İran'da ilk başörtüsü karşıtı eylemi yapan kadından çarpıcı açıklamalar: Şeriat adım adım nasıl geldi?
İran'da molla rejimine karşı ilk başörtüsü karşıtı protestoya öncülük eden Mehrangiz Kar'a göre, rejimin tesisi adım adım ilerleyen bir süreçti.
İranlı yetkililerin "başörtüsü" dayatması ve zorunlu kıyafet uygulamaları 1979'daki İslam Devrimi'nden hemen sonra başladı. İran'ın son şahı Muhammed Rıza Pehlevi devrilmeden önce Tahran sokaklarında mini etekler ve açık saçlar nadir karşılaşılan manzaralar değildi. Şah'ın Batı tipi kıyafetler giyen karısı Ferah, modern bir kadın örneği olarak görülüyordu. Ancak İslam devriminden aylar sonra, kadın haklarını koruyan yasalar bir bir yürürlükten kaldırılmaya başlandı.
BBC'ye konuşan, İran İslam Cumhuriyeti'ndeki ilk başörtüsü karşıtı protestonun düzenlenmesine öncülük eden insan hakları avukatı ve aktivist, 78 yaşındaki Mehrangiz Kar'a göre, "Her şey bir gecede olmadı, adım adım ilerleyen bir süreçti. [...] Devrimden hemen sonra, sokaklarda kadınlara 'hediye' adı altında ücretsiz başörtüleri dağıtıldı."
İLK BAŞKALDIRI
Devrimin lideri Ayetullah Humeyni, 7 Mart 1979'da, tüm kadınların işyerlerinde başörtüsü takmasının zorunlu olacağını ve "başörtüsü takmayan kadınların çıplak olarak görüleceğini" ilan etti.
Şu anda Washington DC'de yaşayan Kar'a göre, "Bu konuşma birçok kişi tarafından 'başörtüsü emri' olarak kabul edildi. [...] Birçoğu bunun bir gecede olacağını düşündü ve bu yüzden kadınlar direnmeye karar verdi."
Devamında, çoğunluğu kadınlardan oluşan 100 binden fazla insan, Dünya Kadınlar Günü kutlamaları çerçevesinde protesto amacıyla Tahran sokaklarında toplandı.
ÖNCE BAŞÖRTÜSÜ, SONRA ÇARŞAF
Kar'a göre, Humeyni'nin kararnamesine rağmen, yetkililerin kadınlar için neyin "uygun" olduğuna karar vermesi biraz zaman aldı. "Çünkü açık bir talimat yoktu, bu yüzden ofis duvarlarına, uygun giyim kuşam modellerini gösteren afişler astılar. Kadınların, [başörtüsü takmakla ilgili] bu talimatlara uymaları gerektiğini, aksi takdirde ofislerine giremeyeceklerini söylediler..."
1981'e gelindiğinde, kadınların yasal olarak mütevazı "İslami giysiler" giymeleri gerekiyordu. Bu da uygulamada çarşaf (başörtüsü ile birlikte vücudu kaplayan bir pelerin veya bir başörtüsü ve kolları örten bir manto) giymek anlamına geliyordu.
Kar'a bu konuya ilişkin olarak, "Zorunlu başörtüsüne karşı mücadele bireysel düzeyde devam etti. Başörtüsü takmak ya da saçlarımızı düzgün kapatmamak konusunda oldukça yaratıcıydık. [...] Bizi her durdurduklarında kavga ediyorduk" dedi.
KIRBAÇ VE HAPİS CEZASI
İran parlamentosu, 1983 yılında toplum içinde saçlarını örtmeyen kadınlara 74 kırbaç cezası verilmesine karar verdi. Kısa bir süre sonra buna 60 güne kadar hapis cezası da eklendi.
Yetkililer, yasaları uygulamak için mücadele etse de her yaştan kadın sık sık dar paltolar giydi ve saçlarını ortaya çıkarmak için renkli başörtülerini geri itti. İslami kuralların ne ölçüde uygulandığı ve verilen cezaların ağırlığı ise yıllar içinde değişiklik gösterdi.
"İRŞAD DEVRİYELERİ" NASIL KURULDU?
Dönemin Tahran belediye başkanı, aşırı muhafazakar siyasetçi Mahmud Ahmedinejad, 2004 yılında cumhurbaşkanlığı için kampanya yürütürken kılık kıyafet yönetmelikleri konusunda daha ilerici bir tablo çizdi. Hatta bir televizyon röportajında, "İnsanların farklı zevkleri var ve hepsine hizmet götürmeliyiz" dedi.
Ancak ertesi yılki seçim zaferinden kısa bir süre sonra, İrşad Devriyesi (Geşt-i İrşad) adı verilen sözde ahlak polisleri birimi resmen kuruldu. O güne dek kıyafet yönetmeliği diğer kolluk kuvvetleri ve paramiliter birimler tarafından gayri resmi olarak denetleniyordu.
Bugün ahlak polisi, sert yaklaşımları nedeniyle halk tarafından yoğun bir şekilde eleştiriliyor, kadınlar sıklıkla gözaltına alınıyor ve ancak bir akrabası, gelecekte kurallara uyacağına dair güvence verdiğinde serbest bırakılıyor.
"ÇİZMELERİN FAZLA EROTİK..."
İsfahanlı bir kadın BBC'ye demecinde, "Kızımla, rujumuz yüzünden durdurularak tutuklandık. Bizi karakola götürdüler ve kocamdan, başörtüsü olmadan dışarı çıkmamıza izin vermeyeceğine dair bir kağıt imzalamasını istediler."
Tahranlı bir kadın ise BBC'ye demecinde, "Bir kadın memur, çizmelerimin erkekler için 'fazla erotik' olabileceğini söyleyerek beni gözaltına aldı. Kocamı aradım ve bana bir çift ayakkabı getirmesini istedim. Daha sonra uygunsuz kıyafetler giydiğimi kabul eden bir kağıt imzaladım ve şimdi bir sabıka kaydına sahibim" dedi.
BBC ile paylaşılan ahlak polisiyle ilgili diğer deneyim raporları arasında dayak ve hatta daha acımasız cezalar yer alıyor.
TAKİP, TESPİT, CEZALANDIRMA
Ülkede geçen yıl seçilen katı muhafazakar bir din adamı olan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, yeni bir kısıtlama listesinin uygulanması için 15 Ağustos'ta bir emir imzaladı.
Söz konusu emir başörtülü kadınların izlenmesini, cezalandırılmasını, tespit edilmelerinin kolaylaştırılması için güvenlik kameraları konuşlandırılmasını ve başörtüsü kurallarına aykırı içerik üreten herhangi bir İranlıya zorunlu hapis cezası verilmesini öngörüyordu.
Kısıtlamalar, tutuklamalarda artışa yol açtı, kadınların sosyal medyada başörtüsü takmadan fotoğraflarını ve videolarını paylaşmalarında da bir artış yaşandı. Amini'nin ölümü ile birlikte de biriken öfke patladı.
Kaynak: BBC
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!