‘AB’de Almanya’nın liderliği hissedilecek’

‘AB’de Almanya’nın liderliği hissedilecek’

26.02.2025 04:00:00
Güncellenme:
Doğa Öztürk
Takip Et:
‘AB’de Almanya’nın liderliği hissedilecek’

Almanya'da geçen pazar yapılan erken genel seçimlerde Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ipi göğüsledi.

Almanya’nın erken genel seçim sonuçlarında, aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi’nin oy oranını iki katına çıkararak ana muhalefet konumuna geldi. Alman halkı ikiye bölündü. Seçimlerden zaferle çıkan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin lideri Friedrich Merz’in ise Almanya'nın yeni başbakanı olacağı öngörülüyor. Merz’in görevi üstlenmesinin Avrupa Birliği’nde (AB) nasıl yankılanacağı tartışılıyor. Almanya seçimlerinin sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Çiğdem Nas ikinci dünya savaşından bugüne dek Alman siyasetinde belirleyici olan partilerin merkezdeki konumunun ‘sorunlu’ hale geldiğini söyledi.

‘ZİHİNLERDE BİRLEŞME YOK’

Sol ve sağ uçlara kayma olduğunu ve bunların ‘tepki oyu’ olarak verildiğini değerlendiren Nas, “Ekonomik sorunların ağırlıklı geldiğini görüyoruz. Doğu ve Batı Almanya’da evet duvar yıkıldı ama zihinlerde bir birleşme olmadığını görüyoruz. Hem ideolojik farklılıklar ve hem ekonomik olarak Batı’nın daha gelişmiş olmasının da Doğu’da bir tepkiye yol açtığını görüyoruz. Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi’ne hem dünyayla hem de gelecekle ilgili daha kaygılı gençler oy veriyor. AfD’nin tüm politikalarını bilmeseler de tepki oyu olarak verdiklerini söyleyebiliriz. Ama sonuç olarak CDU ve SPD yine birinci parti ve Merz’in görev alacağını görüyoruz” dedi. 

BEYİN GÖÇÜNE TEŞVİK

Rekabetçilik ve ekonomik büyümenin Merz’in yaklaşımında önemli olduğuna dikkat çeken Nas,  göç konusunda ise CDU ve AfD’nin yaklaşımının benzediğini söyledi. Nas, “Bundan sona çok daha katı bir göç politikası göreceğiz. İltica taleplerini mümkün olduğunca bertaraf etmeye çağıracaklar, sınır kontrolleri daha önemli olacak. Mültecilere verilen sosyal yardımların azaltılması söz konusu. Ancak diğer taraftan Alman ekonomisinin ihtiyaç duyduğu farklı alanlarda profesyonel çeşitli becerilere sahip kişiler için kolaylaşması hedefleniyor” diye konuştu. Nas, kontrolsüz göçün engelleneceğini ancak beyin göçünün teşvik edileceğini, Alman vatandaşlığı almanın ise zorlaşacağını söyledi. 

‘ATLANTİKÇİ BİR İSİM’

Merz’in ABD ile ilişkilerini önemseyen Atlantikçi bir isim olduğuna dikkat çeken Nas, buna karşın Trump’ın son dönemki Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin açıklamalarını ve Elon Musk’ın seçim sürecinde AfD’ye verdiği açık desteği anımsattı. CDU ve Alman halkının bundan rahatsız olduğunu kaydeden Nas, “Scholz döneminde Almanya AB’de biraz geri çekilmişti. Şimdi daha güçlü olmak, Almanya’yı merkezdeki konumuna geri taşımak istediğini görüyoruz. AB politikalarında Almanya’nın liderliğini daha çok hissedeceğiz. Koalisyon hükümeti kurulunca daha iyi anlaşılacak” ifadelerini kullandı.

ANKARA İLE STRATEJİK İLİŞKİLER

Yeni dönemdeki olası Türkiye-Almanya ilişkilerine ilişkin de konuşan Nas, “’Türkiye ile stratejik ilişkimizi geliştirmek istiyoruz ama üyeliği düşünmüyoruz’ diye açıkça ifade ediyorlar. Güvenlik işbirliği, gümrük birliğinin güçlenmesi gündeme gelecektir. Geri kabul anlaşmasının tekrar uygulamaya geçilmesi, Türkiye üzerinden gelenlerin iadesi gibi konular olabilir. Vatandaşlığı zorlaştıran durumlar Almanya’da yaşayan Türkleri etkileyecektir. Türkiye’nin savunma sektörü ve askeri kapasitesinin AB içine daha fazla katılımı, AB’nin askeri misyonlarında Türkiye ile işbirliğinin, NATO ile olan bağından dolayı daha da geliştirilmesi söz konusu olabilir. Ancak Kıbrıs sorunu ve siyasi engellerin aşılması için de çaba göstermek gerekir” diye konuştu. 

‘MÜLTECİLER BİR NUMARALI SORUN’

Ankara Küresel Danışmanlık Grubu Kurucusu ve ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr.  Hüseyin Bağcı ise, “Mülteciler Almanya’da kurulacak olan hükümetin bir numaralı sorunu. Bu sorunun gecikmesi, muhalefet olan AfD’nin çok daha güçlenmesi demek. Merz, 24 Mart’a kadar hükümeti kuracağını söyledi. Zaten Almanya’da üç ay hükümet kurulamaması demek Alman ekonomisinin  darmadağın olması demek. O nedenle genel eğilim ne kadar erken o kadar iyi eğilimlinde. Mülteci konusunu acilen çözmeleri lazım yoksa muhalefet onları tefe koyar ve bir sonraki seçimlerde çok daha fazla oy oranına sahip olur” dedi.

‘SADECE İLLEGAL GÖÇE KARŞI’ 

Almanya’nın her yıl ortalama 200 bin ile 400 bin arası insan gücüne ihtiyacı olduğunu kaydeden Bağcı beyin göçüne ilişkin, “Almanya’da 80 bin kişi ülke dışına gidiyor. Onu da durdurmak isteyecekler. Daha fazla dışarıdan beyaz yakalı göçünün gerçekleşmesi gerek. Merz sadece illegal göçe karşı olduğunu söylüyor. Türkiye’den de çok sayıda farklı alanlarda beyin göçü alacaklardır” değerlendirmesinde bulundu.