Tarih yaprakları 31 Ağustos 1922’yi gösteriyor… “Afyonkarahisar cephesi kumandanı -kimse artık- idaresi altındaki askerin gıda ve mühimmat eksikliğinden şiddetli şikâyette bulunmuş!” “Bu şikâyet Ankara’da telaş ve endişe yaratmış!” “Cephenin karşı karşıya kaldığı tehlikeden de askerin mühimmatsız ve gıdasız kalmasından da Mustafa Kemal hiç üzüntü duymamış!” Ne yapmış? “Askerin, kendisi aleyhindeki kalkışmayı yok etmek için kesin kararlar almış!”
Bu satırlar Bursa’da yayımlanan “Mücahede” gazetesinden! Gazete İngilizci! İslam Muhacirleri Yardım Kurulu’nun sözcüsü aynı zamanda. İşgal altındaki Bursa’da Yunan’ın Müslümanlara karşı nasıl sevecen davrandığını kanıtlamaya azmetmiş. Gazeteyi çıkaran, Yeşilizade Aziz Nuri. Attığı imzaya sadık kalırsak Yunan Özerk Yönetimi Bursa Genel Valisi Aziz Nuri Paşa. Yunanla kaçan, Yunan kralına “bak ben size nasıl hizmet ettim” diye mektup yazıp ihanetini belgeleyen Aziz Nuri (Halıcı, 2291 vd)
Aynı gün Ali Kemal de baş köşesinde: “Gömlek değiştirir gibi fikir değiştirenler insan değildir” buyurmuş. İnsan olduğunu kanıtlamak için kurar cümlelerini Ali Kemal. Ankara’dakilerin başarısını diler gibi yapar: “Afyonkarahisar’dan sonra Eskişehir’i de Kütahya’yı da almalılar” derken saplar hançerini: “Bu Türk yerlerini yine düşmana veren Kuvayı Milliye olmadı mı?” Silahla, savaşla Avrupa yenilmezdir hala onun için, başarılar geçicidir. İttihatçılara kin kusmayı da sürdürür ama korku da bacayı sarmaya başlamıştır. Tek beklentisini tarihi not düşer: Muhaliflere hürmet!
EMPERYALİZM ÇIĞIRTKANLARI
İşte yalnızca iki örnek… Kalemini emperyalizmin çıkarları için satanlar bunlar. Mondros’la başlayıp Mudanya’ya kadar direnen kalemler. Son güne kadar kalemleriyle emperyalizm çığırtkanlığı yapanlar…
Türk milletini uyuşturmaya, moralini çökertmeye, kendileri gibi kulluk etsinler diye yönlendirmeye ahdedenler… “Alemdar”ı, “Peyamı Sabah”ı, “Ferda”sı, “Türkçe İstanbul”u, “Adalet”i, “Te’emini, “Selameti Ümit”i, “Aydede”si ile bir milletin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini mürekkeple yok edebileceğini düşünen emperyalist uşakları…
Haberleri yoktur ama Türk Milletinin Başkomutanı Mustafa Kemal zaferini kazanmıştır o gün. Akıl, inanç, cesaret ve kararlılıkla. Taarruz planı risklidir ama kadere bırakılmamıştır. Koşullar değerlendirilip zarar görme olasılığı göze alınmıştır. Askeri önlemler akılla yoğrulmuştur. Bandırma ve Kocaeli bölgelerinde şaşırtma saldırıları yapılmıştır daha ağustos ortalarında, Yakup Şevki Paşa’nın ikinci ordusu kuzeyden güneye, asıl cepheye yürürken… Meclisteki bunalımlar da fırsata dönüştürülür. Muhalif II. Grup saldırgan ve suçlayıcıdır. Başkomutanlık süresini uzatmayıp bunalım yaratan onlardır. Bakanlar kurulunun oluşumunda Mustafa Kemal’in yetkisini elinden alan da onlardır ve yine onlara göre Türk ordusu bitmiştir, felaket kaçınılmazdır.
Mustafa Kemal adı gibi bilir, Kara Cumbo da İngiliz’e uçurmaktadır gelişmeleri. Kara Cumbo İngilizlerin casus örgütüdür. İçinde kim var belirsiz, şaşılacak derecede etkin, TBMM’nin gizili oturumlarında konuşulanları bile İstanbul’a iletiyor, Sakarya günlerinde Batı Cephesi karargahının kimi planlarını, gizli emirleri günü gününe hatta saati saatine ulaştırmış. Bu kez o da çaresiz. Mustafa Kemal gizliliği atlatır onu. Anadolu ile bağlantı da kesilmiştir. Kara Cumbo ilk kez efendisi İngiliz’e haber uçuramaz, efendi de maşasına. Çankaya’da “çay partisi” haberi de uyutmuştur Kara Cumbo’yu (Şimşir: 331). Mecliste yaşananları da fırsata dönüştürür Başkomutan. Ne demiştir Patrik Meletios o günlerde Venizelos’a “Kemal’in ordusu tükenmiştir. Kemal bunu ustalık ve hilelerle saklamayı başarmaktadır”. Venizelist Albay Kondylis de aynı kanıdadır: “Kemal’in bir saldırı gerçekleştirme şansı önemli ölçüde azaldı”. Hacıanestis de inanmıştır Kemal’in güçsüzlüğüne. 26 Ağustos günü hükümetine “keşif taarruzu bu” der (Özsüer:718, 724, 728)
26 Ağustos Cumartesi günü Türk topçusu Yunan siperlerini yerle bir ederken, Türk askeri aylardır beklediği “hücum!” emrine canını feda ederken emperyalistler tatil havası çalar. Londra uyur o gün ve ertesi gün. 28 Ağustos Pazartesi günü de havada tatil mahmurluğu vardır. Yalnızca İzmir’deki İngiliz Başkonsolosu Sir H. Lamb rapor gönderir ülkesine. Taarruzdan habersiz, Bandırma önlerindeki şaşırtmaya kanıp Uşak’tan bir taarruz beklentisi içinde. 29 Ağustos günü bile doğrulayamaz Afyon’un Türk’ün eline geçtiğini. Fransa, İtalya ve hatta Romanya ve Yugoslavya bile ayrı ama aynı telden çalarlar o günlerde. Venedik’te yapılması planlanan konferans hazırlığındadırlar. Ne için? “Sevr Antlaşmasını değiştirmek için” (Şimşir: 331-333).
KİMSE HABER ALAMAZ
28 Ağustos günü Atina bir şeyler olduğunun farkındadır ama ne olduğunun değil!. Politea gazetesi “ufak çaplı saldırı” der. Kemal, ordusunun komada olmadığını kanıtlamaya çalışıyormuş ona göre. Yunan’ın saplandığı bataklıktan Venedik’i çıkış gören gazeteye göre Kemal’in amacı besbelliymiş: “Yerelde küçük bir başarı yakalayıp bunu yurt dışında tanıtmak” (Özsüer: 729). İzmir Yüksek Komiseri Stergiadis bile yaklaşan felaketin büyüklüğünü kestiremez. Hacıanestis’den şikâyet eden raporunda; “hızlı olmasa bile yavaş bir tempoda gerçekleşebilecek felaket” olasılığına karşı filo ister hükümetten. Hükümet iki bakan gönderme kararı alır yalnızca ertesi günkü toplantısında. (Özsüer:737).
Dumlupınar ovasında Yunan darmadağınken Mustafa Kemal 11. Türk Tümeni’nin muharebe yerindedir; Zafertepe’dedir 30 Ağustos günü. Kapana giren avını imha harekâtını bizzat yönetir tarihi tepeden. 954 yıl sonra Türk’ün zaferini Zafertepe’de yineler.
Büyük Taarruz’la gelen zafer Türk milletinin satılmış kalemlere savaş meydanındaki yanıtıdır aynı zamanda. Tarihe ders bırakır. Zafer, kalemini emperyalizme satanın değil akıl, cesaret ve kararlılıkla muharebe meydanına çıkanındır.
Kaynakça:
“Mustafa Kemal’in Endişesi”, Mücahede, 31 Ağustos 1922.
Ali Kemal, “İçtihadımız”, Peyam-ı Sabah, 31 Ağustos 1922.
Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgeleri İle Sakarya’dan İzmir’e, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1972.
Esra Özsüer, Megali İdea, Kronik Yayınları, İstanbul, 2025.
Ş. HALICI, "Yüzellilik Yeşilizâde Aziz Nuri’nin Yunan Kralı’na Sunduğu Mektup ve Sürgün Yılları," 9. Uluslararası Atatürk Kongresi, vol.3, Ankara, 2021; EGM Arşivi, Dn: 12222-40/4, Bn: 7/E 5, Bt: 13.11.1937.