Tevfik Fikret okuma zamanı

10 Şubat 2022 Perşembe

“Vatanım yeryüzü, milletim insanlıktır” diyen devrimci şair…

PEN Türkiye Yazarlar Derneği olarak, sakın gözden kaçmasın, mutlaka okunsun istediğimiz kitaplara dikkat çekmek üzere, her ay “ayın kitabını” seçeriz. Bunlar genellikle popüler kültürün dışında kalan, “ana medya” denilen şeyin, magazin dünyasının dikkatini çekmeyen, ilanlarda yer almayan kitaplardır. Şubatta, Yapı Kredi Yayınları’nın fırından yeni çıkmış “Tevfik Fikret Bütün Eserleri Eleştirel Basım”ı seçtik. Gerekçesini bu sayfadaki haberlerde okursunuz. Kısadan söyleyeyim: Onun yazdıklarına şimdi, her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu için.

FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR, VİCDANI HÜR

Tevfik Fikret (1867 - 1915) devrimciydi. İdealistti. Düşünceleriyle, eserleriyle başta Mustafa Kemal olmak üzere, dönemin birçok aydınını etkiledi. 

“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir şair, bir öğretmen, bir yayıncı olarak Türk edebiyatının dönüşmesinde, yalnız edebiyatın değil, Türkiye’nin değişim sürecinde, Batılılaşmasında da önemli bir rol oynadı. Toplumsal sorunların edebiyatın asli konuları arasına girmesine, edebiyat - siyaset ilişkisinin anlaşılır kılınmasına katkıda bulundu. 

Vurgulamalıyım: Prof. Nazım Hikmet Polat’ın olağanüstü bir titizlikle, iğneyle kuyu kazarak hazırladığı 1750 sayfalık dev eser “Tevfik Fikret Bütün Eserleri”, ilk kez, evet ilk kez, Fikret’in kaleminden çıkan tüm metinleri, şiir, düzyazı, mektup vb. toplu halde veren önemli bir çalışma! Osmanlıca tüm sözcüklerin Türkçe karşılığı olması gençlere yol gösterici. 

Sözün bundan sonrasını şaire bırakalım. Günün anlam ve önemi üzerine herkes konuşuyor nasılsa, ben de sizinle “Han-ı Yağma” yani “Yağma Sofrası” adlı şiirini paylaşayım dedim. Ne kadar da güncel!  

YİYİN EFENDİLER YİYİN 

“Hân-ı Yağmâ

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzûrunuzda titriyor - şu milletin hayâtıdır;

Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştihâ sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

*

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;

Yiyin, yemezseniz bugün yarın kalır mı, kim bilir?

Şu nâdi-i niam, bakın kudûmunuzla müftehir;

Bu hakkıdır gazânızın, evet, o hak da elde bir!...

Yiyin efendiler yiyin; bu hân-ı zi-sefâ sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

*

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta, say:

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray;

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştihâ sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

*

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar,

Gurûr-ı ihtişâmı var, sürûr-ı intikaamı var.

Bu sofra iltifâtınızdan işte âb ü tâb umar.

Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı can-fezâ sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

*

Verir zavallı memleket, verir ne varsa: Mâlini,

Vücûdünü, hayâtını, ümidini, hayâlini,

Bütün ferâğ-ı hâlini, olanca şevk-i bâlini. 

Hemen yutun düşünmeyin harâmını, helâlini...

Yiyin efendiler yiyin; bu hân-ı iştihâ sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

*

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı pür-nevâ sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”

(İltikâm: yutma / muntazır: gözleyen/ muhtazır: can çekişen/ hân-ı iştihâ: yemek hanı/ hasep: soyluluk / nesep: soy-sop/ nadi-i niâm: nimetler yığını/ kudüm: ayakbasma/ müftehir: övünen/ âb u tâb: parlaklık / hân-ı cân-fezâ: cana can katan sofra / ferâğ-ı hâl: esenlik / hân-ı pür-nevâ: yiyecek dolu sofra.)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kafkaesk dünyamız 23 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları