Anne karnında bebeği koruyan amniyon sıvısı nedir?
Anne karnındaki fetüs, bir zar tabakası tarafından kaplanan kese içinde bulunur. Bu keseye amniyon
kesesi, çevreleyen zara amniyon zarı, içindeki sıvıya ise amniyon sıvısı adı verilir. Amniyon gebelikte
oldukça önemli işlevleri olan dinamik bir sıvıdır adeta hidrolik bir basınç dengeleyicidir. Amniyon
kesesi, gelişen fetüsü dış tesirlere karşı korur ve içerdiği sıvı fetüsün güvenli bir şekilde anne
rahminde rahat hareket etmesine olanak sağladığından kas-iskelet sisteminin düzenli gelişmesine
yardımcı olur. Sıvıya herhangi bir yönden gelen basınç, küresel olarak her tarafa yayılır, böylece fetüs
olumsuz etkilerden korunmuş olur.
Bebeği Ses, Darbe ve Enfeksiyondan Koruyor!
Amniyon sıvısının fetüse rahat hareket ortamı sağlamasının yanı sıra, enfeksiyon hastalıklarına karşı
da koruduğu kabul edilmektedir. Amniyon sıvısının etrafını çeviren zarlar; fetüsü, vajina ve rahim
ağzındaki mikroorganizmalardan ve diğer potansiyel zararlı maddelerden koruyucu bir engel
oluşturur. Ayrıca su içindeki bebek dış travmalardan ve ısı değişikliklerinden de korunur. Amniyon
sıvısı hidrolik bir basınç dengeleyici olarak bebeğin simetrik olarak büyümesi ve gelişmesini destekler.
Bebeğin beyin gelişimine katkıda bulunur. Bebeği ses, darbe, ışık, basınç gibi dışarıdan gelen
etkenlere karşı korur. Bebeğinin vücut ısısını düzenler. Amniyon sıvısının fetüse sağladığı bir diğer
hayati imkan ise, sabit ısının korunmasıdır. Günde 8 defa 3 saatte bir devamlı değişen amniyon sıvısı
belirli bir sıcaklıkta olup, fetüsün gelişimi açısından ihtiyacı olan ısıyı her tarafa eşit olarak dağıtır.
Sıvının içerisindeki maddeler bebeğin duyu organlarının gelişimine yardımcı olur. Kas ve sinir sistemi
başta olmak üzere akciğerler, böbrekler gibi pek çok organ sisteminin gelişiminde rol oynar. Amniyon
sıvısının varlığı anne sağlığı için de önem taşımaktadır. Bu sıvı rahmin boşluklarını doldurur. Bu sayede
zamanla büyüyen ve ağırlık kazanan fetüs, annenin rahmine ağırlık yapmaz. Aksi halde fetüs
büyüdükçe rahme baskı yapacak, böyle bir durumda da rahim duvarlarının ters baskısı sebebiyle,
fetüs normal gelişimini tamamlayamayacaktı.
Amniyon Sıvısının Kaynağı Nedir?
Amniyon sıvısı; yüzde 99 su, inorganik tuzlar, organik maddeler ve fetüsten dökülen epitel
hücrelerden oluşur. Organik bileşiklerin yarısı protein diğer yarısı ise karbonhidrat, enzim, yağ,
hormon ve pigmentlerden ibarettir. Ayrıca fetüsün cilt, solunum sistemi, sindirim sistemi ve boşaltım
sisteminden dökülen hücrelerin olduğu bir sıvıdır bu.
Az Olduğunda Hangi Problemler Ortaya Çıkar?
Amniyon sıvısının miktarı bebeğin iyilik halini, gösteren bir göstergedir. Bebeğin suyunun miktarı
bebeğin yeterince kanlandığının, dolaylı oksijenlendiğinin işareti olarak kabul edilir. Gebelik
döneminde bebeğin suyunun azalmasına (gebelik sonunda 500 ml’ den az olmasına)
“Oligohidramnios” denir. Hamilelerin yaklaşık yüzde 4’ünde görülen bir problemdir. Bu durum
genelde hiçbir belirti vermez ve ultrason incelemelerinde tespit edilir. Normalde doğum başlarken
zarlar yırtılır, gebenin suyu gelir ama “Erken Membran Rüptürü” denen zarların doğum eylemi
başlamadan günlerce önce yırtılması ve sızıntı şeklinde suyun gelmesi durumunda anne suyunun
azaldığını fark edebilir. Bebeğin hareketlerinin sürmesi, simetrik olarak gelişiminin devam edebilmesi
ve kordonun uygun şeklinde kalabilmesi için kesenin içerisinde yeterli miktarda amniyotik sıvının
bulunması önemlidir.
Sıvı Azlığının Nedenleri Neler?
Pek çok neden “oligohidramnios”a yol açabilir. Çoğunlukla plasental yetersizliğe bağlı gelişir. Bebek
kan dolaşımının yetersiz olduğu, sıkıntıda olduğu durumlarda dolaşan kan kalp ve beyin gibi daha
hayati organlara giderken böbrek akımı azalır, böylece bebeğin idrar miktarı da azalır (bu durum az su
içen bir kişinin az miktarda idrar çıkarmasına benzetilebilir). Amniyon sıvısının oluşmasında en büyük
katkıyı sağlayan bebek idrarının (steril) azalması, ultrasonda amniyon miktarının düşük ölçülmesine
neden olacaktır. Ayrıca “amniyotik memran”ın erken yırtılarak sıvı sızdırması nedeniyle de oluşabilir.
Fötal böbreklerin gelişememesi ve üriner kanal tıkanıklığı da oligohidramnios yapan nedenlerdendir.
İkizlerden birinin diğerinin aleyhine aşırı büyümesi olan ikizden ikize transfüzyon sendromunda az kan
giden ikizin amniyon mayisi de az olur. Amniyon sıvısının azalması durumunda azalma miktarı
ultrason ile yakından takip edilmelidir.
Dengelemek İçin Ne Yapmak Gerekir?
Sıvının çok azaldığı durumlarda deneysel bir uygulama olarak amniyon kesesi içine özel bir sıvı
enjekte edilebilir bu işleme “amniyoinfüzyon” denir. Ancak bu yöntem yüksek enfeksiyon ve düşük
riski taşıdığı için yaygın değildir. Diğer bir yol ise annenin vücudundaki sıvının artırılması yoludur.
Annenin bol sıvı tüketmesi amniyotik sıvı miktarını geçici de olsa artırabilir. Sıvı çok azalmış ve bebek
tehlikeye girmiş ve gebelik dönemi uygun ise doğum gerçekleşebilir. Eğer oligohidramniyoz; ikinci
trimester döneminde doğuma daha aylarca zaman varken görülmüşse, ileride kalıcı sakatlıklar yapan
bir durumun sebebi olmuş ise, amniyoinfüzyon ve sıvı artırım yolları netice vermemiş ise gebeliğin
sonlandırılmak zorunda kalınır.
Fazla Olması Hangi Sonuçlara Yol Açar?
Amniyon sıvısının normalden fazla olmasına ise “Polihidramnios” adı verilir. Amniyon sıvısı hacminin
2000 ml. üzerinde olması halidir. Gebeliklerin yüzde 3 ünde görülür. Hastaların yüzde 60’ında da
sebep bulunamaz. Polihidramnios saptanan bir gebelikte ilk adım, ultrasonla dikkatli bir anomali
taramasıdır. İkinci adım ise anneye ait nedenlerin araştırılmasıdır. Özellikle kan şekeri takibi
yapılmalıdır zira diyabetik anne bebeklerinde daha sıktır. Sebebi bilinmeyen durumlarda takip süreci
gebelik boyunca devam etmelidir. Doğum sonrası kalıcı sakatlık yapacak bir durum varsa ve erken
gebelik dönemindeyse gebelik sonlandırılır. Yaşamın devam edebileceği bir sebep var ve doğuma az
bir zaman kaldıysa peş peşe yapılan amniosentezlerle sıvı azaltılma yoluna gidilir.
Amniyon Zarının Yırtılması Çok Tehlikeli!
Antibakteriyel faktörler bulunan ve mekanik olarak da içindeki fetüsü saran amniyon zarları, doğum
başlamadan yırtılırsa buna “Erken Membran Rüptürü” denir. Gebeliklerin yaklaşık yüzde 10’unda
görülen bu durumun nedeni, bazı hallerde saptanamaz. Ancak bu olguya çoğunlukla enfeksiyonların
neden olduğu düşünülmektedir. Bu enfeksiyonlar; su kesesinin erken açılması ve doğum eylemi
sırasında mikroorganizmaların annenin genital bölgesinden rahmine bulaşmasıyla ortaya çıkar.
Enfeksiyon geçirmeyle amniyon sıvısında ve zarlarında enfeksiyon olursa, anneye antibiyotik başlanır
doğum olabildiğince erkene alınmaya çalışılır. Anne karnındaki bu enfeksiyon fark edilmezse ve tedavi
edilmezse bebeğin akciğerlerinde zatürreye ve beyninde menenjite yol açar. Anne için de bebek için
de ölümcül olabilir. Doğum sonrası bebeğin uzun süre yoğun bakımda kalmasına neden olabilir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt