SDG ile yumuşama sinyallerini Aydın Sezer yorumladı: ‘Son açıklamalar ve Duhok’taki konferans, bize bir şeylerin piştiğini gösteriyor”

SDG ile yumuşama sinyallerini Aydın Sezer yorumladı: ‘Son açıklamalar ve Duhok’taki konferans, bize bir şeylerin piştiğini gösteriyor”

25.11.2025 04:00:00
Güncellenme:
Batu Bozkürk
Takip Et:
SDG ile yumuşama sinyallerini Aydın Sezer yorumladı: ‘Son açıklamalar ve Duhok’taki konferans, bize bir şeylerin piştiğini gösteriyor”

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin ve Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi’nin son açıklamaları, Türkiye ile SDG arasında bir yumuşama ortamına girildiğinin sinyalini verdi. Dış Politika Analisti Aydın Sezer, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Açıklamalarla birlikte, Duhok’ta geçtiğimiz hafta Mazlum Abdi’nin katıldığı konferans, bize bir şeylerin piştiğini gösteriyor” dedi.

Terör örgütü PKK bağlantılı SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, önceki iki gün Mezopotamya Ajansı’na konuşarak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 10 Kasım’daki ABD temaslarında SDG konusunda daha yumuşak bir dil kullandığını söyledi. “Türkiye’nin (güvenlik) endişelerini çözmek istiyoruz” diyen Abdi, çözüm sürecinin buna katkı verebileceğini ifade etti ve İmralı’ya gitmek istediğini belirtti. Suriye’ye entegrasyon konusunda ise, askeri konularda anlaşmaya vardıklarını, ancak Anayasa ve Suriye’nin yönetim şekli gibi temel meseleler çözülmeden genel bir uzlaşının olmayacağını kaydetti. Suriye Dışişleri Bakanı Hasan Esad Şeybani ise, Al Majalla’daki röportajında, bazı SDG mensuplarına af konusunda Türkiye’yle çalıştıklarından söz etti.

‘MÜZAKERE SÜRECİNİN YÜRÜTÜLDÜĞÜ GÖRÜLÜYOR’

SDG ile Türkiye arasında ortaya çıkan bu ‘olumlu hava’yı ele alan Dış Politika Analisti Aydın Sezer, “Aslında Mazlum Abdi’nin geçen hafta Duhok’a (Kuzey Irak) konferansa gitmesi önemli bir göstergeydi. Ben, Irak Kürtlerinin, Mazlum Abdi’yi konuşturma konusunda Türkiye’nin onayını aldığını düşünüyorum. Güvenlik açısından da bunun garantisi sağlanmış olabilir. Bunlar, bir müzakere sürecinin yürütüldüğünü, ortada pişen bir şeylerin olduğunu bize gösteriyor” dedi. Sezer, Hakan Fidan’ın ABD temaslarındaki tutumunun ve Şeybani’nin ‘af’ açıklamasının da bu tezi desteklediğini ifade etti.

Image

‘ANLIYORUZ Kİ İBRAHİM KALIN YANLARINDA’

Bu noktada, kamuoyundaki, “Fidan’ın SDG konusuna daha ‘sert’, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın ise daha ‘yumuşak’ yaklaştığı” analizlerine değinen Sezer, “Demek ki SDG, Fidan ile Kalın arasındaki farklı değerlendirmelerin ayırdında ve bunu içselleştirmiş. Yani Türkiye ile yakınlaşma ya da müzakere yolunu açma çabalarında SDG’nin yanında sadece DEM milletvekillerinin değil, İbrahim Kalın gibi önemli bir ismin de olduğunu anlıyoruz. Bu da bizi en başa döndürüyor, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin neden kapalı kapılar ardında yürüdüğünü anlıyoruz” sözlerini kullandı.

‘ABD’NİN ÖNCELİĞİ SDG’

Öte yandan hem Suriye’deki hem de Türkiye’deki süreçlerde yasal düzenleme beklentileri var. Gelecekte bu konuda bir tıkanıklık yaşanma ihtimaline yönelik soruya Aydın Sezer, “Türkiye’deki süreçle ilgili öngörüde bulunmak çok zor. Ancak bazı yasalarda değişiklikler olabileceğini görüyoruz, Mehmet Uçum son yazısında bundan bahsetti. Suriye’deki yapı ise biraz daha farklı. Çünkü Suriye’de SDG-Ahmet Şara ilişkileri, yasal, Anayasal veya diğer hukuki süreçlerle ilgili kontrol noktası tamamen ABD’nin elinde gibi gözüküyor. Ben burada çoğu analistten farklı olarak, ABD’nin önceliğinin Şara ya da HTŞ değil, SDG olduğunu düşünüyorum” yanıtını verdi. ANKARA

İlgili Konular: #sdg