‘Öğretmen öğretir’den ‘öğretemeyen’e geçişin bedelleriyle yüzleşmek

26 Kasım 2022 Cumartesi

Geçen yılın Öğretmenler Günü’nde, özelimizi, üç kardeşin özlemini paylaşırken 1956 yılında, göç günümüzden bir ay sonrasında, Rumeli aksanlı Türkçe şivemizle, bizi eğitme sorumluluğunu üzerlerine alan, Cumhuriyet değerleri ile yetişmiş öğretmenlerimizin, çok değerli çabalarını paylaşmak istemiştim. Çok değerli eğitimci ahlakı, yaklaşımlarıyla, özenli çabalarıyla bir ders yılına sığdırmış olarak bize, eğitimlerimizi diğer öğrencilerle ortak koşullarda sürdürebilme katkılarını paylaşmak anlamlıydı.

Cumhuriyetin, başöğretmenleri Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde, eğitim seferberliği ile yarattığı mucizenin kanıtıydılar. Emekleri, katkılarıyla yetiştirdikleri öğrencilerinin ülkeye, yaşamın her alanında bilgi, birikim sahibi olarak yayılmalarıyla özgüvenli, mutlu olmayı öğrenmişlerdi. Güvenceleri, hep çalışıyor, üretiyor olarak ayakta kalabilmeyi öğrenmiş olmalarıydı. Dışarıdan “Ne olursa” türünden geçici işler, gelirler bulmak zorunda kalmanın ayıbını tatmamışlardı. Ders yılının son günü çocuğunun elini tutmuş yeni yaşam koşulları için koşturmak zorunda olan anneye; “Hiç korkma çocuğun gelecek yıl devam edeceği okul için hazır” diyebilmek yetiyordu.

***

Bu yılın Öğretmenler Günü’ne girerken öğretmenlerin, eğitim sorunlarının dudak uçuklatan boyutlarda katlanmış olması bağlantılı, ülkemiz insanının her bireyinin yaşamını etkileyen olumsuz gelişmelerin masaya yatırıldığı bir ortam, bilgi sunumu ile yüz yüze kalmış, yüzleşmiş olarak paylaşıyoruz. Öğretmenler Günü etkinlikleri, öğrencilerin, ailelerinin öğretmenlere dönük sevgi sunumlarının yumağı olmaktan çoktan çıkmış. Dertlerin geldiği olumsuz koşullar, boyutlarının paylaşılması etkinliklerine dönüşmüş.

Doğrusu toplumsal sorumluluklarının gereğini yapan yayın organlarımız çok aza düşmüş olsa da yaşamın her alanına dönük ülkemiz insanının düşürüldüğü ağır yaşam koşulları, insan hakları ihlalerinin ürkütücü tırmanışı boyutlarında ortaya çıkan bilimsel verilere, çalışmalara dayalı sonuçlar artık hiçbir koşulda saklanamıyor. Saklanamadığı için de her gün değişiveren, çok büyük hızla eskitilip tüketilen güncel gündemimize karşın, bilinçlere yerleşen gerçeklerin algısı giderek daha çarpıcı, ürkütücü boyutlara ulaşıyor. Elbette Öğretmenler Günü’nde anaokullardan yükseköğrenimin en üst düzeye ulaşmış kariyerlerinde görev yapanlarına yaşam, çalışma koullarının zorlukları tartışılamayacak vahamette bilincimize kazınmış durumda. Ülkemizin her alanına dönük, olumsuz yaşamsal sonuçları üzerinden yeni yeni bilgileri paylaşmaktan öteki yeni bir iş yapılamaz, üretilemez olmuş.

Dün sabahın görüntülü bir tek haberi üzerinden bile “Ağlasam mı, gülsem mi” sorularını sormuş oldum. Dünyanın bildiği onurumuz, cerrahımız Gazi Yaşargil, operasyonlarda giydiği giysileri ile yana yakıla açıklama yapıyor. Toplumsal sorumluluklarından da hiç vazgeçmeden, çok değerli bir müzenin yıllar boyuna hazırlanışının her tür maddi manevi sorumluluklarını üstlenmiş. Elinde toplanmış birbirinden değerli, tarihe dayılı kanıtları bağışlayarak tamamlanması için çırpındığı müze çok ama çok uzun yıllardır, nerede ise kasıtlı açılamıyor olmalı ki tamamlanıp açılmasının geciktirilmesi karşısında isyanını haykırıyor. Utanacak yüzlerin olmadığının kuşkusuz bilincinde olarak, tek tek birbirinden kirli işlerin ortalığa saçılmasının, kimilerinin olsun temizlenmesi çabalarını kutsamakla yetiniyoruz.

Eğitim sorunları üzerinden, öğretenleri öğretemez konuma düşüren haksız, hukuksuz, suç niteliğindeki eylemlerin çokluğu karşısında ortaya çıkmış en son gerçeklikleri reddedilemeyecek sonuçların haberlerini yeniden paylaşmanın hiç gereği yok. Bir sonraki yıla, daha insancıl olumlu sonuçlarla girebilmenin umudunu beslemekten başkaca söz kalmıyor. Öğretemez konuma düşürülmüş öğretmenlerimizin sayılarının olumlu yönde azaltılabilmesinin ötesinde..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları