Türkiye’de son dönemde gümüşe olan talep hızla yükseliyor.
Altın fiyatlarının yüksekliği, yatırımcıları alternatif arayışına yönlendirirken, gümüş öne çıkıyor. Talebin artmasıyla birlikte gümüş artık kuyumcu vitrinlerinde altınla yan yana sergileniyor.
Düğünlerde “gümüş takma” geleneği de giderek yaygınlaşıyor. Ancak uzmanlar, yükselen taleple birlikte sahte ürün riskinin de arttığına dikkat çekiyor.
İnce gümüş kaplamanın altında ucuz metallerin, pirinç veya çelik gibi kullanıldığı ürünler yatırımcıları yanıltabiliyor.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, kuyumculuk sektörü temsilcileri, özellikle internetten satılan ucuz gümüş bar ve sikkelerin riskli olduğunu belirtiyor.
Üzerinde “925” veya “999” damgası olsa bile yapılan testlerde gerçek değerine ulaşmayan ürünlerle karşılaşılabiliyor. Bazı satıcılar, kaplama ürünleri yüksek ayarlı gümüş gibi pazarlayınca şikayetler artıyor. Uzmanlar, yatırımcıların aşırı düşük fiyatlı ürünlerden kaçınması ve alışverişlerini güvenilir kuyumcu, rafineri veya darphanelerden yapması gerektiğini dile getiriyor.
GÜMÜŞ ALIRKEN BASİT KONTROLLER ÖNEMLİ
Gümüşün manyetik olmaması, çınlama sesi vermesi ve ağırlığının belirli standartlara uyması gibi testler, ilk etapta ürünün doğruluğunu kontrol etmek için yeterli olabiliyor.
Ancak yüksek meblağlarda yatırım yapacak kişilerin mutlaka profesyonel testleri tercih etmesi gerekiyor. Yatırımcıların takı veya yatırım amaçlı gümüş alırken belge, fatura ve sertifika kontrolü yapmaları ve şüpheli durumlarda ürünü test ettirmeleri öneriliyor.
"MARKASIZ GÜMÜŞTEN KAÇININ"
Fatih’te kuyumculuk yapan Ali Rıza Öner, “Özellikle internetten satılan ürünlerde risk yüksek. Üzerine 925 damga vurup aslında kaplama ya da içi çelik olan ürünleri satan çok kişi var. Gümüşün gram fiyatı belli; bunun çok altında satılan bir ürün varsa zaten şüpheyle yaklaşmak lazım. Biz rafineri sertifikası olmayan hiçbir ürünü vitrinimize koymuyoruz. Biz müşterilerimize her zaman güvenilir yerlerden alışveriş yapmasını, mümkünse tartı ve test cihazıyla ürünü kontrol ettirmesini öneriyoruz” dedi.
Gümüş Atölyesi sahibi Ayşe Nazar ise, “Gümüş daha çok takı amaçlı tercih edilirdi, şimdi yatırım için külçe ve bar alanların sayısı iki kat arttı. Fakat piyasada düşük ayarlı, hatta tamamen sahte ürünler dolaşıyor. En çok da ‘gerçek gümüş bar’ diye satılan kaplama ürünler sorun oluşturuyor. İşin ilginci, bazı sahteler görünüşte çok kaliteli olduğu için ustalar bile dikkat etmeden anlayamayabiliyor. Her parçanın mutlaka XRF testiyle doğrulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
SAHTE GÜMÜŞ NASIL ANLAŞILIR?
Mıknatıs testi: Gümüş manyetik değildir. Güçlü bir mıknatıs çekiyorsa ürün sahte olabilir.
Damga kontrolü: 925, 900, 800 veya 999 damgaları gerçek gümüşün işareti olabilir, ancak yalnızca damgaya güvenmek yeterli değildir.
Renk kontrolü: Gümüş zamanla kararır, kolayca parlatılabilir. Hiç kararmayan veya aşırı parlak ürünler şüpheli olabilir.
Çınlama testi: Hafifçe vurulduğunda net bir çın sesi verir. Sahte veya alaşımlı metaller daha tok ses çıkarır.
Ağırlık testi: Gümüş yoğun bir metaldir, sahte ürünler genellikle daha hafiftir.
Buz testi: Gümüş ısıyı hızlı iletir; üzerinde duran buz normalden daha hızlı erir.
Profesyonel test: Asit testi veya XRF cihazı kesin sonuç verir. Yüksek değerli ürünlerde bu testlerin yapılması güvenli alışveriş için kritik önemdedir.