Gökyüzü artık onların: Drone çağı başladı

Gökyüzü artık onların: Drone çağı başladı

3.08.2025 12:42:00
Güncellenme:
Orhun Atmış
Takip Et:
Gökyüzü artık onların: Drone çağı başladı

Milyarlarca dolarlık dev bir ekonomi yaratan ve Türkiye’de 1.5 milyondan fazla lisanslı pilota ulaşan bu hava araçları nasıl bu kadar yaygınlaştı?

Geçmişte ana haberlere bile konu olduğunu hatırlarsınız, “Filmde helikopter kamerasıyla da çekimler yapıldı” diye belirtmek ihtiyacı duyulurdu. Dağların, tepelerin, denizlerin ya da herhangi bir yerin kuş bakışı görüntülerini de ancak belgesel programlarından görebilirdik. Ancak bu, “drone”ların çok hızlı bir şekilde yaşamlarımıza girmesiyle değişti. Artık dizi, film, reklam fark etmeksizin drone görüntüsüz bir yapım izlemek neredeyse imkânsız. Herhangi bir YouTube yayıncısı ya da gezgin, artık bize muhtemelen “belgeselcilerin” bile çekim yapmayacağı yerleri drone aracılığıyla gösterebiliyor. Konserler, açık hava etkinlikleri drone çekimi olmadan yapılmıyor. Onlarca kuşun yaralanıp ölmesine yol açan ya da hayvanları dehşete sürükleyen havai fişek gösterilerinin yerini de “drone şovları” alıyor. Drone ile evlere paket servis ve kargolar ulaşmaya başladı. Hatta cankurtaran olarak kullanılan drone’ların olduğunu bile gördük. Bütün bu yararlarının yanında maalesef kaçınılmaz olarak savaşlarda da “kamikaze” saldırısı yaptırıldıklarına tanık olduk, özellikle Rusya-Ukrayna savaşından çok sayıda tetikleyici video önümüze düştü. 

Peki, drone teknolojisi nasıl bir anda yaşamlarımızdaki yerini aldı? Bu teknoloji cep telefonları ya da televizyonlar gibi adım adım gelişmedi. Çok hızlı bir şekilde yaşamımızın bir parçası oldu. Hatta çok hızlı önlemler alındı, sertifikayla kullanma, kayıt altına alınma gibi. Güvenlik için anti-drone silahları da hemen geliştirildi.

Aslında drone’ların askeri ve endüstriyel alanda kullanımı uzun yıllara dayanmasına karşın, tüketiciye yönelik ve geniş kitlelere yayılan yaygınlaşma süreci özellikle 2010’lu yılların başından itibaren hız kazandı. 

ÜRETİM MALİYETİ DÜŞTÜ

Bireysel drone kullanımının yaygınlaşması, uygun fiyatlı hale gelen ileri teknolojinin kullanıcı dostu tasarımlarla birleşmesi ve havadan görsel içerik üretme isteği gibi faktörlerin mükemmel bir şekilde kesişmesiyle gerçekleşti. 

Önceleri sadece askeri veya profesyonel kullanıma yönelik, pahalı ve karmaşık sistemlerdi drone’lar. Ancak üretim maliyetlerinin düşmesiyle hobi ve genel tüketiciye yönelik daha uygun fiyatlı modeller piyasaya sürülmeye başladı. Bu, drone edinme eşiğini ciddi şekilde aşağı çekti. Birden bire bir uçak dolusu ekipmana yatırım yapmadan havadan çekim yapabilmek veya sadece eğlenmek mümkün hale geldi.

KONTROL KOLAYLAŞTI

Eski drone’ların kontrolü zordu. Yeni nesil bireysel drone’lar “tak ve uç” prensibiyle çalışmaya başladı. Özellikle akıllı telefon uygulamaları aracılığıyla kontrol edilebilen ilk modeller (Parrot AR Drone gibi), kullanıcı dostu arayüzleriyle büyük ilgi gördü. GPS desteği, otomatik kalkış/iniş, havada sabit kalma (hover) gibi özellikler, pilotaj bilgisi olmayan kişilerin bile drone kullanmasını kolaylaştırdı. Bu, drone’u sadece bir oyuncak olmaktan çıkarıp, herkesin kolayca kullanabileceği bir teknoloji haline getirdi.

SOSYAL MEDYAYA GÖRSEL İÇERİK

Artık sosyal medyada görsel içerik üretmenin önemi de çok arttı. Bu da hava fotoğrafçılığı ve videoculuğa olan talebi aynı oranda yükseltti. İnsanlar günümüzde seyahatlerini, özel anlarını veya doğal güzellikleri benzersiz bir perspektiften kaydedebiliyor, bu da görsel içerik üretiminde çığır açtı. YouTube, Instagram gibi platformlar da bu içeriklerin sergilenmesi için mükemmel bir zemin sundu ve daha fazla insanı drone almaya teşvik etti.

KÜRESEL EKONOMİSİ OLUŞTU

Bugün drone fiyatları 1500 TL’den başlıyor ama kalitesiyle orantılı olarak bu fiyatlar artıyor, 5 bin TL’ye de 15 bin TL’ye de drone sahibi olabilmek mümkün. Bu pazar da doğal olarak hızla büyüme eğiliminde. 2021 yılında yaklaşık 28.5 milyar dolar değerinde olan küresel drone pazarının 2030 yılına kadar 260 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, 2022-2030 yılları arasında ortalama yüzde 27’lik (CAGR) bir bileşik yıllık büyüme oranına işaret ediyor. Bazı tahminler bu oranın yüzde 38’i aşabileceğini de öngörüyor. 2024 yılı itibarıyla küresel drone pazarının büyüklüğünün 73 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.

TÜRKİYE’DE DURUM NE?

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) verilerine göre, Nisan 2025 itibarıyla Türkiye’de kayıtlı drone sayısı 80 bine ulaşmış durumda. Aynı dönemde, “İHA Pilot Lisansı”na sahip kişi sayısı ise 1 milyon 578 bini aşarak önemli bir kullanıcı kitlesinin oluştuğunu gösteriyor.

ŞAŞIRTICI KULLANIM ALANLARI

* Fok balıklarını saymak için kullanılıyorlar: Bilim insanları, zorlu ve tehlikeli Arktik bölgelerinde yaşayan fok popülasyonlarını izlemek ve saymak için drone’ları kullanıyorlar. 

* Volkan içine giriyorlar: Jeologlar, aktif volkanların içine gönderdikleri özel drone’lar sayesinde, insanlı hava araçlarının giremeyeceği kadar tehlikeli alanlardan gaz örnekleri alabiliyor, lav akışlarını izleyebiliyor ve kraterlerin detaylı haritalarını çıkarabiliyorlar. Bu, volkanik patlamaları anlama ve tahmin etme konusunda büyük ilerlemeler sağlıyor.

* Nesli tükenmekte olan hayvanları koruyorlar: Afrika’da ve Asya’da kaçak avcılıkla mücadelede drone’lar aktif olarak kullanılıyor. Gece görüş kameraları ve termal sensörlerle donatılmış drone’lar, kaçak avcıları tespit ederek park görevlilerini uyarabiliyor ve nadir hayvanların güvenliğini sağlamaya yardımcı oluyor.

* Drone yarışları profesyonel bir spor dalı: FPV (First Person View / Birinci Şahıs Görünümü) drone yarışları, son yıllarda popülerlik kazandı. Pilotlar, drone’un üzerindeki kameradan aldıkları canlı görüntüyü bir gözlük aracılığıyla izleyerek, labirent gibi parkurlarda yüksek hızlarda manevralar yapıyorlar. ESPN gibi büyük spor kanalları tarafından bu yarışlar yayımlanıyor.

DRONE TEKNOLOJİSİNDEKİ İLERİ ADIMLAR

* Güneş enerjili drone’lar aylarca uçabiliyor: Bazı deneysel dronelar, üzerinde taşıdıkları güneş panelleri sayesinde gün boyunca şarj olup gece depoladıkları enerjiyi kullanarak haftalarca, hatta aylarca havada kalabiliyorlar. Bu tür drone’lar, uzun süreli gözlem ve iletişim için devrim niteliğinde.

* Drone’lar yasal sınırlar içinde uçmak zorunda: Birçok ülke, drone’ların güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlamak için katı düzenlemeler getirdi. Bu kurallar genellikle belirli yükseklik sınırlarını, yasaklı bölgeleri (havaalanları gibi), gece uçuşu kısıtlamalarını ve operatörlerin lisans alma gerekliliğini içeriyor. Türkiye'de de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenmiş kurallar mevcut.

NASIL KULLANABİLİRİM?

Türkiye’de drone kullanmak için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenen kurallara uymak gerekiyor. Drone’un ağırlığına ve kullanım amacına (hobi veya ticari) göre farklı şartlar ve izinler söz konusu olabiliyor. 

* 500 gram ve üzeri tüm drone’lar için SHGM’ye kayıt olmak zorunlu. Bu kayıt işlemi, İHA Kayıt Sistemi üzerinden çevrimiçi olarak yapılabiliyor.

* 500 gram - 4 kg arasındaki drone’lar için SHGM tarafından doğrudan bir lisans düzenlenmez. Ancak üretici veya yetkili temsilcisi tarafından verilen 5 yıl geçerli bir sertifika alınması gerekebilir. Amatör/Sportif pilotlar için SHGM'nin online sınavına girerek amatör pilot sertifikası alabilirsiniz. Bu belgeyle belirli açık arazilerde ve yerleşim olmayan yerlerde uçuş yapabilirsiniz.

* 4-25 kg arasındaki drone’lar için SHGM onaylı eğitim kuruluşlarından 36 saatlik eğitim alarak İHA1 pilot lisansı almanız gerekir.

*25 kg ve üzerindeki drone’lar için daha uzun süreli ve kapsamlı eğitimler düzenleniyor ve İHA2 ile İHA3 pilot lisansları alınması zorunlu. 

İlgili Konular: #drone