Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

Yayınlanma: 25.04.2023 - 16:08
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Abone Ol google-news

Bilmem bilir misiniz Aşık Mahsuni Şerif’in çok güzel bir dörtlüğü vardır.

Bu dörtlükte der ki:

’Milletin sırtından doyan doyana

Bunu gören yürek nasıl dayana

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi söylemesem mi?

Sanki bugünler için yazılmış bir dörtlük öyle değil mi?

Elbette kuru soğanın 30 TL’ye dayanması üzüntü verici fakat yapılan birçok araştırma enflasyonun ne kadar yüksek seviyelere geldiğini zaten bizlere tekrar tekrar gösteriyor.

Örneğin; TÜRK-İŞ Araştırması’nın 2023 Mart ayı sonucuna göre;

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olan açlık sınırı 9.591,13 TL’ ye, 

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 31 bin 241,48 TL’ye yükselmiş durumda.

Gerçekten çok korkunç veriler bunlar.

AKP iktidarının övünerek dile getirdiği asgari ücretin 8 bin 500 TL olduğu bir yerde bekâr bir çalışanın yaşama maliyetinin aylık 12 bin 469,98 TL’yi gösterdiği veriler çok trajikomik gelmekte.

Zaten yaşadığımız ekonomik krizi, yüzümüze tokat gibi çarpan pazar yeri ve çarşılarda da görmek mümkün. Rakamlar bu yaşadığımız sıkıntıları sadece teyit ediyor bizlere.

Çok net ciddi bir ekonomik krizin içindeyiz.

Diğer yandan, hayatta kalmaya çalışan halkımız, bu ekonomik darboğazdan kurtulmanın tek yolu olarak görülen seçime odaklanmış durumda.

Bu seçimle birlikte herkesin ortak arzusu; toplumun tüm bireylerinin bir bütün olarak kabul gördüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu, hukukun üstünlüğünü kabul eden, kuvvetler ayrılığı ilkesinin keskin bir çizgiyle çizildiği yeni bir yönetim anlayışı.

Etnik, dini, mezhepsel farklılıkların toplumların zenginliği olduğunu savunan, inanç, cinsiyet, dil, din, ırk, siyasi düşünce üzerinden ayrımcılığa bir o kadar karşı ve hiçbir vatandaşını ötekileştirmeyen siyasi bir irade istiyor artık toplum.

Tüm bunların ışığında farklılıkları kabullenerek, farklılıkların birbirimize doğrulttuğumuz silahlar değil zenginliğimiz olduğunu savunan gerçek demokrasi anlayışı ile de çözülemeyecek sorun yok gibi gözükmekte.

En büyük ekonomik birimden en küçük ekonomik birime kadar ülkenin iç ve dış borçlarının arttığı, işsizliğin yükseldiği, üretimin ve fiyatların istikrarsızlaştığı bu ortamdan kurtulmak şart oldu. 

Bu seçim ile yaşadığımız demokrasi tutulmasının akıl iradesiyle aşılacağını, demokrasinin pek çok sorunun çözümü için rehber olabileceğini ve ülkemizin daha yaşanabilir hale getirilebileceğini umut etmekten de başka bir şey gelmiyor elden...

Lakin çok az kaldı.

Neye mi?

“Patates soğan güle güle Erdoğan” demeye…



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler