Paris'ten Belém’e: 10 yılın hesabı

Paris'ten Belém’e: 10 yılın hesabı

16.11.2025 11:30:00
Güncellenme:
Ayça Ceylan
Takip Et:
Paris'ten Belém’e: 10 yılın hesabı

Brezilya'nın Amazon bölgesindeki Belém kentinde 6 Kasım’da başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nın (COP) 30’uncusu, 21 Kasım’a kadar sürecek. 1995’te Berlin’de başlayan COP, dünya ülkelerinin iklim değişikliğine karşı ortak adımlarını tartıştığı ve yönlendirdiği en önemli platform olma özelliği taşıyor.

Bu yılın Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) zirvesi, Paris Anlaşması’nın 10. yılına denk gelmesi nedeniyle ayrı bir önem taşıyor. 2015'te imzalanan Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlama hedefiyle tarihe geçmişti ancak aradan geçen 10 yılda dünya, bu hedefe ulaşmak bir yana, hâlâ 2.7 derecelik bir ısı seviyesine doğru ilerliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre küresel emisyonlar 2024’te tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Bu da COP30’un yalnızca yeni taahhütlerin değil, uygulanabilir ve adil çözümlerin konuşulacağı bir dönüm noktası olmasını zorunlu kılıyor.

YERLİ HALKLARIN TEMSİLİ ARTIYOR

COP toplantıları her yıl başka bir ülkenin ev sahipliğinde düzenleniyor. Bu yılki Belém zirvesi, Amazon ormanlarının kalbinde yapılıyor. Yani dünyanın “akciğerleri” olarak bilinen bu bölge, artık hem sembolik hem ekolojik açıdan gezegenin geleceği ile doğrudan ilişkili. Bu nedenle yerli halkların, bilim insanlarının ve iklim aktivistlerinin sesi bu zirvede her zamankinden daha güçlü duyuluyor. Brezilya hükümeti, zirveyi “yeşil dönüşümün adil ve kapsayıcı biçimde hızlanacağı bir çağın başlangıcı” olarak tanımlıyor. Bu yıl zirveye hem sivil toplum üyesi hem de müzakereci olarak 3 binden fazla yerli delegenin katılması bekleniyor. Karşılaştırmak gerekirse, geçen yıl Azerbaycan’daki COP29’a yalnızca 170 yerli temsilci katılmıştı. Bu artış, Amazon’un merkezinde yapılan bir zirvenin sembolik değil, temsili bir güç kazandığını da gösteriyor.

COP30’un açılışında konuşan BM İklim Değişikliği Yürütme Sekreteri Simon Stiell, “İklim felaketleri GSYİH’yi çift haneli rakamlara indirirken aranızdaki hiçbir ülke bunu karşılayamaz” dedi. Stiell, “Mega kuraklıklar ulusal hasadı mahvederken ve gıda fiyatları fırlarken sendelemek ekonomik ve politik olarak hiçbir anlam ifade etmiyor. Kıtlıklar baş gösterirken ve milyonlarca insanı yurtlarından kaçmaya zorlarken çekişmek... Çatışmalar yayılırken bu asla unutulmayacak” sözlerini kullandı. Kanıtlanmış çözümler ortadayken bu yıkımın sürmesinin “affedilemez” olduğunu belirten Stiell, COP30’un temel önceliklerini şöyle sıraladı: 

- Fosil yakıtlardan adil ve düzenli bir geçişin sağlanması.

- Yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğinin iki katına yükseltilmesi.

- Gelişmekte olan ülkelerde iklim eylemi için yıllık 1.3 trilyon Dolar seferber edilmesi.

- Küresel bir uyum göstergeleri çerçevesinin onaylanması.

- Adil geçiş ve teknoloji uygulama programlarının ilerletilmesi.

 UMUDU HATIRLAMAK

Belém zirvesi aynı zamanda bir “hatırlama alanı”: Paris Anlaşması’nın umut dolu ruhunu, Amazon’un nefesini ve dünyanın geleceğini yeniden bir araya getirme çabası. İklim krizinin etkilerini artık yalnızca kutuplarda değil Akdeniz’in yangınlarında, Anadolu’nun kuruyan göllerinde, kentlerimizin nefes almakta zorlandığı yaz günlerinde hissediyoruz. COP30, bu ortak hikâyeyi yeniden yazmak için bir fırsat: Doğayla rekabet etmek yerine onunla yeniden uyumlanmayı öğrenmek.

EN ÇOK KİRLETEN, MASADA YOK

Carbon Brief’in analizine göre ABD 1850’den bu yana atmosfere 509 gigatonun üzerinde karbondioksit salarak küresel toplamın yaklaşık yüzde 20’sinden ve tarihsel emisyonların en büyük payından sorumlu oldu. Ancak Beyaz Saray’dan cuma günü yapılan açıklamada, ABD’nin Brezilya’daki COP30 iklim zirvesine hiçbir üst düzey yetkili göndermeyeceği duyuruldu. Beyaz Saray sözcüsü Taylor Rogers, The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Başkan Trump seçilmeseydi, yeni yeşil dolandırıcılık, ABD’yi öldürürdü. Başkan, diğer ülkeleri öldüren belirsiz iklim hedeflerini takip etmek için ülkemizin ekonomik ve ulusal güvenliğini tehlikeye atmayacak” ifadelerini kullandı.

İKLİM TROİKASI: DUBAİ, BAKÜ, BELÉM

COP28 ve COP29’un çıktıları, bu yılki gündemi doğrudan şekillendiriyor. Dubai'deki COP28’de fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması yönünde tarihi bir karar alınmıştı. Ardından Bakü’de yapılan COP29’da gelişmiş ülkelerin iklim finansmanını artırması ve yeni bir küresel uyum fonu oluşturulması tartışıldı. COP30, bu iki adımı pratiğe dökmenin, yani “sözden eyleme” geçmenin eşiğinde yer alıyor. Sonuçlaırnı hep birlikte göreceğiz