Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sennur Sezer 75 yaşında…
Sennur Sezer yaşasaydı 12 Haziran’da 75 yaşında olacaktı. Meydanlarda olacaktı. Kadınlar arasında olacaktı… Konuşuyor, söylüyor, şarkılara, türkülere, halaylara, adalet nöbetlerine, duruşmalara, seçim öncesi çalışmalara, direnişlere katılıyor olacaktı… Ama hiç kuşkunuz olmasın, bedeni artık bizimle olmasa da şiirleriyle, bıraktığı kitaplarla aramızda.
“Gecekondu”… “Yasak”… “Direnç”… “Sesimi Arıyorum”… “Bu resimde kimler var”… “Kirlenmiş Kâğıtlar”… “Dilsiz Dengbej”… “Akşam Haberleri”… “İzi Kalsın”… kitaplarından ilk aklıma gelenler…
Hiç unutmuyorum, kadın şair, kadın yazar denmeli mi denmemeli diye çok tartışılan dönemlerde, “Kadınım, kadın duyarlığıyla yazıyorum. İşte bu kadar” deyip noktayı koymuştu. O, şairdi, sosyalistti, şiiri de toplumsal gerçekçi… Yaşamı boyunca emeği yüceltti. Bireyden topluma şiiriyle köprüler kurdu.
Çok çalışkandı. En çok şiiri üzerine çalıştı. Özenle, ince oya işi, tığ işi yapar gibi, ektiği tohumları su vere vere büyütür gibi, kimsesiz çocuklara tüm sevgisini şefkatini verip okşar gibi şiirini büyüttü. Yeni bir ses arayışı ise hiç dinmedi… Onda hep bir “annelik” vasfı, “ana bakış açısı” vardı.
“Evliyim/ İki çocukluyum / Ozanım/ Düzeltirim/ Çocuklarımdır /Bütün çocukları dünyanın…”
***
Bir konuşmasında “çalışan kadınların, emekçi kadınların adeta günlüğünü tutuyorum” dediğini anımsıyorum. Sadece çalışan kadınların değil, “dünyadan, hayattan uzak düşen kadınların” da sesi oldu. “Sonra sevdanın ulaşamadığı kuytularda, karasevda olmuş her tanışlık” durumlarını yazdı.
“Kadınlar ki yoklukları farkedilir olsa olsa. /Kadınlar, bir yazma, bir renk, bir devinim… / Karıncalar kadar olağan… /Payları karıncalar kadar hayatta./ Göçerler, trenleri tanımadan. / Selvisiz ve söğütsüz bir ıssızada, katar katar gece taşları…”
Aradan kaç yıl geçerse geçsin şiirlerinin okunacağını biliyorum. Çünkü o, özellikle kadınların günlük yaşamının her anını, her hallerini, birbirinden çok farklı insanlık hallerini, duygu ve düşünce hallerini şiire dökmüştü. Aklıyla ve yüreğiyle onlara dokunmuştu.
Yalnız kadınları yazmadı
Yanlış anlaşılmasın yalnız kadınların hallerini yazmadı… Kadın ya da erkek, sesi olmayanların sesi olmak için, umudu olmayanlara umut, gücü olmayanlara güç vermek için yazdı şiirlerini.…
“Bırakma yaşamayı bırakma umudu/ Daha çok yok sabaha…”
Sevgili Sennur’un yaşam yoldaşı Adnan Özyalçıner’e buradan sevgilerimi yolluyorum. Ve 75. yıldönümünü Sennur’un çok sevdiğim “Çocuğun söylediği” şiirini sizlerle paylaşarak kutluyorum.
“Bir çocuk HAYIR dediğinde/ Göğe bakın/ Kuşlar uçuşuyor mu /Yoksa bir uçak mı yaklaşan / Kuşkulu //
Uyku mu karşı koyduğu/ Yoksa kararan ekran/ Bir gülüşün ölümü / Kırılışı mı bir oyuncağın//
Büyür çocuk / İnsan / Hayır.”
NOT- Sevgili okurlar kısa bir süre izninizi istiyorum. Seçim öncesi biraz sağlık ve güç depolamam gerek… Şimdiden hepinize mutlu bayramlar…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- AFAD duyurdu: Ege Denizi'nde korkutan deprem!
- Ahmet Ercan'dan sabaha karşı 'deprem' mesajı
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!