Dünyaca ünlü oyuncu Colin Farrell Cumhuriyet Pazar’a konuştu
Colin Farrell’ın, “The Batman” (2022) filmindeki kısacık sahneleriyle akıllara kazınan Penguen yorumu, karakterin derinliklerine inilecek görkemli bir dizinin ilk sinyalleriymiş aynı zamanda.
Blu TV’de yayımlanmaya başlayan HBO imzalı “The Penguin” dizisinin başrol oyuncusu Farrell ve makyaj sanatçısı Mike Marino ile Gotham yeraltı dünyasının en ürkütücü karakterlerinden birinin yaratım sürecini ve Farrell’ın dizide bambaşka bir görünümle karşımıza çıkmasını sağlayan makyaj tasarımını konuştuk.
- Penguen, Gotham yeraltı dünyasında karmaşık bir karakter olarak tanınıyor. Oz’u canlandırmaya yönelik yaklaşımınızdan söz edebilir misiniz?
Colin Farrell: Açıkçası filmde yalnızca beş ya da altı sahnem vardı ancak dizinin, bu karakteri daha derinlikli yorumlamak konusunda olağanüstü bir fırsat olduğunu düşündüm. Lauren’ın (LeFranc) bana sunduğu ve yaratacağı şeylerle ve özellikle Oz’un annesiyle olan ilişkisine dayanarak yeni bir karakter portresi fırsatı olduğunu biliyordum. Ayrıca Cristin’in karakteri Sofia ve Rhenzy’nin karakteri Victor ile gerçekten karakterin psikolojisine inme fırsatım vardı. Senaryoda her şey harika tasarlanmıştı. Oz, aslında biraz çelişkili bir karakter. Özgüvenli, kendisine inancı çok yüksek ama aynı zamanda son derece savunmasız biri. Hayatta sevgi, bir yuva, bir aidiyet duygusu arıyor. Tüm öfkesini ve travmalarını o dünyaya yansıtıyor. Annesi tarafından yönlendiriliyor, annesiyle inanılmaz derecede toksik bir ilişkisi var ve bu, karakteri canlandırmam konusunda bana esin verdi.
- Sizin ana esin kaynaklarınız nelerdi? Esin aldığınız belli karakter görünümleri var mıydı?
Mike Marino: Hayatım boyunca bir çizgi roman hayranı oldum. Bu yüzden Penguen'i, ilk tanıtıldığı 1939 tarihli Detective Comics’ten biliyordum. Yıllar içerisinde gördüğümüz Penguen’e bakarsak Burgess Meredith’in 1950’lerin çizgi roman stiline çok uygun bir Penguen yorumunu gördük ve ayrıca Danny DeVito’nun, Tim Burton’ın dünyasındaki “Batman Returns” (1992) filminde gerçekten güzel bir karakteri vardı. “Nasıl, filmde Matt’in (Reeves) yarattığı dünyayla uyumlu fakat aynı zamanda tamamen farklı bir şey yaparız” diye sorduk. Colin ve ben uzun zamandır tanışıyoruz. Ona daha önce makyaj yaptığım için yüzüne ne yapabileceğimi zaten biliyordum. Bu yüzden nasıl yeni bir karakter oluşturacağımızı düşünmeye başladık. Açıkçası kuşlardan ve gangsterlerden ilham aldım ve Colin’in oyunculuğu da eklenince tümüyle yanındayken huzursuz hissettiğiniz bir karakter çıktı ortaya. Yüzüyle, görünümüyle, boyutuyla sizi huzursuz eden türden. Öngörülemez, sinirlenebilir veya size sarılabilir. Sonra Colin’in karakteri eklediği ses, hareketler ve yorumla birlikte gerçekten çok nadir ve eşsiz bir eşleşme ortaya çıktı. Neredeyse Batman ve Robin gibiyiz diyebilirim.
- Gerçekten de görünüşünüz Oz’u canlandırırken tümüyle başka bir forma bürünmüştü. Bu görünümü elde etmek ne kadar zaman aldı?
C. Farrell: İlk makyaj testi yaptığımızda “The Batman” filmi öncesiydi ve test tam bir gün sürdü. 25 yıldır oyunculuk yapan biri olarak inanılmaz ayrıntılı makyaj departmanlarının ve makyaj sanatçılarının çalışmalarından yararlandım. İlk gün beş saat sürdü. Üçüncü haftaya geldiğimizde, süreyi üç saate indirdik. Her sabah üç saat. Ve hatta bir gün altı yedi saatlik tam vücut makyajı da yapıldı.
- Peki, makyaj çalışmasının altında tamamen kaybolmak için bir tür kendinden ve kibrinden vazgeçme, kaybolma gibi süreçlerden geçmek zorunda kaldınız mı?
C. Farrell: Aslında benim kaybolma halim oradaydı. Sadece bu, protez makyaj katmanlarının altında gizliydi, ama hâlâ canlı ve sağlıklıydı. Hatta o dönemde bir ekip üyesi kollarım hakkında bir yorum yaptı ve ben de bir an şaşırmıştım. Bu tam olarak kaybolma haliydi. Bu benim egomdu, kendimi belirli bir sunumda, istediğim gibi görünmekte, kusursuz tutma arzumdu. Ama bu gerçekten düşündüğünüz gibi kısıtlayıcı değil aksine özgürleştirici bir şey. Bu gerçekten bir keşif yolculuğuydu ve Burgess Meredith ve Danny DeVito’nun ayakkabılarına girdiğimin farkındaydım. Ben, Tim Burton’ı izleyerek büyüdüm. Yani sadece kum havuzuna girdim ve oynadım.
- Bu karakteri tekrar oynamak istediğinizi anladığınız an neydi?
C. Farrell: Batman’in çekimleri sırasındaydı. Karakterin, daha genç bir sürümünü yapabileceğimizi söylemeye başladım. Çünkü o kadar harikaydı ki... 25 yıllık bir aktör olarak hiç böyle anlık değişim yaşamamıştım. Bu makyaj ve beden ve kostüm ve bu bileşim. Batman filminin ikinci ayında Dylan’a (Clark) bir mesaj gönderdim, “Bir TV dizisi yapabiliriz, sekiz bölüm gibi” dedim ve HBO’dan bile söz ettim. Sonra Matt ve Dylan, HBO ile bu projeye gerçekten dahil olma fikrini buldular ve karakter yeniden bana döndü.
AĞIR BİR KARANLIK
- The Penguin’i izlemek isteyen izleyicilere ne önerirsiniz?
Colin Farrell: Sadece karanlık. Ama bu kadar karanlık, gerçekten ağır. Önceden olduğu gibi değil; düşündüğümden çok daha fazlaydı... Deliliğe doğru bir yolculuk ve her şeyin parçalanması gibi. Matt’in, Batman filminde ulaşmaya çalıştığı şey buydu. Bu yüzden sanırım, sonuçta çokça aksiyon var ama daha çok drama var ve bu kent ile karakterlerin dramatik bir anlatımı için hazırlıklı olmaları gerek.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...