Gece yeme bozukluğu sendromu nedir, nasıl tedavi edilir?


İnsan vücudunun uyku düzeni gibi genel bir yeme saati bulunuyor. Nasıl akşamları uyuyup, sabahları kalkıyorsa, metabolizmamızın da en erken, en hızlı çalıştığı saatler sabah saatleri. Bu nedenle sabah erken kalkmak ve kalktıktan sonraki bir saat içinde kahvaltı yapmak, metabolizma hızını yükseltmek adına büyük önem taşıyor.
Kahvaltı yaptıktan sonra ise öğünler arasında altı saatin aşılmaması gerekiyor. Bu saatler kişinin ritmine, biyoritmine, günlük hareketine, uyku düzenine göre değişebiliyor. Fakat gece yeme sendromu olan kişiler gün içerisindeki yeme düzenine çok fazla uyum sağlayamıyorlar.

Gece yeme sendromu olan kişilerde sabah tok olarak uyanma, uyandıktan sonra ilk öğünü birkaç saat geciktirme, akşam saatlerinde fazlaca yeme ve gece besin alımının eşlik ettiği uyku bölünmeleri görülüyor.
Gece yeme sendromu, günlük kalorinin en azından %50'sinin akşam yemeğinden sonra atıştırmalar ile alınması, haftada üç gece en az bir kez uyanma ve sonrasında yüksek kalorili atıştırmaların yapılması ile bu durumun en az üç ay sürmesiyle görülüyor.
Bu durumun görüldüğü kişilerde yedikten sonra suçluluk, sıkıntı, gerginlik, karamsarlık ve sinirlilik hali gibi duygusal durumlar görülebiliyor.

GECE YEME SENDROMUNUN NEDENLERİ
Gece yeme sendromu tam olarak, akşam yemeğinden sonra günlük alınan kalorinin %50’sinin geç saatlerde alınması ve bunun haftada en az üç gün, üç gece uykudan uyanarak yapılmasıyla ortaya çıkıyor.
Kişi bunu uykudan uyanıp yapıyorsa ve üç ay boyunca tekrarlıyorsa gece yeme sendromundan şüphelenmek gerekiyor. Gece yemelerinde daha çok kişiye haz veren yağlı ve şekerli yani kan şekerini hızla yükselten gıdaların tüketildiğini belirtiliyor. Bu tabloda açlığın yanında başka nedenler de yatabiliyor.

Bunlar:
* Uyku düzensizliği
* Psikolojik sorunlar, depresyon ya da yüksek derecede anksiyete
* Hormonal nedenler (Kan şekerindeki dengesizliklerden dolayı kişi acıkır)

GECE YEME BOZUKLUĞU SENDROMU NASIL TEŞHİS EDİLİYOR?
Gece yeme bozukluğu sendromu teşhisi için önce bir dahiliye hekimine görünüp sebepleri araştırmak gerekiyor. Hormon tetkikleri nedenlerin belirlenmesinde önem taşıyor.
Gerekiyorsa psikolog veya psikiyatristten yardım almak, sonrasında da beslenme planını düzenlemek için diyetisyene başvurmak önemli.

Gece yeme sendromu yanında bir de son yıllarda çok sık rastlanan “tıkınırcasına yeme bozukluğu” (binge eating disorder) bulunuyor. Bu bozukluk, yemek yeme kontrolünün kaybedilmesiyle, aşırı miktarda besinin kısa bir sürede alınmasıyla görülüyor.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu, kadınları erkeklere göre daha sık etkiliyor. Tahminler tıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireylerin %60’ının kadın, %40’ının erkek olduğu yönünde.

Bireyler genelde 2 saat gibi kısa bir zaman periyodunda aşırı miktarda yemek yiyor ve tıkınma nöbeti boyunca yeme kontrolünü kaybediyor. Kendilerini durduramayacakları hissine kapılıyorlar. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişiler normalden daha hızlı yiyor ve bu sürede yalnız olmayı tercih ediyor. Bu yeme nöbeti sonrası kendilerinden hoşlanmamaya başlıyor ve depresif davranışlar sergiliyebiliyor.

Tıkınırcasına yeme ortalama 3 aylık sürede, en az haftada bir kez görülebiliyor. Bu kişilerin yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol seviyesi, kalp-damar hastalıkları, diyabet ve safra kesesi hastalıkları açısından risk altında oldukları gözlemlendi.
Genellikle obezite tanısı da alan bu kişilerde, normal yeme davranışı olan bireylere göre beden memnuniyeti de oldukça düşük.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Gece yeme sendromu genelde stres, depresyon ve düşük özgüvenle yakın ilişkili olurken, şişman kişilerde görülme sıklığı, zayıf veya normal ağırlıkta olan bireylere göre daha fazla. Bu kişiler yetersiz uyudukları ve aralarda uyanıp yedikleri için sabah uyandıklarında çok tok oluyor ve yeme istekleri olmayabiliyor.
Gün boyunca o tokluk süreci devam ediyor ve bu sefer akşam olduğu zaman tekrar acıkmaya ve enerji ihtiyaçları artmaya başlıyor.

Gece yeme sendromunun tedavisinde altta yatan nedenlerin öncelikle araştırılması gerekiyor. Altta yatan nedenin hormonal ya da psikolojik kökenli olabiliyor.
Akşam saatleri günün en hareketsiz olunan artık metabolizmanın da yavaşladığı zaman dilimi. Bu saatlerde fazla yemek, gün içinde hiçbir şey yemeseniz dahi kilo alımına neden oluyor. Gece yeme sendromu sırasında hedef, öncelikli olarak gün içindeki beslenme planını dengeye sokmak olmalı. Bunun için gece yemeye neden olan stres faktörlerinden uzak durmaya çalışılmalı. Sonrasında ise fazla yemeye neden olan besinler sofradan kaldırılmalı, mümkünse evde de bulundurulmamalı.
Gece yeme sendromu sırasında genelde yüksek şekerli ve yağlı besinler tercih ediliyor. Bu besinler hacimce düşük, kalorice yüksek oluyor.

* Pirinç, patates, börek ya da tatlı gibi basit şeker içeren karbonhidratlardan uzak durulmalı, bunun yerine tam tahıllı ekmekler, kepekli makarna ya da bulgur tercih edilmeli.
* Akşam yemeğini düzene koyduktan sonra, yatmadan iki-üç saat öncesine denk gelecek şekilde mutlaka bir ara öğün planlanmalı.
* Yapılacak olan bu ara öğün uyku sırasında kan şekerinin dengelenmesini ve uyku düzenini sağlayarak, uykudan uyanıp yemenin ya da tam yatacakken acıkmayı önleyerek buzdolabına doğru gitmenin önüne geçebiliyor.
* Tüm gece boyunca kan şekerinin dengelenmesi için protein ve karbonhidrattan oluşan dengeli bir ara öğün olmalı. Bu ara öğünler; bir porsiyon meyve ve bir bardak süt ya da yoğurt; bir dilim beyaz peynir ve bir dilim tam buğday ekmeği veya bir adet galeta şeklinde planlanabilir.

Kişinin isteği halen devam ederse atıştırma olarak domates-salatalık ya da mevsim yeşillikleri yenilebilir. Sebzelerin yaklaşık %90-95’i su olduğu için enerjisi çok düşük, bu yüzden rahatlıkla tüketilebilir. Lif miktarı yüksek olduğu için midede tokluk hissini artırmaya da yardımcı olur.
Akşam yemeği ve gece ara öğünü düzene girdikten sonraki birkaç gün, kişi sabahları acıkarak uyanır. Sonrasında gün boyu öğün atlamadan enerji alımı sağlamaya çalışır.
Egzersiz yapmak insanın bütün bioritmini düzene sokar. Hem iştah metabolizmasını dengeleyerek iştahsızlık ya da iştahın birden çok fazla artması gibi sorunlar engellenmiş olur, hem de duygusal yeme atakları azalır. Egzersiz mutluluk hormonu da salgılattığı için kişinin daha pozitif olmasını sağlar ve bu tarz sendromların hayatına girmesini engelleyebilir.
En Çok Okunan Haberler
-
Ahmet Ercan'dan 'büyük İstanbul depremi' açıklaması
-
İBB operasyonunda yeni dalga!
-
Japon deprem uzmanından korkutan açıklama
-
'Sizde hiç mi insanlıktan eser kalmadı?'
-
'Eğer İmamoğlu suçlu çıkarsa siyaseti bırakıyorum!'
-
Mitinge damga vuran konuşmanın arka planı ortaya çıktı
-
İşte gözaltına alınan isimler!
-
Silivri'de İmamoğlu ile görüşecek
-
'Böyle bir açıklamam yoktur'
-
Miting biter bitmez Özel'i hedef aldı!