Şirketler için yeni gerçeklik: İklim Finansmanı ve Risk Analizi

Şirketler için yeni gerçeklik: İklim Finansmanı ve Risk Analizi

3.09.2025 04:00:00
Güncellenme:
Ayça Ceylan
Takip Et:
Şirketler için yeni gerçeklik: İklim Finansmanı ve Risk Analizi

FutureWise Partners kurucu ortağı ve Türkiye Mozaik Vakfı kurucu üyesi Ergem Şenyuva Tohumcu ile iklim risklerinden sürdürülebilir yatırımlara, kurumsal yaşamdan akademiye ve girişimciliğe uzanan kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.

FutureWise Partners kurucu ortağı, akademisyen ve Türkiye Mozaik Vakfı kurucu üyesi Ergem Şenyuva Tohumcu ile iklim finansmanı ve risklerinin sürdürülebilir gelecekteki rolünü ve kurumsal yaşamdan akademiye, girişimciliğe uzanan yolculuğunu konuştuk.

- Çevresel sürdürülebilirlik uzun süredir gündeminizde. Bu alandaki yolculuğunuz nasıl başladı, zaman içinde nasıl evrildi?

Doğayla iç içe büyüyen şanslı bir çocuktum ve doğayı korumak benim için her zaman önemliydi. Bunu bir amaç edinmem ise 20 sene önce kurumsal hayata veda etmemle başladı. Yenilenebilir enerji ve güneş enerjisi proje finansmanı tarafında başlayan yolculuğum, daha sonra Amerika’da Al Gore’dan aldığım iklim değişikliği eğitimiyle ve yine Al Gore’un Climate Reality Project Derneği kapsamında yönettiğim projelerle devam etti. 2010’da Türkiye’nin ilk sürdürülebilir yaşam platformu olan ve bireyleri çevre konularında bilgilendiren yeşilist.com’u kurdum. Yeşilist’te ana akım medyada çok da yer almayan adil gıdadan pestisitlere, iklim değişikliğinden sürdürülebilir modaya birçok konuda, bilime dayalı bilgileri kolay anlaşılır formatlarda paylaşarak değişimi hedefledik. Bu dönemde şirketlerle yaptığımız çalışmalarda sürdürülebilirliğin sosyal sorumluluğun ötesine geçmesi gerektiğini, bunun bir iş yapış şekli olmasının şirketlere getirdiği değere odaklandık. Her kullandığımız ürünün tedarik zincirini anlamamızın sürdürülebilirliğin temel taşlarından biri olduğunu gördüm. Cambridge Üniversitesi’nden aldığım sürdürülebilir tedarik zincirleri eğitimi sonrası, çevresel ve sosyal etkiye ve bu konuda gelişen döngüsel ekonomi gibi iş modelleriyle şirketlerle çalışmaya başladım.

YATIRIMLARI GELECEĞE UYUMLU HALE GETİRMEK

- Kurucularından olduğunuz FutureWise Partners girişimi nasıl bir vizyonla yola çıktı, bugün hangi alanlarda etki yaratıyor?

FutureWise Partners’ta vizyonumuz, yatırımcılara ve şirketlere sürdürülebilirlik alanında danışmanlık sunarak yatırımlarını daha dayanıklı ve geleceğe uyumlu hale getirmektir. Bu kapsamda iklim riski analizleri yapıyor, ortaya çıkabilecek risk ve fırsatları değerlendiriyor ve şirketlere stratejik yol haritaları oluşturuyoruz.

Ayrıca, şirketlerin iklim finansmanına erişim için gerekli hazırlıkları yapmalarına destek oluyor; liderler ve çalışanlarla gerçekleştirdiğimiz atölye ve eğitimlerle kendi çözümlerini geliştirebilmeleri için onları güçlendiriyoruz. Son olarak, şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda araştırmalar yürütüyor ve elde ettiğimiz bulguları şirketlerle ve paydaşlarıyla paylaşarak daha geniş bir etki yaratıyoruz.

- İklim riskleri konusunda farkındalık, özel sektörde ne tür davranış değişikliklerine veya dönüşümlere yol açıyor sizce?

İklim riskinin tam olarak doğru anlaşılmadığını düşünüyorum. Öncelikle iklim riski dediğimiz zaman, birçok şirket emisyonlarından bahsedildiğini varsayıyor. Oysa iklim riski iklim krizinden doğan aşırı hava olaylarının ekonomi, toplum ve doğa üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili belirsizlikleri ve zararları içine alan daha bütünleşik bir riski ifade ediyor.

Örneğin birçok tarım üründe rekoltenin azalmasında iklim değişikliğinden dolayı yaşadığımız aşırı hava olaylarının ciddi biri rolü var. Bundan hemen hemen her sektör etkileniyor. Günü kurtaran çözümler ise gelecek senelerde yaşayacağımız sorunlara çare bulmuyor. Bizim çalıştığımız şirketlere oldukları coğrafyanın ve tedarikçilerinin ne gibi iklim riskleriyle karşı karşıya olduklarının analizini yapınca karşıya çıkan tabloda bir analiz yapıldığında operasyonel kesintiler, sigorta maliyetlerinde artış, varlık değer kayıpları, kredi riskleri, yatırım riskleri gibi meseleler ortaya çıkıyor.

- Küresel ölçekte iklim finansmanlarının gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İklim finansmanı, iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğine uyum sağlama amacıyla kamu ve özel kaynaklar tarafından sağlanan yeşil tahviller, sürdürülebilir krediler, iklim hibeleri ve karbon fiyatlandırma mekanizmalarıdır. İklim finansmanı araçlarıyla şirketler ve yatırımcılar iklim risklerini yönetip mali kayıpları önleyebilir, sürdürülebilir büyüme için yeni fırsatlar yakalayabilirler. Küresel olarak son yıllarda iklim finansmanı oldukça ivme kazanmış olmakla beraber maalesef olmamız gereken noktaya halen uzağız.

- Akademisyen, girişimci ve sivil toplum alanında deneyimleriniz var. Bu farklı kimlikler birbirini nasıl besliyor?

Her üç kimliğim de birbirini tamamlıyor diyebilirim. Fordham Üniversitesi Londra kampüsünde sürdürülebilir pazarlama, yenilikçi ve etki odaklı iş modelleri üzerine ders veriyorum. Kurucusu ve mütevellisi olduğum Türkiye Mozaik Vakfı’nda hem çevresel hem de sosyal olarak pozitif etki yaratan kurumlara hibe veriyoruz. FutureWise kapsamında ise şirketlerle yaptığımız çalışmalarda çevresel ve sosyal etkiyi, iş ve yatırım stratejisinin içine entegre ederek şirketlerin değer yaratmalarına destek oluyoruz. Sahada öğrendiklerim, gözlemlerim ve bu alanda edindiğim tecrübelerimi öğrencilerime aktarmama ve teoriyi pratik ile birleştirme fırsat veriyor.

BİLGİ, ENERJİ, UYUM

- İklim değişikliği konusundaki en acil üç mesele nedir?

İklim değişikliğiyle ilgili en acil meselelerden biri dezenformasyon ve bilgi kirliliği. Özellikle sosyal medyada bilimden uzak, yanıltıcı içerikler hızla yayılırken, aynı zamanda güvenilir bilgiye erişimde de ciddi eksiklik yaşanıyor. Şirketlerde ise iklim meselesi çoğunlukla yalnızca sürdürülebilirlik uzmanlarına bırakılıyor ya da bu alana gönül vermiş ancak asıl görevi farklı olan çalışanlara yükleniyor. Bu durum, şirketlerin iklim konusunda doğru stratejiler geliştirmesini ve uzun vadeli yatırımlarını dayanıklılık ile değer yaratma üzerine kurmalarını engelliyor.

Bunun yanında yapay zekâ ve bulut teknolojilerinin hızla yaygınlaşması enerji açığını ortaya çıkarırken, sucul kaynaklar üzerinde de baskı yaratıyor. İnovasyon bu alanda verimliliği arttırırken, her geçen gün daha da ucuzlayan ve erişimi kolay olan yenilenebilir enerji yatırımlarının artarak desteklenmesi gerekiyor.

Son olarak, değişen hava olaylarının yol açacağı ekonomik ve sosyal etkilerle başa çıkabilmek için iklim krizi kaynaklı gelecekteki hasarlar için adaptasyon finansmanı büyük önem taşıyor.

- İklim konusunda sizi en çok besleyen, size umut veren şey nedir?

İklim konusunda bana en çok ümit verenler çevre koruma konusunda çalışan yerel girişimler, çalıştıkları şirketlerde iş arkadaşlarını ve yönetimleri bu konuları sorgulamaya ve harekete geçmeye davet eden bireyler, geleceğe ve doğaya yatırım yapmayı öncelendiren yatırımcılar. Kısaca ezberi bozan, olduğu düzende yenilikçi çözümler arayan, çevrenin ve doğanın sözcülüğünü yapan herkes bana ilham veriyor.

- Bu soruyu her konuğuma soruyorum. Eğer bir bitki olsaydınız hangisi olmak isterdiniz neden?

Bir bitki olsam köknar olmak isterdim. Çocukluğumdan beri altında oturmanın bana pozitif enerji verdiği, gölgesinde huzur bulduğum bir ağaçtır. Asırlara meydan okuyan bu ağaç türü bana hep çok büyülü gelmiştir.

HAREKETE GEÇMENİN MALİYETİ FELAKETLERDEN DAHA DÜŞÜK

Geçtiğimiz aylarda yapılan bir araştırmaya göre, 2050 yılına gelindiğinde, fosil yakıtların aşamalı olarak bırakılması ve yenilenebilir enerjiyle değiştirilmesi gibi azaltım önlemlerinin maliyeti 6 trilyon dolarken, önlem alınmazsa küresel ekonomiye tahmini ortalama öngörülen hasarın maliyeti 38 trilyon dolar. Yani harekete geçmemizin maaliyeti başımıza gelebilecek felaketlerin maliyetinin oldukça altında. 2 trilyonluk iklim finansmanı piyasasının karşısında neredeyse aynı oranda sübvansiyon alan fosil yakıtlar piyasası var. Sevindirici gelişme, birçok büyük ölçekli yatırımcının artık iklim risklerini yatırım karar süreçlerine entegre ediyor olması ve yatırımlarını bu doğrultuda yönlendiriyor olması.

GENÇLER ŞİRKETLERDEN ETKİ BEKLİYOR

Gençler dünyanın içinde olduğu şartlar için hem endişe içindeler hem de bu alanda çalışmak ve değer yaratan projelerin parçası olmak için hazırlar. Bugünün gençleri çalıştıkları şirketlerden iklim konusu veya önem verdikleri çevresel ve sosyal konularda aktif olmalarını ve etki yaratan işler yapmalarını bekliyorlar. Bu beklentileri de iş dünyasının geleneksel normlardan öte, yeni neslin talepleri doğrultusunda şekillenmesine de vesile oluyor. Politikalar söz konusu olduğunda her ne kadar Greta Thunberg’in başlattığı genç akımı etkili olmuş olsa da gençlere yeterince söz verildiğini ve seslerinin duyulduğunu düşünmüyorum