Milli eğitim bakanının ‘Laiklik anlayışımız farklı’ çıkışına CHP’den yanıt

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AKP Genel Merkezi’nde katıldığı bir programda CHP’yi hedef alan bir konuşma yaptı. Tekin konuşmasında, “Şu an İnkılap Tarihi dersimiz bir Cumhuriyet Tarihi dersine dönüşmüş durumda ve bunun içerisinde 27 Mayıs da var, 12 Mart da var, 12 Eylül de var, 28 Şubat da var, 15 Temmuz da var. Dolayısıyla bu demokrasiye sahip çıkma bilincini çocuklarımıza vermek istiyoruz. Şimdi biz bunu böyle anlatınca Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyasetçiler karşı çıkıyorlar. Ben de çok doğal karşılıyorum. Çünkü ben mesela 27 Mayıs'a ‘darbe’ diyorum. Onlar ne diyorlar? ‘Devrim’ diyorlar. Hatta dönemin başbakanı yani darbeden sonra hükümeti kuran İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde 'Ak Devrim' diye kitap basmış. Şimdi dolayısıyla onların parametreleriyle bizimkiler çok farklı. Aynı şey laiklik için de geçerli. Mesela bizim programlarımıza eleştiri yöneltiyorlar. Diyorlar ki:‘Laiklik ilkesiyle bağdaşmıyor.’ Programlarımızın dini inanç ve ibadet hürriyetini garanti altına alması, insanların inançlarına saygı gösterilmesi anlamında bizim müfredatımız gerçekten dört dörtlük bir müfredattır. Fakat CHP'yle bağdaşması mümkün değil bunun. CHP'nin laiklikten anladığı şey ile bizim anladığımız şeyler farklı" dedi. Bakan Tekin’in sözlerine ilişkin Cumhuriyet’e konuşan CHP Milli Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Cumhuriyet’e ve Atatürk’e husumet, tarikat ve cemaatlere muhabbet besleyen, ideolojik saplantılarının güdümünde öğretmen ve öğrencilerin geleceğini karartan bir Milli Eğitim Bakanı ile aynı çizgide olmadığımız doğru” ifadelerini kullandı.

‘İZİN VERMEYECEĞİM’

Bakan Tekin’in sürekli geçmişe yönelik tartışmalar açtığını ve bugünü, yarını gözden kaçırdığını söyleyen Özçağdaş, “Beyhude uğraşmasın. Televizyon programlarında incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalarla, saatlerce halkın gündemini değiştirmeye çalışan yandaşlar gibi kendisinin asıl gündemi değiştirmesine izin vermeyeceğim” dedi.

‘TAMAMLANMAMIŞ OKULLARI BİTİRSİN’

Özçağdaş, eğitime ilişkin sorunları anımsattı ve Tekin’e çağrıda bulunarak “Depremden 18 ay sonra, bir tanesi bile tamamlanmamış okulları bitirsin. Farklı kamu kurumları tarafından kullanılan okulları çocuklara geri versin. İkili eğitime mahkum ettiği okullar nedeniyle sabahın ve akşamın kör karanlığında okula gitmek zorunda kalan çocukların ulaşım sorununu çözsün. Çocukların otostop çekerek okula gitmelerinden utansın, harekete geçsin. Açlıktan bayılan, yetersiz beslenen öğrencilere günde bir öğün yemek, bunu da yapamıyorsa en azından bir bardak temiz su versin. Okul aile birliklerine sırtını yaslamadan, okullara bir güvenlik görevlisi, yeterli sayıda temizlik personeli atasın. Öğrencilerin, öğretmenlerin, eğitim bileşenlerinin psikososyal destek ihtiyaçlarına yönelik programlar geliştirsin” diye konuştu. 

‘ÖĞRETMENLERİN FERYADINI DUYSUN’

Deprem bölgesinde öğrencilerin ve öğretmenlerin, 21 metrekare konteynerlerde yaşama tutunmaya çalıştıklarını vurgulayan Özçağdaş, eğitimle ilgili sorunları hatırlatmayı ve Tekin’e olan çağrısını sürdürdü. Özçağdaş, Tekin için “Deprem illerindeki çocuklar ve öğretmenlerin diğer illerdeki çocuklar ve öğretmenler ile aynı koşullarda olmadıklarını aklında tutarak, eşit olmayan koşullarda ortak sınavlara tabi tutulmalarına engel olsun. Cefakar öğretmenlerimize ek özlük hakları veremiyorsa bile, en azından ‘Hak sahibi değilsiniz’ denilerek konteynerlerden çıkarılmasına engel olsun. Çifte mağduriyet yaşayan depremzede öğretmenlerin feryadını duysun. Ücretli öğretmenlik adını verdikleri köle düzeninde öğretmen çalıştırmayıp kadrolu öğretmen ataması yapsın. Okul yöneticilerinin konteyner kentlerde ikinci bir görevlendirme ile yöneticilik yapmaya zorlanmalarına engel olsun” ifadelerini kullandı.

‘TELEVİZYONDA YORUMCULUK YAP’

Özçağdaş son olarak şunları söyledi: “Özetle Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin işini yapsın. Yapmayacaksa istifa etsin, gitsin televizyonlarda yorumculuk yaparak zamanını geçirsin. Kendisini yemini ile görevini aldığı işini yapmaya davet ediyorum.”