Sıcaklar artıyor, kaygımız da

İklim krizinin etkileri görünür oldukça insanlar üzerinde yarattığı etki de giderek daha çok açığa çıkıyor.

Sıcaklar artıyor, kaygımız da
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.08.2024 - 12:00

Şu an dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar bir sonraki yıldan ödünç alarak yaşamlarını sürdürüyor. Bu yıl için gezegenin insanlara sunduğu içilen sudan tüketilen gıdaya kadar birçok yaşamsal kaynak 1 Ağustos’ta bitti.

Bu cümleler fantastik bir öyküden veya bir distopyadan fırlamış gibi görünebilir ancak ne yazık ki “Küresel Ayak İzi Ağı”nın verilerine göre bu yıl gezegenimizin sunduğu bir yıllık doğal kaynakların tamamı ilk yedi ayda tükendi. Paris 2024 coşkusuyla Dünya Limit Aşım Günü biraz arka planda kaldı kalmasına ama tükenen kaynaklar, aşırı hava olayları, yüksek sıcaklıklar ve orman yangınları insanlarda iklim değişikliğinin ruh sağlığına olan olumsuz etkilerini bir kez daha ortaya koydu.

İNTİHARLAR İLE İLİŞKİLİ

“Grantham Enstitüsü-İklim Değişikliği ve Çevre”nin araştırmalarına göre iklim değişikliği, dünya çapında insanların ruh sağlığını ve duygusal refahını olumsuz etkiliyor. Araştırmaya biraz daha yakından bakacak olursak:

- Sıcaklık artışı ile intihar sayıları arasında açık bir ilişki var.

- Aşırı hava olaylarının ardından ciddi sıkıntıların yaşandığına ilişkin açık kanıtlar var.

- Ruhsal hastalık ölçütlerine uyan kişiler, iklim değişikliğinin fiziksel ve ruhsal sağlık üzerindeki etkilerine karşı daha savunmasız.

- İklim krizi, ruhsal hastalık teşhisi konan kişilere yönelik bakımın sağlanmasını aksatma tehdidinde bulunuyor.

- İklim değişikliği, doğrudan etkilenmeyen bireylerde bile (özellikle gençler arasında) ruhsal sıkıntıları daha da kötüleştiriyor.

EKO ANKSİYETE

Sıkça karşımıza çıkan eko anksiyete kavramı ise iklim değişikliğinin getirdiği yoğun kaygı durumu olarak tanımlanabilir. Eko anksiyete iklim değişikliği kaynaklı olumsuz etkilerin insan üzerinde yarattığı ruhsal ve fiziksel sıkışıklığı etkilemesi nedeniyle artış gösteriyor. Amerikan Psikoloji Derneği, eko anksiyeteyi “çevresel kıyamete karşı bir korku durumu” olarak betimliyor.

Malum bu yaz ülkemizde de gece sıcaklıkları dahil olmak üzere aşırı sıcaklıklar deneyimlendi. Hem kendi gözlemlerimden edindiğim çıkarımlar hem de çevremdeki insanların sıcak yaz günlerinde gergin oldukları, odaklanma sorunu yaşadıkları, yorgun, mutsuz ve öfkeli olduklarına yönelik birçok konuşma duydum. Bu nedenle yüksek sıcaklıklara yönelik JAMA Psikiyatri’de yayımlanan bir makaledeki verileri paylaşmak istiyorum. Ruh sağlığıyla ilgili acil servis ziyaretlerini inceleyen araştırmada, ABD'de de yazın en sıcak günlerinde en soğuk günlere kıyasla ruh sağlığı merkezlerine başvurularda yüzde 8 artış olduğu belirtiliyor. Belki de artan sıcaklıklar ve koşullar nedeniyle birbirimizle empati yapmak da iklim değişikliğinin getirdiği olumlu etkilerden biri olabilir.

EKO ANKSİYETEYE KARŞI NELER YAPILABİLİR?

Harvard Health Publishing Yayın Danışma Kurulu üyesi ve psikiyatrist Stephanie Collier’e göre belirsizlik ve denetim kaybı iklim kaygısını tanımlıyor. Buna karşı en iyi tedavi ise harekete geçmek. Bireysel düzeyde endişelerinizi ve korkularınızı güvendiğiniz arkadaşlarınızla, bir terapistle veya bir destek topluluğuna katılarak paylaşmak iyileştirici olabilir.

Ayrıca değerlerinizle tutarlı biçimde yaşam tarzınızda değişiklikler yapabilirsiniz. Bu, daha az uçuş yapmaya karar vermek, bir iklim eylemine katılmak veya savunuculuk yoluyla iklim değişikliği hakkında farkındalığını artırmak olabilir.

ABD’DE İKLİM ENDİŞESİ

Amerikalıların yüzde 67’si iklim değişikliğinin gezegen üzerindeki etkileri konusunda endişeli, yüzde 55’i ise bu etkilerin kendi zihinsel ve bedensel sağlıklarını olumsuz etkileyeceği yönünde de korku duyuyor.

İklim değişikliğinin yoğun etkileri küresel ölçekte deneyimlenirken ABD’li yetişkinlerin yarısından fazlası (yüzde 56), iklim değişikliğinin günümüz toplumunun karşı karşıya olduğu en önemli sorun olduğunu dile getiriyor. ABD’de 10 kişiden 7’si iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla şey yapabilmeyi dilediğini ifade ederken, yüzde 51’i nereden başlayacaklarını bilmediklerini söylüyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler