23 Aralık 1930 sabahı erkenden Menemen’e gelen Derviş Mehmet ve müritleri, tekbirler getirerek çarşı içindeki Müftü Camii’ne yönelmişlerdir. Silahlı olarak camiye giren Derviş Mehmet, sabah namazına gelmiş 8-10 yaşlı kişiye kendisini Mehdi olarak tanıtmış ve dini korumaya geldiğini, 70 bin kişilik halife ordusunun da yakında gelip kendisiyle birleşeceğini öne sürmüştür.
Derviş Mehmet toplanan halka, “Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz? Halife Abdülmecit sınıra geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim” şeklinde çağrılar yapıyor ve propagandasını devrimler üzerinde yoğunlaştırıyordu. Şapka giyenlerin kâfir olduğunu, yakında yine fes giyileceğini ileri sürüyordu. Meydana gelenlerin bir kısmı bu çağrı üzerine onlara katılıp zikre başlamış ve kısa süre içinde Derviş’in yanındakiler 100 kişiye kadar ulaşmıştır.
Jandarma Bölük Komutanı, telefonla 43. Alay’dan askeri yardım istemiş ve Alay Komutanlığı da I. Tabur, 3. Bölük Komutanı İzmirli Hüseyin oğlu yedek subay Asteğmen Kubilay’ı bir müfreze ile olay yerine göndermiştir. Heyecanlı, atak bir genç olarak tanınmakta ve Atatürk’ün öncülük ettiği devrimlerin ateşli savunucularından birisi idi. Alay Komutanlığı’ndan kendisine verilen görev üzerine, kışladan çıkarken silahını bile almayan ve emrindeki takımın erlerinde ise sadece manevra mermileri bulunan Kubilay, süratle olay yerine hareket etmiştir.
O sırada oradan omzunda çapasıyla işe gitmekte olan bir işçiyi yoldan çevirip çukur kazdırmışlar ve oraya yeşil bayrağı dikmişlerdir. Asiler ellerinde silahları olduğu halde bayrağın etrafında dönerek tekbir getirip zikretmeye başlamışlardır.
Olay yerine gelen Asteğmen Kubilay, erleri kalabalığın yanında bırakıp yalnız başına isyancıların yanına gitmiş ve Derviş Mehmet’in yakasından tutarak sert bir sesle hemen silahlarını bırakıp teslim olmalarını istemiştir. Bu kez işin sıkıya geldiğini gören Derviş Mehmet ise tabancasını ateşleyip genç Asteğmeni yaralamıştır.
Komutanlarının yaralandığını gören askerler manevra mermileri ile ateş açmışlar fakat mermilerin kendilerine bir şey yapmadığını gören Mehmet ve müritleri daha da cesaretlenmişlerdir. Bu kargaşa anında yaralanan Kubilay, yerden kalkıp yakındaki Gazez Camii avlusuna doğru koşmaya başlamış, ancak oraya ulaşınca tekrar yığılıp kalmıştır.
Ne askerden ne de halktan bir yardım gelmediğini gören Derviş Mehmet müritleri, bunun üzerine yeşil bayrağın dibindeki torbasından testere ağızlı bir bağ bıçağı çıkararak Kubilay’ın üzerine saldırmışlar ve kısa bir mücadeleden sonra başını gövdesinden ayırmışlardır. Bununla da yetinmeyen Derviş Mehmet, Kubilay’ın kanını avuçlarıyla içmiş ve kesik başını bir iple sancağın direğine bağlayarak Menemen’i dolaşmaya başlamıştır.
GAZI MUSTAFA KEMAL'IN AÇIKLAMASI
Gazi Mustafa Kemal'in 27 Aralık 1930 tarihinde Genel Menemen’de yaşanan bu olay, tam anlamıyla laik hukuk düzenine ve Cumhuriyete karşı gerici bir ayaklanma niteliğinde gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, bu irticai olayı Edirne’de öğrenmiş ve çok kızmıştır.
27 Aralık’ta ise TBMM Başkanı Kazım (Özalp), İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya) Beyler ile Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak), İkinci Ordu Komutanı Fahrettin (Altay) Paşalar, İstanbul’a giderek Dolmabahçe Sarayı’nda Gazi Mustafa Kemal’e olay hakkında ayrıntılı bilgi vermişlerdir.
Bu olay tüm ülkede büyük bir tepkiyle karşılanmış, yaşlısından gencine herkes tarafından büyük bir nefretle kınanmıştır. Atatürk, Kubilay’ın şehit düşmesi üzerine 28 Aralık 1930 tarihinde orduya yazdığı başsağlığı mesajında şunları söylemiştir:
“Menemen’de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında yedek subay Kubilay Bey’in görevini yaparken öldürülmüş olmasından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim. Kubilay Bey’in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Vatanı savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla karşılandığına kuşku yoktur.
Her yıl, Kubilay ve bekçi Hasan ve Şevki’yi anmak için Menemen’de Atatürkçüler bir araya geliriz. Işıkları önümüzü aydınlatıyor…
22 Aralık 2025
Ahmet Gürel