Rus Rosatom’un yerli ortağı İçtaş bünyesinde çalışan işçiler denetimsizlik ve baskılar nedeniyle bir günlük iş bıraktı.
Öte yandan açılışının ertelenmesi ve işçilerin kötü şartlarda çalıştırılmasıyla sık sık gündeme gelen Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatında yeni bir skandal ortaya çıktı. Santralde çalışan işçilerin yemeğinden prezarvatif çıktı.İşçiler olayın görüntülerini sosyal medyada paylaştı.
Cumhuriyet’e konuşan ve çalışma şartlarını “Santralin içi cezaevi gibi” sözleriyle özetleyen bir işçi, “Birçok işçinin yemeklerden zehirlendiği oldu. İşten çıkarıldığını sabah mesaiye geldiğinde kartının geçersiz olmasıyla öğrenen arkadaşlarımız var. Yalnızca yılbaşından beri üç binden fazla kişi bu durumu yaşadı” dedi.
‘KENDİ ÜLKEMİZDE SIĞINMACI GİBİYİZ’
Başka bir işçi ise “Şikayetlerimizi dile getirdiğimizde yetkililerden şirketin küçülmeye gittiği ve Rus firmadan ödenek alınmadığı gerekçelerini duyuyoruz. Saha polisleri Rus ve Özbek işçileri birçok konuda tolere ederken Türklere her fırsatta 8 bin liraya varan cezalar kesiyorlar. Onlar maaşlarını dolar üzerinden alırken biz Türk lirası üzerinden, gecikmeli ve eksik alıyoruz. Kendi ülkemizde sığınmacı gibi hissediyoruz” ifadelerini kullandı.
Patronların Ensesindeyiz Mücadele ve Dayanışma Ağı avukatlarından Av Derya Demir ise inşaatın başından itibaren iş hukukunun anayasanın uluslararası sözleşmelere temel insan haklarına aykırı bir şekilde işçi çalıştırıldığına dikkat çekti.
‘TELEFONLARI KORKUYLA AÇIYORUZ’
Santral için “İşçi lehine olan yasaların yürürlükten kaldırıldığı sadece yasakların hüküm sürdüğü bir yer” tanımlamasını yapan Demir, “Telefonlarımız, bir gün binlerce işçinin yemeklerden zehirlenmesi ile çalıyor, başka bir gün menenjit salgını, iş kazalarıyla çalıyor. Maaşlarını aylarca alamayan işçilerin ihbarlarıyla dolu telefonlarımız. Oradan gelen telefonları korkarak açıyoruz” dedi.
‘BAKANLIK HAREKETE GEÇMİYOR’
Çok büyük problemler ilgili bakanlık denetiminin olmadığını, işçilerin sürekli olarak baskı altında tutulmaktan haklarını aramama noktasına geldiğinin altını çizen Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“İşçilerle sürekli temas kurup haklarını anlatıyoruz. En sabiti saha polisi diye yasalarımızda olmayan bir uygulama var: keyfi maaştan kesme tutanakları tutup işçilerin fazla mesailerini ya da ücretlerini gasp ediyor patronlar. Oysaki maaştan kesme cezası kanunda belli şekle tabii. Savunma almadan kesemezsiniz, bir de o kestikleri para cezalarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili hesabına aktarıyorlar mı? Denetleniyor mu? İşçilerden gelen ihbarları sık sık duyuruyoruz bakanlık hiçbir denetim yapmıyor, harekete geçmiyor.”