayacak yayım hizmetleri için Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, üniversiteler ve yetiştirici birlikleri arasında iletişimin ve paylaşımın yaşamsal öneminin altını çizmektedir. Prof. Kaymakçı’nın üretim, örgütlenme ve pazarlama politikaları hakkındaki önerilerini ise aşağıda aynen aktarmak istiyorum :

“Kısa dönemde, hayvansal ürünlerin fiyat oluşumunda gerekli desteklemelerin yapılması zorunludur. Desteklemeler AB’de uygulandığı üzere Ortak Piyasa Düzeni(OPD) işleyişine uygun olarak yapılabilir.. Bu kapsamda hayvancılığı geliştirmek ve sektöre rekabetçi bir yapı kazandırmak için devletin müdahale edebileceği bir piyasa mekanizması, her ürün bazında oluşturulmalıdır. ……………… Kredilendirmede, küçük işletmelerin orta ölçekli işletmelere dönüştürülmesini özendirecek bir faiz politikası (oran ve süre açısından) uygulanmalıdır……………………….tıpkı AB’de olduğu üzere, hayvansal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasında, üreticiden tüketiciye kadar olan zincir içinde, yatay ve özellikle dikey bütünleşmeye dayalı bir örgütlenme modeli, tek yol olmalıdır. Bu bağlamda en uygun örgütlenme modelinin tarımsal amaçlı kooperatifler olduğu görülmektedir. Türkiye’de, üreticilerin kooperatiflerde piyasayı denetlemedeki payları en az düzeydedir. Buna karşılık AB’de kooperatiflerin tarım girdileri piyasasındaki payları yüzde 50, pazarlama ve işletmedeki payları ise yüzde 60’ın üzerindedir. ………………….”

İletisinin sonunda Kaymakçı, hayvan yetiştiriciliğinde üretim ve pazarlama politikalarının serbest piyasa düzeninin dalgalanmalarına bırakılmaması gerektiğini söylemektedir. Çünkü, hayvansal üretimin; beslenme, giyim, tarımsal işletme, hayvancılık sanayisi, iç ve dış ticaret gibi konularda yaşamsal bir önemi vardır. Hayvansal ürünlerde talep esnekliği olmadığı için dengeden çıkarsa düzeltilmesinin olanaksız olabileceğini ekleyen Kaymakçı, Türkiye’de uygulanan yeni-liberal politikalarla hayvansal üretim ve tüketimin düştüğünü ve hayvan yetiştiricilerinin sosyo-ekonomik sorunlarının dayanılmaz boyuta eriştiğini ve bu boyutun da başta gıda egemenliği olmak üzere, Türk toplum dokusunda ciddi bir tehlike yaratacağını söylemektedir.

Prof. Kaymakçı’nın görüşleri çok önemli ve dikkate diğer, hayvancılığımızın içinde bulunduğu durumu açıkça gözler önüne seren ve bir o kadar çözüm önerileri getiren değerli hocamızın söylediklerine ek olarak, son söz olarak bize kendisine görüşlerini bizlerle paylaştığı için teşekkür etmek kalıyor. 

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları