Bir Ülkenin Yok Oluş Günlüğü: Tuvalu

Bir Ülkenin Yok Oluş Günlüğü: Tuvalu

6.07.2025 11:17:00
Güncellenme:
Ayça Ceylan
Takip Et:
Bir Ülkenin Yok Oluş Günlüğü: Tuvalu

Küresel ısınmada en az payı olan ülkelerden olsa da bundan en çok etkilenenler arasında yer alan Tuvalu’nun toprakları giderek suya gömülüyor. Okyanusya’daki bu küçük adanın halkı şimdi geleceğini başka topraklarda arıyor.

Tuvalu’nun binden fazla vatandaşı, geçtiğimiz hafta yapılan bir halkoylamasında Avustralya’nın sunduğu yeni iklim vizesine başvurmak istediklerini beyan etti. Eş ve çocuklar da dâhil edildiğinde bu sayı 4 bini geçiyor. 11 bin nüfuslu bir ülke için bu, halkın neredeyse yarısının geleceğini başka topraklarda aramaya başladığını gösteriyor. Peki neden?

Pasifik Okyanusu’nda, dokuz mercan adasından oluşan Tuvalu, dünyanın en alçak rakımlı ülkelerinden. Avustralya’nın kuzeydoğusunda yer alan ülkenin deniz seviyesinden yüksekliği ortalama beş metre. Ancak deniz seviyesi her yıl yükseliyor ve Tuvalu’nun toprakları yavaş yavaş suya karışıyor. NASA’nın raporuna göre ülkenin kara alanlarının çoğu 2050 yılına kadar ortalama yüksek gelgit seviyesinin altında kalacak. Üstelik ilerleyen yıllarda deniz seviyesi yükseldikçe gelgitler, dalgalar ve fırtınalar daha da yıkıcı hale gelecek, periyodik taşkınların sıklığı ve şiddeti büyük ölçüde artacak.

DOĞAL AFETLER ARTIYOR

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün verileri de bu tabloyu doğruluyor. Son 50 yılda Güneybatı Pasifik’te 1493 doğal afet yaşandı. Bu olaylar 66 bin 951 kişinin yaşamını yitirmesine ve 185.8 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. Tropikal siklonlar, bu felaketlerin başlıca sorumlusu olarak öne çıkıyor.

İşte böyle bir ortamda, Tuvalu ile Avustralya arasında 2023’te imzalanan Falepili Birliği anlaşması devreye giriyor. Bu anlaşma, Tuvalululara daha büyük komşularında yaşama, çalışma ve eğitim görme hakkı tanıyor. Her yıl en fazla 280 kişi, “iklim dayanışması” kapsamında Avustralya’ya kalıcı oturum izni alabilecek. Üstelik sağlık, eğitim ve istihdam haklarından da yararlanabilecekler.

Ancak tüm bu göç yolları başka soruları da beraberinde getiriyor: Bir ülke sular altında kalırsa halkı nereye gider? Kültürü nasıl yaşar? Yurttaşlık hangi toprakta devam eder? Tuvalu’nun dijital egemenlik projesi, işte tam da bu sorulara alternatif cevaplar üretmeye çalışıyor. Yani halk, yalnızca fiziksel varlığını değil kimliğini, hafızasını ve geleceğini de yeniden inşa etmeye çabalıyor.


Tuvalu’nun Dijital Ulus Vizyonu
COP27'de Tuvalu, iklim krizine karşı çığır açan bir adım attı: Tüm ülkeyi dijital olarak yeniden inşa ederek dünyanın ilk “dijital ulusu” olacağını duyurdu. Bu dönüşüm, kültürel mirasın korunmasını, diasporayla bağların sürdürülmesini ve devlet işlevlerinin sanal ortamda devam etmesini hedefliyor. Tuvalu, fiziksel olarak yok olsa bile dijital kimliğiyle var olmayı sürdürecek. Böylece hem geçmişin hafızasını hem de geleceğin umudunu korumayı amaçlıyor.


En Az Kirleten, En Çok Etkilenenler
Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre Güney Pasifik adaları, küresel sera gazı emisyonlarının yalnızca yüzde 0.02’sinden sorumlu. Ancak iklim krizinin etkilerini en ağır şekilde yaşayan bölgeler arasında yer alıyorlar. Adaların büyük bölümü deniz seviyesinden yalnızca 1–2 metre yüksekte; nüfusun yüzde 90’ı kıyıya beş kilometreden daha yakın yaşıyor. Altyapının yarısı ise denizden yalnızca 500 metre içeride. Yükselen deniz seviyesi, okyanus ısınması ve asitleşme gibi etkiler, bu bölgelerde küresel ortalamaların da üzerine çıkmış durumda. Yani krize en az katkısı olanlar, onun en yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıya kalıyor.

İlgili Konular: #okyanus