Olaylar Ve Görüşler

Rusya ve Çin’in Taliban’a bakışı - Yahya Emirhan KARABAY

20 Ekim 2021 Çarşamba

Afganistan’da birkaç aydır yaşananlar, sadece bölgede değil dünyada da öne çıktı. ABD, 20 yıllık işgalin ardından, ağustos sonunda çekilirken, çekilmenin plansızlığı ve bunun sonucu ortaya çıkan görüntüler ve Taliban’ın ABD’nin beklediğinden çok daha hızlı şekilde yönetimi ele geçirmesi, dünya genelinde ABD’ye olan güvensizliği artırdı. ABD’nin gerilediği, sözüne güvenilmeyeceği tezi daha da güçlendi. Rusya ve Çin’in, “ABD’nin dünyanın hamisi rolüne soyunmasının küresel çapta istikrarsızlık yarattığını” vurgulayan düşünceleri, kuvvet kazandı.

ÇİN'İN STRATEJİSİ

Geçen on yılda Taliban’la iyi ilişkiler kuran Çin, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinden memnun görünüyor. Çin Dışişleri Bakanlığı, Taliban’ın “iyi, pozitif, pragmatik davranışlar içinde” olduğunu açıkladı. Uluslararası toplumun Taliban’la ilgili oluşturduğu kalıplaşmış algıyı terk etmesi çağrısı yaptı. Afganistan’da belli yerlerde Taliban’a karşı yerel direnişler olsa da Çin bu direnişleri Taliban’a karşı tehdit olarak görmüyor. Taliban’ın kalıcı olacağını düşünüyor. Taliban’la ekonomik anlaşmalar yapıyor. Afganistan’da çeşitli alanlarda ekonomik faaliyetlerini artırıyor. Afganistan’ı Kuşak ve Yol Projesi’ne katarak Taliban’ın bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemesini engellemeyi amaçlıyor.Çin, bu yolla dünyaya, ABD’nin dilinden düşmeyen ve hep başarısız olduğu “ulus inşasının”, askeri yolla değil, ekonomik kalkınma yoluyla yapılabileceğini göstermek istiyor. Batı modeli demokrasinin evrensel olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. “İç işlerine karışmama” ilkesine, Taliban’la ilişkisinde de uyuyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, Çin’in tehdit olarak algıladığı aşırılıkçıların, Taliban tarafından kışkırtılmasını engelliyor. Taliban da gerekli altyapı yatırımları için Çin’le işbirliği yoluna gidiyor.

ETKİLEŞİM VE SINIRLAMA 

Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele alması, Rusya’ya 40 yıl önceki vaziyeti hatırlattı kuşkusuz. Bugüne geldiğimizde Rusya, 1996’da iktidara gelen Taliban’la bugünkü Taliban arasında, gerek Taliban’ın tutumu gerek Taliban’la kurulacak ilişkiler açısından, kimi farklar olduğunu düşünüyor. 2001’den beri Afganistan’da işgalci olan, ülkenin siyasi ve askeri yapısını şekillendiren ABD karşısında, Moskova’nın terör örgütü olarak gördüğü Taliban’ın Afganistan’ı yönetmesini, her şeye rağmen olumlu karşılıyor. Vladimir Putin'in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov’un ABD’nin Afganistan’daki etkisine atıfla, önceki hükümetin “kukla hükümet” olduğunu belirtmesi de Rusya’nın Taliban hükümetine daha olumlu yaklaştığını kanıtlıyor. 

Rusya’nın Afganistan’a ilişkin endişelerinin 3 boyutu var. Birincisi, Afganistan’dan Orta Asya Türk devletlerine istikrarsızlığın yayılması. İkincisi, Afganistan’daki terör örgütlerinin Rusya’da eylem yapması. Üçüncüsü, Rusya’daki radikal akımların Taliban tarafından desteklenmesi. 

Taliban heyeti, temmuzda Moskova’ya gitmiş, Rusya’nın bu endişelerini gidermeye çalışmıştı. Fakat Rusya, her ne kadar Taliban’la iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek istese de, yine de yeni yönetime karşı ihtiyatlıdır. Gelecekte Afganistan’da çıkacak bir iç karışıklığın, istikrarsızlığın, bu ülkeyle sınırlı kalmasını istemektedir. Bu nedenle Orta Asya Türk cumhuriyetleriyle irtibat halinde, hem bu ülkelerdeki askeri varlığını pekiştirmekte hem de bu ülkelerin askeri kapasitesini artırmaktadır. Sonuçta Rusya’nın en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olduğu, bölgedeki fırsatları da kaçırmamaya çalıştığı söylenebilir. 

YAHYA EMİRHAN KARABAY

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları