Orman alanlarının madenlere açılmasının tartışmaları sürerken yangınlar ormanları yok etmeye devam ediyor. Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) bağlı ekipler, kentlerin itfaiye birimleri, yurttaşlar canla başla alevlerle mücadelesini sürdürüyor. Türk Hava Kurumu’nun (THK) yangın söndürme planından çıkarılması sonrası alevlere havadan müdahalede eksikler sık sık gündeme gelirken bakanlık hava araçları için her yıl milyarlarca para harcayarak ihaleye çıkıyor. 2023-2024 yılları arasında yalnızca kiralama hizmetleri için 7 milyar 863 milyon TL gibi astronomik meblağlar harcanırken uçakların ve helikopterlerin kalkmaması nedeniyle binlerce hektar orman kül oldu. OGM önlem olarak bu yıl da hava araçları ihalelerine çıksa da yangınlara engel olamıyor, söndürmekte de güçlük çekiyor. CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, “Bu iktidar, yangınları önlemeyi değil, sadece söndürmeyi hedefleyen bir yaklaşım benimsemiştir” diyerek verileri paylaştı.
SARI: ÇÖZÜM YOK
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 25 aydır görevde olduğu süre içinde 7 bin 556 orman yangını çıktığını belirten CHP’li Sarı, “Son 10 yılın zirvesi! Bakanı tebrik ediyoruz: Türkiye tarihinin en başarısız orman yangını yönetimine imza attı. Bakanlık, ‘Tarihimizin en geniş filosuna sahibiz’ diyor. Peki bu kadar geniş filo neden yangınları önlemekte yetersiz kalıyor? Bakan, orman yangınlarının iklimden değil, insan faktöründen kaynaklandığını söylüyor ancak hiçbir çözüm üretmiyor. Dünya Bankası’ndan 400 milyon dolar kredi aldılar. Gerekçeleri ‘İklime dirençli ormanlar oluşturmak’. Fakat sonuç ortada; iklime dirençli ama insana karşı dayanıksız bir politika. Son 10 yıla 11 binden fazla yangın çıktı ve yaklaşık 180 bin hektar orman alanı yandı” diye konuştu.

DURMUŞ: BU BİR CİNAYET
Tarım Orman-İş Sendikası Onursal Başkanı Şükrü Durmuş da “Yangınlar bir tercih meselesi. OGM, önlem almadan bu yangınlara davetiye çıkarıyor, göz yumuyor. Orman yangınları için yapılması gerekenler çok net. Ama ne yazık ki yasal sorumluluğu olan insanların bunu yapmamaları bir cinayettir. İnsanların yüreği yanarken birileri avucunu ovuşturuyor, rant elde ediyor. Bu yangınlar hiç çıkmayabilirdi. İlk önlem, yangın çıkmadan önce alınan önlemdir. İkincisi ise olay yerinde ve zamanında müdahaledir. Öncelikle müdahale etmesi gerekenler orman köylüleridir. Ama orman köylüleri yürütülen politikalar nedeniyle artık yok. Köyden uzaklaştırılmışlardır. Sermayenin rantı uğruna ormanlar peşkeş çekilmiştir” dedi.
NEDENİ ELEKTRİK HATLARI
Yangının çıkış nedenlerinden birinin enerji nakil hatları olduğuna da vurgu yapan Durmuş, “Enerji nakil hatları yangınların nedenidir. Denetimi OGM’dedir ancak kimse denetlemiyor. Hatlar için gerekli önlem alınmıyor. Örneğin hatlarda soğutucu trafolar konulmalı. Sıcaklık 40 dereceyi geçince trafo devreye girer ve kabloların esnemesi engellenir. Türkiye genelinde hiçbir hat üzerinde soğutucu yok. Denetleyen olmadığı için soğutucu da konulmuyor. Bakanlık denetlerse ve yangınların nakil hatlarından çıktığını belirlerse, şirketlerin büyük tazminatlar ödemesi gerekiyor” diye konuştu.
“YER DESTEĞİ YETERSİZ”
Yangınların sadece hava desteğiyle söndürülemeyeceğinin altını çizen Durmuş, “Bir arazözde en az 6 kişi olması gerekirken şu an 2 kişi görev yapıyor. Bu sayı mutlaka 6’ya çıkarılmalı. Köylülerin anız yakması engellenmeli. Valiliklerin göstermelik ormanlara giriş yasakları uygulanmamalı. Ormanlar denetlenmiyor. Köylünün ormanı koruması için destek verilmeli. Ama siyasi iktidar köylüyü ormana düşman ediyor” ifadelerini kullandı.