Starbucks çalışanları ilk kez ABD'deki bir şubede sendikalaştı
Kahve mağazası zinciri Starbucks'ın ABD'deki bir şubesin, 1980'lerden bu yana ilk kez çalışanlar sendikaya üye oldu.
ABD'nn New York eyaletinde bulunan bir Starbucks mağazasında, 1980'lerden bu yana çalışan zincirin bir şubesinde sendika kurmak ve üye olmak üzere çalışanlar arasında oylama yapıldı.
Buffalo şehrindeki Elmwood Caddesi üzerinde bulunan Starbucks'ta 27 çalışandan 19'u, sendikalaşma yönünde oy kullandı.
Her ne kadar tek bir şubede az sayıda çalışan sendika kurmuş olsa da, bu adımın tüm Starbaucks'larda yayılması bekleniyor.
Sendika kurmak üzere kampanya yapan organizasyon komitesi, Buffalo'da bir araya gelerek oyların Zoom üzerinden sayılmasını izledi. Sonuçlar gelince çalışanlar, kutlama yaptı.
Ancak Buffalo'da bulunan bir diğer Starbucks şubesinin çalışanları, sendika kurmama yönünde oy kullandı. Üçüncü bir şubede ise oy sayımı sürüyor. Bu üç şubede toplamda 100 barista ve süpervizör oy kullandı.
Buffalo'daki Starbucks çalışanları, sendikal haklar elde etmek üzere kampanyalarına ağustos ayında başladı. Fazla mesailerden ve işveren tarafından şikayetlerinin dinlenmemesinden şikayetçi olan çalışanlar, mobil uygulamaların iş yüklerini son dönemde daha da artırdığını; karmaşık siparişlerin çok hızlı bir şekilde teslim edilmesi için üzerlerinde baskı olduğunu söylüyor.
Bir şubede alınan bu karar, ABD'de bulunan 1980'lerden bu yana sendikalaşmamış 8 binden fazla şubeyi de etkileyebilir.
Buffalo'nun farklı bölgelerindeki üç şube ve Arizona eyaletindeki bir şube de sendikalaşmak üzere başvuru yaptı bile.
Ağustos ayında sendikalaşma kampanyası başladıktan sonra yöneticiler ve Starbucks kurucusu Howard Schultz, Buffalo'ya giderek çalışanlar arasında lobi çalışması yaptı. Çalışanlarla toplantılar yapan, bazen ikili görüşmelerde bulunan yöneticiler, çalışanların telefonlarına oylamada "hayır" oyu kullanmaları yönünde mesajlar da gönderdi.
Starbucks şubesi çalışanlarının sendikasının da bir parçası olacak olan Workers United (Birleşik İşçiler) sendikası, Buffalo'daki mağazaların şehir dışından birçok yöneticinin ziyaretlerine tanık olduğunu; bu ziyaretler ve "hayır" oyu verilmesi yönünde yapılan çalışmaların bir süre sonra artarak "zorbalık ve göz korkutma derecesine vardığını" söyledi.
Starbucks yöneticileri ise sendikalaşma karşıtı olmadığını, ancak çalışanların şikayetlerinin sendika kurmayı meşrulaştıracak boyutta olmadığını savunuyor; hatta sendika araya girdiği takdirde çalışanların ihtiyaçlarına yanıt verme konusunda hızlarının azalacağını ifade ediyor.
Birçok uluslararası hizmet sektörü markasına göre ABD'de daha iyi maaşlar ve yan haklar sağlayan Starbucks'ın Buffalo şubesi çalışanlarından 25 yaşındaki Casey Moore, "Sanırım hepimiz Starbucks'a girerken tüm bu sebeplerle pembe gözlüklerle bakıyorduk" diyor:
"Ancak mağazaya girip çalışmaya başladığınızda, gerçek durum çok farklı. Müşterilerin tavırları sebebiyle ağlayarak mağazayı terk ettiğim oldu. Bize kahve makinesiymişiz gibi davranıyorlar. Starbucks'ın üretime odaklanması da, Covid salgını sırasında güvenli çalışma ortamından ödünler vermemize yol açtı."
Starbucks'taki bu gelişme, ABD'de işçi hareketlerinin güçlendiği bir döneme denk geliyor. Birçok firma yeterli sayıda eleman bulmakta zorlanırken çalışanları, maaş ve diğer hakları konusunda alışılmadık şekilde güçlü bir pozisyonda.
Sendikalara olan destek, son 50 yılın en yüksek seviyesinde. Amerikalıların yüzde 68'i işçi sendikalarının varlığını onaylıyor.
New York eyaletinin ikinci büyük şehri Buffalo da, ABD'nin diğer bölgelerine kıyasla tarihinde çok sayıda işçi eylemleri bulunan ve örgütlenme konusunda güçlü şehirlerden biri.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt